LEVÂMİU’l-BEYYİNÂT

Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) Allah’ın isim ve sıfatlarına dair eseri.

Müellif:

Râzî’nin Allah’ın isim ve sıfatları hakkında bir eser yazdığı belirtilmekle birlikte bu çalışma kaynaklarda Tefsîrü esmâʾillâhi’l-ḥüsnâ (İbnü’l-Kıftî, s. 191), Şerḥu’l-esmâʾi’l-ḥüsnâ (Sübkî, VIII, 87), Şerḥu esmâʾillâhi’l-ḥüsnâ (İbn Hallikân, IV, 249), Levâmiʿu’l-beyyinât fî şerḥi esmâʾillâh ve’ṣ-ṣıfât (, II, 1569) gibi farklı adlarla kaydedilmiştir. Müellifin kendisi kitabının mukaddimesinde eserinin adını Levâmiʿu’l-beyyinât fi’l-esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât (s. 17), Mefâtîḥu’l-ġayb’ında ise Levâmiʿu’l-beyyinât fî tefsîri’l-esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât (XV, 70) şeklinde zikretmiştir. Kitap, Gurlular’ın Bâmiyân ve Tohâristan kolu hükümdarı Ebü’l-Müeyyed Bahâeddin Sâm b. Muhammed b. Mes‘ûd’a (1192-1206) ithafen yazılmıştır.

Levâmiʿu’l-beyyinât üç bölümden (kısım) oluşmaktadır. “Prensipler ve Ön Bilgiler” (mebâdî ve mukaddimât) adını taşıyan birinci bölüm, kitaptaki yönteme dair kısa bir girişle birlikte esmâ-i hüsnâ hakkında genel konuların açıklandığı on fasıldan meydana gelir. Burada isim-müsemmâya dair çeşitli görüşler zikredilmiş, ardından isim-sıfat münasebeti, isimlerin tevkīfîliği, tasnifi, zâtî sıfatlar, Allah’ı esmâ-i hüsnâ ile zikretmenin fazileti, fikir ve zikir arasındaki ilişkide fikrin asıl, zikrin onun ürünü olduğu ve doksan dokuz isimle bağlantılı olarak tek sayının önemi hakkında bazı açıklamalarda bulunulmuştur. Esmâ-i hüsnâ ile dua ve niyazda bulunmanın faydalarına dair deliller sıralandıktan sonra ism-i a‘zam konusundaki farklı görüşler zikredilerek böyle bir ismin insanlar tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

Eserin üçte ikisini oluşturan, “Ana Konular” (makāsıd ve gāyât) başlıklı ikinci bölümde ilâhî isimler esmâ-i hüsnâ hadisindeki sıraya göre ele alınmıştır. Burada önce tasavvuf literatüründe büyük önem taşıyan “hüve” (hû) zamiri üzerinde durulmuş (krş. , XI, 410), ardından lafza-i celâl ve ona bağlı olarak kelime-i tevhid hakkında geniş açıklamalara yer verilmiştir. Daha sonra “rahmân” ve “rahîm”den başlanarak doksan dokuzuncu isim olan “sabûr”a kadar her ismin etimolojik izahı ve şerhi yapılmıştır. Konular işlenirken yer yer Eş‘ariyye kelâmcılarınca geliştirilen delillerden hareketle muhaliflerin görüşleri cevaplandırılır. Ayrıca hemen her isme ait meselelerin açıklanmasının ardından bu isimle Allah’ı nitelemenin hikmet ve faydalarına temas edilir.

“Ekler ve Tamamlayıcı Bilgiler” (levâhik ve mütemmimât) adını taşıyan üçüncü bölüm iki fasıldan meydana gelmektedir. Birinci fasılda, naslarda Allah’a nisbet edilmeyen ve Râzî tarafından “zât isimleri” diye adlandırılan “şey, kadîm, ezelî, vâcibü’l-vücûd, dâim, cisim, cevher” kelimeleri hakkında kısa bilgiler verilmiş ve son iki kavramın zât-ı ilâhiyyeye izâfe edilemeyeceği vurgulanmıştır. İkinci fasılda, naslarda Allah’a nisbet edilmekle birlikte içeriklerinde beşerî özellikler taşıyan ve müellifçe “sıfât-ı ma‘neviyye” denilen “muhît, karîb, müdebbir, mahabbet, rızâ, sahat, gadab, muvâlât-muâdât, kerâhiyet” kavramları ele alınmıştır.

