Mehmet Top. Hoşap’taki Mahmudi beyliği mimarisi. Yüksek lisans tezi (1993)

Tez KünyeDurumu
Hoşap’taki Mahmudi beyliği mimarisi / Mahmudi principality architecture in Hoşap
Yazar:MEHMET TOP
Danışman: PROF. DR. ABDÜSSELAM ULUÇAM
Yer Bilgisi: Yüzüncü Yıl Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
Konu:Sanat Tarihi = Art History
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
1993
254 s.
Hoşap, Van Gölü’nün güneydoğusunda yüksek dağlarla çevrili bir plato üzerinde, aynı adı taşıyan suyun kenarında kurulmuştur. Bugün Van’ın Gürpınar İlçesi’nin nahiye merkezlerinden biri durumundaki Hoşap’ın adı “Güzelsu” olarak değiştirilmiştir. Eski ihtişamını kaybetmesine rağmen geçmişteki canlılığını kale ve diğer eserler sayesinde bir nebzede olsa yaşatan Hoşap, Urartu’dan beri Van-İran arasında ulaşımı sağlayan ana yol üzerinde yer alması nedeniyle daima önemini korumuştur. Yavuz Sultan Selim’in 1514’deki Çaldıran Zaferi’nden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurmaya çalıştığı birliği, 1548’de Kanuni Sultan Süleyman II. İran seferi sırasında sağlamıştır. Bu sırada Osmanlı Devletine tabi olan, aşiretlere dayalı mahalli beylikler, yeni kurulan Van ve Diyarbakır Eyaletlerine bağlanarak bulundukları yerleri birer sancak merkezi olarak yönetmeye devam etmişlerdir. Osmanlı Devlet yönetimindeki bazı prensipler gereği, Hoşap, yine Mahmudi Beyleri’nin idaresine bırakılmıştır. 1548’den sonra Osmanlı Devletine tabi olan Mahmudi Hükümeti ve beyleri İran’la yapılan savaşlarda büyük yararlılıklar göstermişlerdir. XVI. yüzyıl ortalarına kadar Yezidi olan Mahmud aşireti mensuplarının daha sonra Sünni ve Şafii mezhebini kabul etmeleriyle dini ve sosyal yapılara ihtiyaç duyulmuştur. Bunun sonucunda Mahmudi Beyleri cami, medrese, köprü, han gibi eserler yaptırmışlardır. Hoşap’ta Mahmudi Beyleri’nden kalma başta kale olmak üzere, medrese, türbe, han ve köprü gibi mimari ve tarihi önem taşıyan eserler yer almaktadır. Osmanlı Devleti’nin bu beylere siyasi, ekonomik ve idari bakımdan önem ve imtiyazlar vermesi neticesinde bu eserler, XVI. yüzyıl II. yarısı ile XVII. yüzyıl içerisinde yaptırılmıştır. Bu eserler üzerinde yeterli araştırma yapılmaması Osmanlı sanatı ile bağıntılarını ortaya koyamamıştır. İşte bu kitapta, yapıların Osmanlı mimarisindeki yerinin tesbiti ile bölgesel etkiler göz önünde tutularak diğer yapılarla farklı ve benzer yönleri ortaya konmaya çalışılacaktır. Bölgenin ve eserlerin tanıtılmasında yararlı olacağına inandığım bu çalışma ile, bazı konularda ilgililerin dikkatini çekerek bunların korunmasına yönelik faaliyetlere hız kazandırılmış olacaktır.
Hoşap was established on a plateau surrounded by high mountains in the southeast of Lake Van, on the edge of the water of the same name. The name of Hoşap, which is one of the sub-district centers of Gürpınar District of Van today, was changed to “Guzelsu”. Despite losing its former glory, Hoşap, which has kept its past vitality alive to some extent thanks to the castle and other works, has always maintained its importance since it is located on the main road that provides transportation between Van and Iran since Urartu. After the Çaldıran Victory in 1514, Yavuz Sultan Selim tried to establish the union in Eastern and Southeastern Anatolia, in 1548, Kanuni Sultan Süleyman II. It was provided during the Iran expedition. Meanwhile, local principalities based on tribes, which were subject to the Ottoman Empire, were attached to the newly established Van and Diyarbakir Provinces and continued to rule their places as sanjak centers. Due to some principles in the Ottoman State administration, Hoşap was again left to the administration of Mahmudi Beys. The Mahmudi Government and its lords, which were subject to the Ottoman Empire after 1548, showed great benefits in the wars with Iran. XVI. After the Mahmud tribe members, who were Yazidis until the middle of the century, accepted the Sunni and Shafii sect, religious and social structures were needed. As a result, Mahmudi Beys had works such as mosques, madrasas, bridges and inns built. In Hoşap, there are architectural and historical monuments such as the castle, madrasah, tomb, inn and bridge from the Mahmudi Beys. As a result of the Ottoman Empire’s giving importance and privileges to these beys in terms of politics, economy and administration, these works were preserved in the 16th century. century II. XVII with half. It was built in the century. The lack of sufficient research on these works could not reveal their relations with Ottoman art. In this book, it will be tried to determine the place of the structures in Ottoman architecture and to reveal their different and similar aspects with other structures, taking into account the regional effects. With this study, which I believe will be useful in promoting the region and its artifacts, activities for the protection of these will be accelerated by attracting the attention of those concerned.

Download: Click here