KEŞŞÎ

Ebû Amr Muhammed b. Ömer b. Abdilazîz el-Keşşî (III-IV./IX-X. yüzyıl)

İmâmiyye Şîası’na mensup ricâl âlimi.

Müellif:

Semerkant’ın yaklaşık 50 km. güneydoğusundaki Keş (günümüzde Şehrisebz) şehrindendir. Ne zaman doğduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte hoca-talebe ilişkilerine bakarak III. (IX.) yüzyılın ikinci çeyreğinde dünyaya geldiği söylenebilir. Ailesi ve hayatı hakkında da fazla bilgi bulunmayan Keşşî’nin ilmî faaliyetini büyük oranda Keş ve Semerkant’ta sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Zira onun Maʿrife’de tahdîs sîgalarıyla kendilerine atıf yaptığı yirmi sekiz hocasının büyük bir kısmı bu bölgedendir. Keşşî’nin daha ziyade Keş, Semerkant, Nîşâbur, Belh, Beyhak gibi Horasan bölgesi âlimlerinden faydalandığı, III. (IX.) ve IV. (X.) yüzyılların Şiî ilim merkezleri Sâmerrâ, Kûfe, Bağdat, Rey, Kâşân, Kazvin gibi bölgelerin âlimleriyle irtibat kuramadığı belirtilmektedir. Hayatının erken dönemlerinde Sünnî iken sonradan Şiîliği benimsediğine dair kanaat ise (Haydar Hubbullah, s. 110) diğer kaynaklarca desteklenmemektedir. Keşşî’nin ilmî gelişimindeki en önemli isim, gerek rivayet gerekse cerh-ta‘dîl bilgisinde kendisinden faydalandığı Semerkantlı Muhammed b. Mes‘ûd el-Ayyâşî’dir (ö. 320/932 [?]). Yine eserinde çokça atıf yaptığı diğer hocaları Hamdûye b. Nusayr el-Keşşî, Ali b. Muhammed b. Kuteybe el-Kuteybî en-Nîsâbûrî, Nasr b. Sabbâh el-Belhî ve Muhammed b. Kûlûye el-Kummî’dir. Kendisinden ilim tahsil eden öğrencilerinin adları kaynaklara yeterince yansımamakla birlikte bazı eserlerde ondan tahdîs sîgalarıyla nakilde bulunan Abdülvâhid b. Muhammed, Ca‘fer b. Muhammed b. Kûlûye (ö. 368/978), Haydar b. Muhammed es-Semerkandî ve Hârûn b. Mûsâ et-Tell‘ukberî’nin (ö. 385/995) adlarına rastlanmaktadır.

