MERVERRÛZÎ, Ebû Ali

Ebû Alî el-Hüseyn b. Muhammed b. Ahmed el-Merverrûzî (ö. 462/1069)

Şâfiî müctehidi ve kadı.

Müellif:

Şâfiî ulemâsı arasındaki şöhretine rağmen hayatı hakkındaki bilgiler sınırlıdır. Nisbesinden, Horasan bölgesinde Murgāb nehrinin yukarı kısmında küçük bir şehir olan Merverrûzlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu şehir kısaca Merrûz şeklinde telaffuz edildiğinden nisbesi Merrûzî olarak da kaydedilmektedir. Kadılık yapmasından dolayı daha çok Kadı Hüseyin diye tanınmıştır. Çağdaşı Ebû Âsım el-Abbâdî (ö. 458/1066), Şâfiî ulemâsının biyografisine dair eserinde kendisinden birkaç kelimeyle söz ederek onun “ilmin süsü” ve derin kavrayış sahibi olduğunu belirtir. Kendisine en yakın müelliflerden Şâfiî fakihi ve tarihçi Abdülgāfir el-Fârisî (ö. 529/1135) Merverrûzî’yi “Horasan fakihi” diye niteleyerek Nîşâbur’da hadis tahsil ettiğini, çağının onunla tanındığını; künyesini Ebû Muhammed olarak kaydeden Sem‘ânî ise devrinin imamı olduğunu, kendisinden dolayı Merverrûz’un ulemâ yatağı ve fukaha uğrağı haline geldiğini kaydeder. Sonraki kaynaklarda zikredildiğine göre Abdullah b. Ahmed el-Kaffâl el-Mervezî’den fıkıh okudu ve önde gelen talebeleri arasında yer aldı. Ebû Nuaym Abdülmelik b. Hasan el-İsferâyînî, Ebû Bişr Ahmed b. Muhammed el-Herevî ve başkalarından hadis rivayet etti. Başta fıkıh olmak üzere dinî ilimlerde uzmanlaştı, bölgede adını duyurdu. Kaynaklarda muhakkik ve müdekkik bir âlim olduğu, “Habrü’l-ümme” (ümmetin büyük âlimi) lakabıyla anıldığı kaydedilir. Yetiştirdiği talebeler arasında İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî, Abdurrahman b. Me’mûn el-Mütevellî, Ferrâ el-Begavî, Hasan b. Abdullah en-Nîhî, Ebü’l-Fazl Abdülkerîm b. Yûnus el-Ezcâhî, Sa‘d b. Abdurrahman el-Esterâbâdî, Abdürrezzâk b. Hassân el-Menîî, Ebü’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed es-Serahsî gibi âlimler bulunmaktadır. Merverrûzî 23 Muharrem 462 (11 Kasım 1069) tarihinde Merverrûz’da vefat etti.

Merverrûzî, mezhep imamının usul ve kaidelerine bağlı kalarak ictihad yapan “ashâbü’l-vücûh” müctehidlerden sayılmakta, et-Taʿlîḳa’sında da görüldüğü üzere kendisinden mezhebin diğer önde gelen âlimlerinin görüşlerine aykırı ictihadlar nakledilmektedir (bazı görüşleri için bk. Sübkî, IV, 359-365). Nevevî’nin kaydettiğine göre müteahhir Horasan ulemâsının eserleriyle (Mütevellî’nin et-Tetimme ve et-Tehẕîb’i, Cüveynî’nin Nihâyetü’l-maṭlab’ı gibi) Gazzâlî’nin kitaplarında “kadı” kelimesi mutlak olarak kullanıldığında Ebû Ali el-Merverrûzî, Irak Şâfiî ulemâsının kitaplarında ise Ebû Hâmid Ahmed b. Bişr el-Merverrûzî kastedilir. Buna karşılık İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî Ebû İshak eş-Şîrâzî ve Iraklı âlimlerin fıkıhla ilgili hususlarda mutlak olarak kadı kelimesiyle Ebü’t-Tayyib et-Taberî’yi, İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî ve Horasanlı âlimlerin ise Ebû Ali el-Merverrûzî’yi kastettiklerini belirtir.

