Mahallî hânedanların Abbâsî Halifeliği ile ilişkileri bağlamında İslâm dünyasında idârî dönüşüm

Tez KünyeDurumu
Mahallî hânedanların Abbâsî Halifeliği ile ilişkileri bağlamında İslâm dünyasında idârî dönüşüm / Administrative transformation in the Islamic world in the context of the relations of local dynasties with the Abbasid Caliphate
Yazar:YAĞMUR HINIZ
Danışman: PROF. DR. GÜLAY BEZER
Yer Bilgisi: Marmara Üniversitesi / Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü / Türk Tarihi Ana Bilim Dalı / Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
138 s.
Abbâsî halifeliğinin zayıflaması üzerine imparatorluğun hemen her bölgesinde birçok yerel hânedan ortaya çıkmıştır. Önce çevrede otoritesini kaybeden halife daha sonra istilacı hânedanların merkezi ele geçirmesiyle tüm siyâsî yetkilerini Bağdat’ı kontrol eden hânedanlara devretmek zorunda kalmıştır. Asli işi olan siyâsî otoriteyi kaybeden halifeler dinî bir alana itilmiş; bunun sonucunda kendi rızaları hilafına, adeta papalar gibi sadece dinî liderler olarak algılanır olmuşlardır. Bu dönemde iktâ tevcihinin zamanla değişebilen bir statü kazanması ve iktâların ırsîleşmesiyle ortaya çıkan yerel hânedanlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, iktidarlarını meşrûiyetin kaynağı sayılan halifeye tescil ettirmek mecburiyetinde idiler. Tabiiyet alameti olarak da hutbe ve paralarda halifenin adını zikretmek, vergi vermek ve daha az yerine getirilen bir mükellefiyet olsa da gerektiğinde asker vermekteydiler. Devlet, özellikle toprak tevcih uygulamaları üzerinden siyâsî olarak parçalanmış, Avrupa feodalitesine benzer bir tablo ortaya çıkmıştır. Özellikle merkeze yakın yerlerde kurulan bu hânedanlar için hilâfet kurumu, siyâsî hâkimiyetlerini pekiştirmek amacıyla ellerinde tutmak istedikleri dinî bir güç olmuştur. Nitekim Bağdat’ı kontrol edebilen hânedanlar halifeliği ortadan kaldırmayıp, kontrollerinde tutarak, İslâm dünyasının kalanı üzerinde tahakküm kurmak istemişlerdir. Özellikle Abbâsîlerin zayıflamasına paralel olarak güç kazanan Hamdâniler, Mervânîler, Mezyedîler, Ukaylîler, Büveyhîler gibi hânedanların Abbâsî hilâfetiyle ilişkileri incelendiğinde bu husus net olarak anlaşılmaktadır. Selçuklular Bağdat’ı ele geçirdikten sonra, yeni statü gereği sultanlara da tabi olmak zorunda kalan bu emîrler, her dönemde iktidarlarının sınırlarını genişletmek, güçlendirmek için uygun zemin aramaya devam etmişlerdir.
After the weakening of the Abbâsîd Caliphate, many local dynasties emerged in almost every region of the empire. The caliph, who first lost his authority in the surrounding area, then had to hand over all his political powers to the dynasties that controlled Baghdad. The caliphs, who lost their main job of political authority, were pushed into a religious area; as a result, they came to be perceived, against their will, as merely religious leaders, almost like popes. In this period, local dynasties that emerged with the status of iqta conferencing that could change over time and the hereditary iqta had to have their power approved by the caliph, who was considered the source of legitimacy, no matter how powerful they were. Mentioning the name of the caliph in sermons and money as a sign of nationality, paying taxes, and although it was a less fulfilled obligation, they gave soldiers when necessary. The state was politically fragmented, especially through land consolidation practices, and a political picture similar to that of European feudalism emerged. For these dynasties, which were established especially in places close to the center, the institution of the caliphate became a religious power that they wanted to hold to consolidate their political dominance. As a matter of fact, the dynasties that could control Baghdad did not abolish the caliphate but wanted to establish authority over the rest of the Islamic World by keeping it under their control. This point is clearly understood when the relations of the dynasties such as Hamdânîds, Marwanids, Mazyadids, Ukaylîds and Buwayhids, which gained strength in parallel with the weakening of the Abbâsîd Caliphate. After the Seljuks captured Baghdad, these rulers, who had to be subordinate to the sultans due to their new status, continued to seek suitable grounds to expand and strengthen the borders of their power in every period.

Download: Click here