Keşşî’nin en önemli eseri Şiî ve Sünnî kaynaklarında zikredilen Maʿrifetü’r-ricâl’dir (Maʿrifetü’n-nâḳılîn). Bu eserden günümüze sadece Ebû Ca‘fer et-Tûsî’nin (ö. 460/1067) İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl (Maʿrifetü aḫbâri’r-ricâl) adıyla yaptığı bir seçme ulaşmış olup Şiî çevrelerinde ricâl sahasının dört temel kitabından biri kabul edilir. Yazıldığı dönemde Keşşî’nin yaşadığı coğrafî bölgenin konumundan dolayı Şiî ilim havzalarında genel kabul görmeyen ve sınırlı sayıda müellifin faydalandığı anlaşılan Maʿrifetü’r-ricâl’in asıl nüshasında yer aldığı halde Tûsî’nin eserinde bulunmayan biyografi ve rivayetler, mevcut nüshada Tûsî’ye ve diğer kitap râvilerine ait ifadelerle eserin aslının tabaka tasnifine dayandığına dair bazı veriler, Tûsî’nin Maʿrife üzerinde birtakım tasarruflarda bulunduğunu göstermektedir. Ancak onun pek çok hata ve fazlalık yanında zayıf râvilerin rivayetlerini barındıran eseri tehzib ettiği, sorunlarını giderdiği, içerisinde hem Sünnî hem Şiî râvilerle ilgili biyografiler yer alırken Sünnî râvileri çıkarıp Şiî râvileri bıraktığı gibi değerlendirmeler mevcut Maʿrife’de de bu tür rivayet ve râvilerin bulunması dolayısıyla tartışmaya açıktır (Hasan el-Emîn, I, 164) ve pek isabetli görünmemektedir. Zira nüshada râvilerin isim, künye ve neseplerinin yazılışındaki hatalar, râvilerin ilişkili oldukları imamlara ayrılan sayfalardan başka yerlerde kaydedilmesi, biyografi başlıklarının bu başlıklar altında verilen rivayetlere uymaması, aynı râviye birden fazla başlık altında değinilmesi, Şiî itikadı ve imam-talebe ilişkilerine dair genel kabullere uymayan bilgilerin varlığı, eserde mürsel ve zayıf rivayetlerin mevcudiyeti gibi sorunlar Tûsî’nin eser üzerinde titiz bir çalışma yapmadığını ortaya koymaktadır. Onun eserden çıkardığı biyografi ve rivayetlerin miktarı bilinmemekle beraber burada mevcut ifadelerin neredeyse tamamının Keşşî’ye aidiyeti konusunda şüphe yoktur. Tûsî’nin faaliyeti birtakım biyografi ve rivayetleri eserden çıkarmakla sınırlı kalmış olup bunlar da Keşşî sonrasındaki iki asır içerisinde telif edilen ve Maʿrife’nin Keşşî nüshasına atıf yapan eserlerden hareketle bir ölçüde tesbit edilebilmektedir. Maʿrife’de râviler genellikle imam sırasını gözeten bir tertiple sıralanır ve biyografiler neredeyse tamamen isnadlı rivayetlerle inşa edilir. Her râvinin itikadî vaziyeti mümkünse imamlarla ilişkilerini gösteren rivayetler vasıtasıyla ortaya konulur. Eser boyunca râvilerin hadis ilmiyle ilgili durumlarının ele alındığı değerlendirmelerin sayısı oldukça azdır. Maʿrife’de dikkat çekici bir şekilde râvilerin vefat tarihlerine dair neredeyse hiç bilgi yoktur. Ancak imamlarla irtibatlarından hareketle yaşadıkları dönemle ilgili birtakım tarihlendirmeler yapmak mümkündür.

Maʿrife’deki rivayet malzemesi imamlar özelinde Şiî cemaat yapısını farklı açılardan tanımayı da sağlar. Maʿrife’den hareketle Şiî düşünce içerisinde filizlenen aşırı görüşler, marjinal fikirlere sahip kimseler ve imamların bunlara karşı tutumu, takıyye, imamların bilgisinin sınırları, mâsumlukları ve sayıları, gaybet, kāim imam gibi konular çerçevesinde Şîa itikadının gelişim aşamaları, erken dönem Şiî fıkıh anlayışı ve Kur’an yorumu, Şiî cemaatlerin Sünnî toplumla, âlim ve idarecileriyle ilişkileri, bizzat Ehl-i beyt içerisinde yaşanan kırılma ve ayrılıklar, imamların siyasal güce ve isyancı hareketlere bakışları, Muhammed el-Bâkır – Ca‘fer es-Sâdık ve sonraki imamların çizgisindeki Şiî cemaatin gelir kaynakları, imamların farklı bölgelerdeki takipçileriyle haberleşme şekilleri ve onları yönlendirme unsurları, vekillik/nâiblik sistemi hakkında ilk elden bilgi sahibi olmak mümkündür. Maʿrife bazı nitelikleriyle Şiî ricâl telif üslûbundan ayrılmaktadır. Hz. Peygamber’den başlayıp imam sırasını gözeterek râvilere alfabetik sırayla yer veren ve bir râvinin durumunu onun imamlarla ilişkisinden hareketle takdir edip cerh-ta‘dîl lafızlarını veya râvinin rivayetlerini zikretmeyen Şiî ricâl eserlerinin aksine Maʿrife doğrudan rivayetlerle kurgulanmış, sonraki müellifler eserde râvilerle ilgili verilen bu hükümlere kayıtsız kalamamıştır. Her hâlükârda Keşşî’nin eseri telif üslûbu bakımından öncesi ve sonrasındaki literatürle uyuşmamaktadır. Eser üzerindeki çalışmaları tetikleyen en önemli âmil de muhtemelen budur.