Eserleri. 1. et-Taʿlîḳa (et-Taʿlîḳu’l-kebîr). Mezhepler arası mukayeseli bir fıkıh kitabı olup İmam Şâfiî’nin öğrencisi Müzenî’nin el-Muḫtaṣar’ının geniş bir şerhidir. Müellif, eserinin ilmin önemi, Şâfiî ve önde gelen talebeleri, taklid ve icmâ konularını kapsayan girişinde ilimde derinleşen üç kişinin bulunduğunu söyler; Mâlik’in ahbârda güçlü, re’y ve istinbatta zayıf, Ebû Hanîfe’nin re’y ve istinbatta güçlü, ahbârda zayıf, Şâfiî’nin ise her iki alanda da güçlü olduğunu ve bu sebeple onun mezhebini seçtiğini belirtir. Merverrûzî, İmam Şâfiî ve öğrencileriyle daha sonraki Şâfiî ulemâsı yanında Ebû Hanîfe ve talebeleri, Mâlik, Ahmed b. Hanbel, Evzâî, İbn Şihâb ez-Zührî, Dâvûd ez-Zâhirî, Ebû Sevr, Hasan-ı Basrî, İshak b. Râhûye ve diğer birçok âlimin görüş ve delillerine yer vermiş, eleştirilerde bulunarak kendi kanaatini belirtmiştir. Kitap, özellikle İmam Şâfiî ve öğrencilerinden nakledilen görüş ve rivayetlerin değerlendirilmesi bakımından önem taşır. Nevevî bu eserin çok faydalı ve ayrıntılı bilgiler ihtiva ettiğini, fakat nüshaları arasında farklılıklar bulunduğunu belirtirken İsnevî, Merverrûzî’nin birbirinden farklı iki Taʿlîḳ’i olduğunu söyler ve bunun onu yazan öğrencilerin ihtilâflarından kaynaklandığına işaret eder. İbn Hallikân’dan naklen müellifin, öğrencisi Ebü’l-Feth Sehl b. Ahmed el-Ergiyânî için söylediği, “Hiç kimse onun gibi benim tarîkime (mezhep imamının görüşünü tesbitte yol ve yöntem) ta‘likte bulunamadı; bana ait iki Taʿlîḳ vardır” sözünü buna delil gösterir (Ṭabaḳāt, I, 408; İbn Hallikân, II, 434; burada sondaki ifade yoktur). Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunan (III. Ahmed, nr. 718) ve tahâretle kısmen namaz bahislerini kapsayan I. cilde ait tek nüsha Ali Muhammed Muavvaz ve Âdil Ahmed Abdülmevcûd tarafından neşredilmiştir (I-II, Mekke, ts. [1416/1995]). 2. el-Fetâvâ. Fukaha arasında meşhur olup bir nüshası Bibliothèque Nationale’de kayıtlıdır (nr. 983). 3. Şerḥu Fürûʿi İbni’l-Ḥaddâd. İbnü’l-Haddâd el-Kinânî’nin eserine yazdığı şerhtir. 4. Ṭarîḳatü’l-ḫilâf. Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de yazma bir nüshası bulunan eseri (Brockelmann, GAL Suppl., I, 669) Muhammed en-Necîmî’nin neşre hazırladığı kaydedilmektedir (et-Taʿlîḳa, neşredenlerin girişi, I, 72). 5. Esrârü’l-fıḳh. 6. Şerḥu Telḫîṣi İbni’l-Ḳās (tamamlanmamış). İsnevî son iki kitabın kendisinde bulunduğunu söyler.

BİBLİYOGRAFYA
Merverrûzî, et-Taʿlîḳa (nşr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Mekke, ts. (Mektebetü Nizâr Mustafa el-Bâz), neşredenlerin girişi, I, 59-73; Ebû Âsım el-Abbâdî, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾi’ş-Şâfiʿiyye (nşr. G. Vitestam), Leiden 1964, s. 112; Abdülgāfir el-Fârisî, Târîḫu Nîsâbûr: el-Münteḫab mine’s-Siyâḳ (nşr. M. Kâzım el-Mahmûdî), Kum 1362 hş., s. 305; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), V, 262; Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân (Cündî), V, 131,132; İbnü’s-Salâh, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾi’ş-Şâfiʿiyye (nşr. Muhyiddin Ali Necîb), Beyrut 1413/1992, I, 492; Nevevî, Tehẕîb, I/2, s. 164; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 134, 433-434; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 260-262; Sübkî, Ṭabaḳāt, IV, 356-365; İsnevî, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye, I, 407-408; İbn Kādî Şühbe, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye, I, 244-245; Musannif, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye (nşr. Halîl el-Meys), Beyrut, ts. (Dârü’l-kalem), s. 234; İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, III, 310; M. G. de Slane, Catalogue des manuscrits arabes de la Bibliothèque Nationale, Paris 1883-95, s. 197-198; Brockelmann, GAL, I, 484; Suppl., I, 669; Karatay, Arapça Yazmalar, II, 644; M. Hasan Heyto, el-İctihâd ve ṭabaḳātü müctehidî eş-Şâfiʿiyye, Beyrut 1409/1988, s. 214-215.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2004 yılında Ankara’da basılan 29. cildinde, 232-233 numaralı sayfalarda yer almıştır.