Levâmiʿu’l-beyyinât, Gazzâlî’ye ait el-Maḳṣadü’l-esnâ’dan sonra esmâ-i hüsnâ konusunda başvurulan önemli bir eserdir. Kitapta ilâhî isimlerin etimolojisi ve açıklaması yanında kelâmî izahlara da yer verilmiştir. Hemen her ismin sonunda tasavvufî-ahlâkî izahlar yapılmışsa da müellif bu konuda faydalandığı Kuşeyrî ve Gazzâlî’nin eserleri kadar başarı sağlayamamıştır. Kitapta yer yer –Mefâtîḥu’l-ġayb’da da görüldüğü üzere- gereksiz tasniflere ve haşvi andıran açıklamalara da rastlanmaktadır. Mevcut atıflardan anlaşıldığına göre Ebû Süleyman el-Hattâbî, Hâris el-Muhâsibî, Ebû İshak el-İsferâyînî, İbn Kuteybe, Ebü’l-Berekât el-Bağdâdî ve Gazzâlî gibi âlimlerin eserleri Levâmiʿu’l-beyyinât’ın kaynakları arasında yer alır. Kitapta ele alınan bazı konuların işlenişi Abdülkāhir el-Bağdâdî’nin el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât’ı ile de benzerlik arzeder.

Müteahhir dönemlerde esmâ-i hüsnâya dair yazılan eserlerin kaynaklarından birini oluşturan Levâmiʿu’l-beyyinât bu niteliğini günümüze kadar sürdürmüştür. Ali Osman Tatlısu’nun hazırladığı Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi’nde (Ankara 1957) ve Ahmed eş-Şerebâsî’nin Lehü’l-esmâʾü’l-ḥüsna adlı eserinde (Beyrut 1402/1981-82) Levâmiʿu’l-beyyinât’tan faydalanıldığı tesbit edilmiştir. Levâmiʿu’l-beyyinât bazı şarkiyatçıların çalışmalarına da konu teşkil etmiştir (bk. bibl.). Çeşitli yazma nüshaları bulunan eser (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1664, Lâleli, nr. 1552, Hasan Hüsnü Paşa, nr. 1158; Konya Yûsuf Ağa Ktp., nr. 4713; Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 498) Muhammed Bedreddin el-Halebî’nin tashihiyle yayımlanmış (Kahire 1323), ayrıca Tâhâ Abdürraûf Sa‘d’ın tahkikiyle basılmıştır (Kahire 1396/1976; Beyrut 1404/1984).


BİBLİYOGRAFYA

Fahreddin er-Râzî, Levâmiʿu’l-beyyinât (nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d), Beyrut 1404/1984.

a.mlf., Mefâtîḥu’l-ġayb, Beyrut 1410/1990, XV, 70.

, s. 191.

, IV, 249.

, VIII, 87.

, II, 1569.

, I, 668; Suppl., I, 922.

G. C. Anawati, “Un traité des noms divins de Fakhr al-Dīn al-Rāzī, le Lawāmiʿ al-baiyināt fi’l-asmāʾ wa’l-ṣifāt”, Arabic and Islamic Studies in Honor of Hamilton A. R. Gibb (ed. G. Makdisi), Leiden 1965, s. 36-52.

a.mlf., “Rahman et rahim dans les Lawami‘ al-bayyinat de Fakhr al-Din al-Razi”, Islamic Theology and Philosophy: Studies in Honor of George F. Hourani (ed. M. E. Marmura), Albany 1984, s. 63-77.

M. Sâlih ez-Zerkân, Faḫrüddîn er-Râzî ve ârâʾühü’l-kelâmiyye ve’l-felsefiyye, [baskı yeri ve tarihi yok] (Dârü’l-fikr), s. 72-73.

Muhammed Aruçi, Abdülkahir el-Bağdâdî ve el-Esmâ ve’s-Sıfât Adlı Eseri (doktora tezi, 1994), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.

Bekir Topaloğlu, “Esmâ-i Hüsnâ”, , XI, 404, 407, 410.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2003 yılında Ankara’da basılan 27. cildinde, 144-145 numaralı sayfalarda yer almıştır.