Keşşî’nin Maʿrife’yi telif ederken yararlandığı kaynaklar erken dönem Şiî telif geleneğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Keşşî, kabul gören yöntemlerle icâzetini aldığı Şiî eserlerinin yanı sıra vicâde yöntemiyle elde ettiği pek çok Şiî ve Sünnî kaynağına da atıf yapar. Özellikle Şiî ilim mirasının erken örnekleri olan “asıl”lara ulaşan isnadları onun Şiî literatürünün erken örneklerinden yararlandığını düşündürmektedir. Keşşî’nin isnadları ve eserinde yer verdiği birtakım rivayetler bazı geç dönem âlimleri tarafından eleştirilmiştir (isnad eleştirilerine örnek olarak bk. Hasan b. Zeynüddin eş-Şehîdüssânî, s. 30-31, 32, 36, 41, 43, 44, 46, 47, 51, 53, 54; metinle ilgili eleştiriler için bk. s. 96, 110, 246). İçerdiği maddî hatalar ve zayıf isnadlar dolayısıyla da eleştirilen Maʿrife, muhaliflerin Şîa hakkındaki kanaatlerini destekleyebilecek birtakım rivayetlere yer verdiği için de tenkit edilmiştir. Genelde imam-Şiî cemaat ilişkilerini zedeleyecek yargılar, yerleşik itikada aykırı rivayetler, hakkında genel kabul bulunan bazı Şiî âlim/râvilerle ilgili nakiller bu bağlamda dikkat çeker. Maʿrife’yi Şiî ricâli, hatta hadis ve fıkıh tarihi bakımından önemli kılan hususların başında râvilerin güvenilir sayılmasını gerektiren esasların pratikte işletildiği ilk kitap olması gelir. Bunun yanı sıra sonradan “ashâb-ı icmâʿ” diye kavramlaşacak terkibin kapsamına dair ilk bilgilere de Maʿrife’den hareketle ulaşılabilmektedir. Şiî ricâl ilmi tarihinde cerh-ta‘dîl ifadelerinin erken kullanımlarını görmek ve bu kavramların gelişim seyrini izlemek açısından da Maʿrife oldukça önemlidir.

Keşşî’nin Maʿrife’sinin, biri bazı ta‘likler içeren altı neşri tesbit edilmiştir: Maʿrifetü aḫbâri’r-ricâl (nşr. el-Hâc Ali el-Mahallâtî el-Hâirî, Bombay 1317); Ricâlü’l-Keşşî (nşr. Seyyid Ahmed el-Hüseynî, Kerbelâ 1963; Beyrut 1430/2009); İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl (nşr. Hasan el-Mustafavî, Meşhed 1348 hş./1969); İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl el-maʿrûf bi-Ricâli’l-Keşşî (nşr. Muhammed Takī Fâzıl el-Meybüdî – Ebü’l-Fazl Mûseviyân, Tahran 1382 hş./2004); İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl el-maʿrûf bi-Ricâli’l-Keşşî (tashih ve ta‘lik: Mîr Dâmâd Muhammed Bâkır el-Esterâbâdî, nşr. Seyyid Mehdî er-Recâî, Kum 1404/1984, bu ta‘lik tam değildir ve 885. rivayet ile sonlanır [II, 776]; Tahran 1424/2004); İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl el-maʿrûf bi-Ricâli’l-Keşşî (nşr. Cevâd el-Kayyûmî el-İsfahânî, Kum 1427/2006).

