MERRÂKÜŞÎ, İbn Mûsâ

Ebü’l-Mehâsin Cemâlüddîn Muhammed b. Mûsâ b. Alî el-Merrâküşî el-Mekkî (ö. 823/1421)

Hadis âlimi.

Müellif:

3 Ramazan 787’de (8 Ekim 1385) Mekke’de doğdu. Aslen Merakeşli olup Mirʾâtü’l-cenân müellifi Yâfiî’nin torunudur. Küçük yaşta Kur’an’ı ezberledi, Mekke ve Medine’de İslâmî ilimlerle ilgili temel bilgileri aldı. Hadis, fıkıh, fıkıh usulü, hesap, Arapça, aruz, meânî ve beyân ilimlerini öğrenerek edebiyatın hem nazım hem nesir türlerinde başarı sağladı. Bilhassa hadis ilmindeki bilgisiyle tanındı. İlelü’l-hadîs ve ricâlü’l-hadîs konularındaki derin bilgisi, âlî ve nâzil rivayetleri diğerlerinden ayırmadaki ustalığıyla Hicaz bölgesinde tanınmış bir âlim ve hadis hâfızı oldu. 814’te (1411) seyahate çıkarak Medine, Kahire, İskenderiye, Kudüs, Şam, Halep, Hama, Humus, Ba‘lebek, Gazze, Nablus ve Remle gibi ilim merkezlerini dolaştı. Cemâleddin Muhammed b. Abdullah İbn Zahîre, İbnü’l-Irâkī, Takıyyüddin el-Fâsî, Sıbt İbnü’l-Acemî, Selâhaddin el-Akfehsî gibi âlimlerden hadis ve fıkıh, babalığı Mâlikî fakihi Halîl b. Hârûn es-Sanhâcî el-Cezâirî’den Arapça öğrendi. Kıraat âlimi İbnü’l-Cezerî ve Fîrûzâbâdî’den faydalandı. İbn Hacer el-Askalânî’nin belirttiğine göre 814-815 (1411-1412) yıllarında ondan Nuḫbetü’l-fiker ile şerhi Nüzhetü’n-naẓar’ı yazdı (el-Mecmaʿu’l-müʾesses, III, 342). Zeynüddin el-Irâkī, Nûreddin el-Heysemî, İbn Haldûn gibi âlimlerden mektupla icâzet aldı.

İbn Hacer el-Askalânî ve diğer biyografi yazarlarının belirttiğine göre Merrâküşî az konuşması, aza kanaat etmesi, kazancını ve ilmini Allah yolunda sarfetmesi, kitaplarını başkalarının istifadesine sunması, zamanını değersiz şeylerle geçirmemesi gibi meziyetleri yanında sözü yerli yerinde kullanmada ve maksadını güzelce ifade etmede de başarılı idi. Defalarca gittiği Yemen’e yerleşerek 820 (1417) yılından itibaren Zebîd’deki el-Medresetü’t-Tâciyye’de ders vermeye başladı. Şöhretini duyup ona ilgi gösteren Yemen Hükümdarı en-Nâsır Ahmed’e bir kaside yazarak teşekkür etti. Orada kaldığı süre içinde her yıl hacca gitti. 823 (1420) yılında Yemen’den hac için kara yoluyla yaptığı çetin yolculuk sonunda rahatsızlanarak 28 Zilhicce 823’te (3 Ocak 1421) Mekke’de vefat etti ve Cennetü’l-muallâ’ya defnedildi. Onun ölümü üzerine yazılıp mezarı başında okunan uzunca bir mersiye Laḥẓü’l-elḥâẓ’da bulunmaktadır (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 277-279).

Eserleri. 1. Taḫrîcü meşyeḫati Ebî Bekir b. Ḥüseyn b. ʿÖmer el-Ḳureşî el-Merâġī. Merrâküşî sekiz cüzden meydana gelen bu eserini, hocası Merâgī’nin seksen küsur yıllık öğrenim ve öğretim hayatında birçok âlimden semâ yoluyla elde ettiği rivayetlerinden derlemiş olup eserin onun hayatında istinsah edilen bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de kayıtlıdır (Mustalah, nr. 97). 2. Taḫrîcü meşyeḫati Ṭaḳıyyiddîn el-Fâsî. Müellif eserine hocasının Muhammed adlı şeyhleriyle başlamış olup müellifin bu adı taşıyan âlimlere dair birkaç “kürrâse” yazdığı belirtilmektedir. 3. Taḫrîcü meşyeḫati’l-Fîrûzâbâdî. Takıyyüddin İbn Fehd bu eseri Fîrûzâbâdî’den okumak için Yemen’e gittiğini ve onu kıraat yoluyla okuduğunu söylemektedir (a.g.e., s. 275). 4. Erbaʿûne ḥadîs̱en mütebâyinetü’l-isnâd ve’l-mütûn. Kütüb-i Sitte musanniflerine ulüvv-i nisbî yoluyla muvafakat eden hadislerden meydana gelen eseri müellifin temize çekemediği belirtilmekte, ayrıca bir başka kırk hadisinin bulunduğu kaydedilmektir.

Merrâküşî’nin bunlardan başka hadis usulüne dair Muḫtaṣar adlı bir eseri, İbnü’l-Cevzî tarzında kaleme aldığı Mevżûʿât’ı, yarım kalmış bir Târîḫu’l-Medîne’si bulunduğu, ders aldığı hocalarını ayrı bir meşyehada topladığı, Nuḫbetü’l-fiker’i şerhetmeye başladığı, fakat bu çalışmalarını tamamlayamadığı bildirilmektedir. Müellif kendi eserleri dahil olmak üzere çok sayıda kitabını Zebîd’e nakletmiş, ancak Mekke’de âni vefatı üzerine bunlar kaybolmuştur. Onun ayrıca pek çok manzumesinden söz edilmiş, İbnü’l-Cezerî’den istediği manzum icâzet talebiyle İbnü’l-Cezerî’nin ona gönderdiği manzum cevabı bazı kaynaklarda yer almıştır (a.g.e., s. 280-281).

BİBLİYOGRAFYA
Fâsî, el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn, II, 364-371; İbn Hacer, İnbâʾü’l-ġumr, VII, 401-403; a.mlf., el-Mecmaʿu’l-müʾesses li’l-muʿcemi’l-müfehres (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî), Beyrut 1415/1994, III, 341-343; Necmeddin İbn Fehd, Muʿcemü’ş-şüyûḫ (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Riyad 1402/1982, s. 135-136, ayrıca bk. İndeks; Abdülvehhâb b. Abdurrahman el-Büreyhî, Ṭabaḳātü ṣuleḥâʾi’l-Yemen (nşr. Abdullah Muhammed el-Habeşî), Beyrut 1403/1983, s. 124, 344-345; Takıyyüddin İbn Fehd, Laḥẓü’l-elḥâẓ (Ẕeylü Teẕkireti’l-ḥuffâẓ li’ẕ-Ẕehebî içinde, nşr. M. Zâhid Kevserî), Dımaşk 1347, s. 272-282; , X, 56-58; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye: Fihristü’l-maḫṭûṭât I: Muṣṭalaḥu’l-ḥadîs̱, Kahire 1375/1956, I, 293-294; Abbas b. İbrâhim, el-İʿlâm, V, 34-35; Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), II, 323; VII, 118-119; M. Habîb el-Hîle, et-Târîḫ ve’l-müʾerriḫûn bi-Mekke, Mekke 1994, s. 97-99.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2004 yılında Ankara’da basılan 29. cildinde, 210 numaralı sayfada yer almıştır.