MAHZUNİ ŞERİF

(1939-2002)

Türk halk şairi, âşık.

Müellif:

Maraş’ın Afşin ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. Asıl adı Şerif Cırık’tır. Kaynaklarda doğum yılı farklı şekillerde verilmekle beraber kendisi “Geldim” başlıklı şiirinin ilk dörtlüğünde, “Tevellüdüm merak ise milad-ı otuz dokuz” der (Zaman, s. 504). Babası Barginekli Ağuçan Türkmenleri’nden Zeynel Efendi, annesi Döndü Hanım’dır. Çocukluğunda Elbistan’ın Âlembey köyünde Lutfi Efendi Medresesi’nde Kur’an öğrendi. Köyünde ilkokul açılınca buradan 1956’da mezun oldu. 1957’de girdiği Mersin Astsubay Okulu’nu 1959’da bitirdi. 1960’ta Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu’nda kısa bir eğitim ve Sivas’ta beş ay devam eden stajyerlik sonunda askerlikle ilişkisini kesti. Saz çalmaya ve şiir söylemeye başladı. 1960’lı yıllardan itibaren özellikle plaklara okuduğu türkülerle tanındı. Başta Alevî-Bektaşî toplulukları olmak üzere Anadolu’da büyük ilgi gördü. Türkiye ve Almanya’da verdiği konserlerde çalıp söylediği türküler yanında aşırı sol söylemlerinden dolayı zaman zaman sorgulandı. 12 Mart 1972 muhtırasının ardından Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi üzerine, “Erim erim eriyesin” türküsünden dolayı dört ay hapse mahkûm edildi. Yargılanma ve tutuklanmaları daha sonra artarak devam etti. 1989-1991 yıllarında kurucularından olduğu Ozanlar Derneği’nin genel başkanlığını yaptı. 1997 Haziranında Almanya’da bulunduğu bir sırada beyin kanaması geçirdi ve tedavi gördü. 2001 yılı başlarında yeniden rahatsızlandı, bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra sağlığına kavuştuysa da 17 Mayıs 2002 tarihinde Almanya’nın Köln şehrinde öldü. Cenazesi Türkiye’ye getirilip Nevşehir Hacı Bektâş-ı Velî Külliyesi’nin çilehâne kısmında defnedildi.

Mahzuni, gerek aşk ve toplumsal içerikli gerekse sol ağırlıklı ideolojik şiirleriyle tanınmıştır. Bazı şiirleri muhteva, kafiye, ölçü ve nazım bakımından başarılı olduğu halde birçok şiiri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bu şiirlerinde diğer saz şairlerinde de sık sık görülen kafiye, vezin ve nazım hataları fazlacadır. Şiirlerinde bilhassa Pîr Sultan, Âşık Veysel ve Davut Sulârî’den etkilendiğini, Âşık Veysel için yazıp söylediği bir şiiri okuduğu plağın başındaki konuşmasında, “Ben Mahzuni olmuşsam tarihî geleneğim Pîr Sultan’dan, özlemim senden, sesim Davut Sulârî’den ve yüreğim Hak’tandır” şeklinde ifade etmiştir (Yeni Ortam, 14 Mart 1974; Aktaş, s. 88-89).

550 kadar şiiri bulunan Mahzuni’nin bunları aşk şiirleri, inanç şiirleri, sosyal muhtevalı şiirler ve taşlamalar, siyasal içerikli ideolojik şiirler olmak üzere dört grupta değerlendirmek mümkündür. Toplumun her kesimi tarafından sevilmesini sağlayan ve kendisine haklı bir şöhret kazandıran aşk şiirleri gerek edebî değer bakımından gerekse âşık edebiyatı içinde önemli bir yere sahiptir. Hemen hepsi kendisi tarafından bir besteye bağlanan ve türkü olarak da söylenen bu şiirlerin tamamı plağa okunmuş, birçoğu TRT repertuvarında yer almıştır. “İşte gidiyorum çeşm-i siyâhım / Önümüze dağlar sıralansa da / Sermayem derdimdir servetim âhım / Karardıkça bahtım karalansa da” gibi şiirler onun dikkate değer şiirleridir.

Seyyid olduğunu söyleyen Mahzuni, Alevî-Bektaşî inancına sıkı sıkıya bağlıydı. “On iki evlâdın on iki milyon / Uyan İmam Ali gör neler oldu / Bir değil beş değil Yezid’in kahrı / Uyan İmam Ali gör neler oldu / Senin çadırına Mervan’lar doldu” gibi şiirlerinde Hz. Ali yanında on iki imam, Hacı Bektâş-ı Velî başta olmak üzere Alevî-Bektaşî inancı içinde yer alan isimleri sık sık anarak yüceltmiştir. Bunlardan bazıları günümüzde cem âyinlerinde semah dönülürken ezgi eşliğinde okunmaktadır.

Mahzuni’nin büyük halk kitleleri tarafından sevilmesinde önemli payı olan şiirlerinin bir bölümü sosyal içerikli şiirleri ve taşlamalarıdır. Çalışan bütün kesimler, köylüler, işçiler, kimsesizler, Almanya’da çalışan Türk işçileri, hastalar, yoksullar, Çingeneler bu şiirlerde anılmış; merhametsiz zenginler, paraya doymayan doktorlar, görevini yerine getirmeyen ve kötüye kullanan devlet yetkilileri, dünyayı sömüren Amerika yerilmiştir. Mahzuni Şerif yaşadığı dönemdeki bütün siyasal olaylarla yakından ilgilenmiş, bunlardan bir kısmının içinde yer almış ve onaylamadığı siyasîleri taşlamaktan geri durmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA

Süleyman Yağız, Berçenekli Aşık Mahzunî, İstanbul 1976; A. İhsan Aktaş, Anadoluyu Kucaklayan Ozan Mahzuni Şerif, Ankara 1999; Cemil Çiftçi, Maraşlı Şairler Yazarlar Alimler, İstanbul 2000, s. 203-204; Süleyman Zaman, Mahzuni Şerif / Yaşamı Dünya Görüşü Şiirleri, Ankara 2000; A. İ. Afşaroğlu, “Âşık Mahzunî Şerif”, Yeni Ortam, İstanbul 24 Ocak 1973; S. Serpil Savcıoğlu, “Aşık Mahzunî’nin Şiiri”, Halkbilimi, sy. 7, Ankara 1975, s. 12-25; a.mlf., “Aşık Mahzunî’nin Şiiri”, a.e., sy. 8 (1975), s. 12-13; “Mahzunî”, TDEA, VI, 121.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 181 numaralı sayfada yer almıştır.