Maʿrife Üzerine Yapılan Çalışmalar. 1. Ebü’l-Fezâil Cemâleddin Seyyid Ahmed b. Mûsâ İbn Tâvûs (ö. 673/1274), Ḥallü’l-işkâl fî maʿrifeti’r-ricâl adlı eseriyle ilk defa, kendi zamanına kadar telif edilen ricâl kitaplarını bir araya getirmeyi ve birtakım problemlerini gidermeyi hedeflemiştir. Ḥallü’l-işkâl günümüze ulaşmasa da Şehîd-i Sânî Hasan b. Zeynüddin (ö. 1011/1602) tarafından bu eserden hareketle telif edilen ve sadece Keşşî’nin eserinin tertibine yer veren, İbn Tâvûs’a atfen de et-Taḥrîrü’ṭ-Ṭâvûsî diye adlandırılan çalışma basılmıştır. 2. Yûsuf b. Muhammed b. Muhammed b. Zeynüddin el-Hüseynî el-Âmilî eş-Şâmî’nin 981 (1573) yılında tamamladığı eser Tertîbü’l-Keşşî adıyla bilinmekteyse de zamanımıza intikal etmemiştir. 3. Mevlâ İnâyetullah b. Ali el-Kuhpâî en-Necefî’nin çalışmasının adı Tertîbü İḫtiyâri Ricâli’l-Keşşî’dir (Mürettebü İḫtiyâri’r-ricâl). Yazımı 1011 (1602) yılında sona eren eserin yazma nüshası üzerinde Kuhpâî’nin açıklayıcı notlarının da bulunduğu belirtilmiştir. 4. Maʿrife’ye dair çalışmaların en önemlisi, Mîr Dâmâd diye bilinen Muhammed Bâkır el-Esterâbâdî’nin Taʿlîḳ ʿalâ İḫtiyâri Maʿrifeti’r-ricâl’idir. Tam olmayan bir ta‘lik hüviyeti taşıyan eserde önce Maʿrife’nin metni ve altında ta‘likler yer almaktadır. Esterâbâdî’nin değerlendirmeleri özellikle adı geçen râvi ve ilgili isnad hakkında bilgi vermeye, metindeki garîb kelimeleri ya da anlaşılması zor ifadeleri açıklamaya ve lugavî tahlillere yoğunlaşmaktadır. 5. XI-XII. (XVII-XVIII.) yüzyıl âlimlerinden Dâvûd b. Hasan el-Cezîrî el-Bahrânî’nin İḫtiyâr’ını alfabetik olarak düzenlediği bilinmekte, ancak eser hakkında başka bilgi bulunmamaktadır. 6. Seyyid Hasan et-Tabâtabâî el-Bürûcerdî’nin (ö. 1960) Tertîbü esânîdi Ricâli’l-Keşşî adlı bir çalışması vardır.

Bunların dışında modern dönemde de Keşşî ve eseri hakkında bazı çalışmalar yapılmıştır. 1. Ali Hameney’in Çehâr Kitâb-ı Aṣlî ʿİlmi’r-ricâl adıyla kaleme aldığı, Mâcid el-Garbâvî tarafından el-Uṣûlü’l-erbaʿa fî ʿilmi’r-ricâl ismiyle Arapça’ya çevrilen eserinde Keşşî’ye yirmi sayfa ayırmıştır (s. 24-44). Bu çalışmanın Keşşî ve Tûsî’nin eserleriyle ilgili bölümü “Two Principal Works of ‘Ilm al-Rijāl: the Rijāl of Kashshī and Tūsī’s Fihrist” başlığıyla S. Vâhid Ahter (S. Waheed Akhtar) tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir (Al-Tawhīd, XII/1 [1415/1994], s. 149-175). 2. Muhsin el-Emîn’in Aʿyânü’ş-Şîʿa’sına Hasan el-Emîn’in yazdığı müstedrekte Keşşî ve eseri etrafındaki çeşitli meselelere temas edilir (Müstedrekâtü Aʿyâni’ş-Şîʿa, I, 161-165). 3. Abdülazîz Abdülhüseyin Sachedina, “The Significance of Kashshī’s Rijāl in Understanding the Early Role of the Shī‘ite Fuqahā” (Logos Islamikos [ed. Roger M. Savory – Dionisius A. Agius], Toronto 1984, s. 183-206). 4. Pervîn Bahârzâde, “Cestârî der İḫtiyâru maʿrifeti’r-ricâl” (Taḥḳīḳāt-ı ʿUlûm-i Ḳurʾân ve Ḥadîs̱ [1383 hş./2005], s. 79-95). 5. Seyyid Hüseyin Ken‘ânî, “Vîjekîhây-i Ricâlî Kitâb-i İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl” (Mişkât [1389 hş./2011], sy. 107, s. 141-153). 6. Hamîd el-Bağdâdî, “Ḳırâʾe Serîʿa fî kitâbi Ricâli’l-Keşşî (el-ḳarnü’s̱-s̱âlis̱ ve’r-râbiʿ)”, (Türâs̱ünâ, XXIX/115-116 [Kum 1434], s. 330-360).

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Bâbeveyh, Kemâlü’d-dîn ve temâmü’n-niʿme (nşr. Ali Ekber el-Gaffârî), Kum 1405, s. 286, 316, 329, 480; Ahmed b. Ali en-Necâşî, el-Fihrist, Beyrut 1431/2010, s. 12, 356-357; Ebû Ca‘fer et-Tûsî, İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl (nşr. Hasan el-Mustafavî), Meşhed 1348 hş., tür.yer.; İbn Şehrâşûb, Meʿâlimü’l-ʿulemâʾ, Beyrut, ts. (Dârü’l-edvâ), s. 101-102; İbn Tâvûs, el-Emân, Kum 1409, s. 127; Hasan b. Ali b. Dâvûd el-Hillî, er-Ricâl (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Necef 1392/1972, s. 180-181; Hasan b. Zeynüddin eş-Şehîdüssânî, et-Taḥrîrü’ṭ-Ṭâvûsî (nşr. M. Hasan Terhînî), Beyrut 1408/1988, s. 11-16, 30-31, 32, 36, 41, 43, 44, 46, 47, 51, 53, 54, 96, 110, 246; Hür el-Âmilî, Vesâʾilü’ş-Şîʿa, Kum 1404, I, 38; II, 212; III, 12; IV, 60; V, 16; Meclisî, Biḥârü’l-envâr, Beyrut 1403/1983, LXXVIII, 63, 236, 324, 325; İbn Usfûr el-Bahrânî, Lüʾlüʾetü’l-Baḥreyn (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Kum 1429/2008, s. 385, 401-404; Mirza en-Nûrî, Ḫâtimetü’l-Müstedrek, Kum 1416, III, 179, 285-296; Muhammed b. Ebü’l-Hüdâ el-Kelbâsî, Semâʾü’l-maḳāl fî ʿilmi’r-ricâl (nşr. M. el-Hüseynî el-Kazvînî), Kum 1419, I, 69-100; Âgā Büzürg-i Tahrânî, Ṭabaḳātü aʿlâmi’ş-Şîʿa: Nevâbiġu’r-ruvât fî râbiʿati’l-miʾât (nşr. Ali Nakī Münzevî), Beyrut 1390/1971, s. 295-296; a.mlf., eẕ-Ẕerîʿa ilâ teṣânîfi’ş-Şîʿa (nşr. Rızâ b. Ca‘fer Murtazâ el-Âmilî), Beyrut 1420/2009, I, 226; IV, 46-47, 49; X, 105-106; Hasan el-Emîn, Müstedrekâtü Aʿyâni’ş-Şîʿa, Beyrut 1408/1987, I, 161-165; Ali Hameney, el-Uṣûlü’l-erbaʿa fî ʿilmi’r-ricâl (trc. Mâcid el-Garbâvî), Kum 1414, s. 24-44; Mehmet Eren, Şîa’da Hadis Ricâli İlmi-Kaynakları ve Konuları, Konya 2010, s. 54-56, 69-73; Haydar Hubbullah, Dürûs temhîdiyye fî târîḫi ʿilmi’r-ricâl ʿinde’l-İmâmiyye (haz. Ahmed b. Abdülcebbâr es-Semîn), [baskı yeri yok] 1432/2012 (Dârü’l-fıkhi’l-İslâmî), s. 102-116, 131-132; M. Rızâ Cebbârî, “Şinâḫt ve Taḥlîl-i Ḥadîs̱î Ḳum ez Âġāz tâ Ḳarn-i Pencüm”, Müṭâlaʿât-ı İslâmî, sy. 49-50, Meşhed 1379 hş., s. 62 vd.; Liyakat Takim, “The Origins and Evaluations of Hadith Transmitters in Shi’i Biographical Literature”, The American Journal of Islamic Social Sciences, XXIV/4, Herndon 2007, s. 32; a.mlf., “Kašši, Abu ‘Amr Moḥammad”, EIr., XVI, 112; Seyyid Hüseyin Ken‘ânî, “Vîjegîhây-i Ricâlî Kitâb-i İḫtiyâru Maʿrifeti’r-ricâl”, Mişkât, sy. 107, Meşhed 1389 hş., s. 150-153.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 45-47 numaralı sayfalarda yer almıştır.