MESCİD-i CİN

Cinlerin Hz. Peygamber’den Kur’an dinledikleri yere XVIII. yüzyılın başlarında yapılan cami.

Müellif:

Mekke’nin mezarlığı Cennetü’l-muallâ’nın yakınında ve Harem-i şerif’in yaklaşık 2 km. kuzeyinde bulunan şehre hâkim bir tepenin üzerinde yer alır; gece bekçilerinin bu tepede toplanarak nöbet değiştirmelerinin âdet olması sebebiyle (Ezrakī, II, 200-201; Fâkihî, IV, 20) “Mescidü’l-hares” adıyla da bilinir.

Hz. Peygamber değişik zaman ve mekânlarda cinlere vahiy tebliğ etmek için Kur’an okurdu. Bir gün Abdullah b. Mes‘ûd’la birlikte Hacûn yakınlarında bir yere gittiklerinde toprağa bir çizgi çekerek ondan bunu aşmamasını istemiş ve çizginin ilerisinde cinlere Kur’an okumuştur (Ezrakī, II, 201); bundan dolayı buraya “mevziu’l-hat”, daha sonra bu noktada yapılan mescide de Mescid-i Cin adı verilmiştir. Halen camiye, isimleri bir duvarına yazılmış olan yedi cinin Resûl-i Ekrem’e bu mevkide biat etmeleri sebebiyle “Mescid-i bey‘a” da denilmektedir (Mir’âtü’l-Haremeyn, I, 1123); ancak Akabe biatlarının gerçekleştirildiği yerde de aynı adı taşıyan bir cami vardır.

Ezrakī ve Fâkihî’nin kayıtlarında III. (IX.) yüzyılın ikinci yarısında Mekke’de Hz. Peygamber’in cinlerle buluştuğu bir yerden bahsedilmekte, fakat burada herhangi bir yapının bulunup bulunmadığı belirtilmemektedir. X. (XVI.) yüzyılın ikinci yarısında Cennetü’l-muallâ yakınlarındaki Ferhadiye adı verilen yerin burası olduğu tahmin edilmekte (Nehrevâlî, s. 319) ve İbn Zahîre’den de Resûlullahın cinlerle buluştuğu mekânın meşhur olduğu ve yine üzerinde bir yapı bulunmadığı öğrenilmektedir (el-Câmiʿu’l-laṭîf, s. 291). Mekke halkı her yıl zilhiccenin bitmesine üç gün kala akşam namazı vakti Ferhadiye’de toplanıyor ve geceyi burada geçiriyordu (Ali et-Taberî, s. 73). 5 Zilhicce 1072’de (22 Temmuz 1662) burayı gören Faslı Ayyâşî de tepenin ağaçlık olduğunu ve üzerindeki düzlükte fakirlere yemek verildiğini kaydetmektedir (er-Riḥletü’l-ʿAyyâşiyye, II, 279).

Mescid-i Cin’in ilk yapımı 18 Muharrem 1112’de (5 Temmuz 1700) Mekke’ye gelen İbrâhim Ağa adlı mimar tarafından gerçekleştirilmiştir (Sincârî, V, 261-262). O dönemde iki geniş cadde arasında kalan Ferhadiye’de yer altına kubbesiz ve minaresiz olarak tesis edilen caminin kuzey ve güney tarafı sekiz, batı tarafı on altı ve doğu tarafı on bir adım uzunluğunda idi (Mir’âtü’l-Haremeyn, I, 1123). 2000 yılında tamamen yeniden yapılan Mescid-i Cin yer üstündedir ve minareli modern bir cami görünümüyle yakınındaki Cennetü’l-muallâ ile birlikte Mekke’de ziyaret edilen önemli mekânlardan biridir.

BİBLİYOGRAFYA
Tirmizî, “Ems̱âl”, 1; Ezrakī, Aḫbâru Mekke (Melhâs), II, 200-201; Fâkihî, Aḫbâru Mekke (nşr. Abdülmelik b. Abdullah b. Dehîş), Mekke 1407/1986-87, IV, 20-26; Fâsî, Şifâʾü’l-ġarâm (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Beyrut 1405/1985, I, 473-474; İbn Zahîre, el-Câmiʿu’l-laṭîf fî fażli Mekke ve ehlihâ ve binâʾi’l-Beyti’ş-şerîf (nşr. Ali Ömer), Port Said 1423/2003, s. 290-291; Nehrevâlî, el-İʿlâm bi-aʿlâmi Beytillâhi’l-ḥarâm, Kahire 1305, s. 319; Ali et-Taberî, el-Erecü’l-miskî fi’t-târîḫi’l-Mekkî ve terâcimi’l-mülûk ve’l-ḫulefâʾ (nşr. Eşref Ahmed el-Cemmâl), Mekke 1416/1996, s. 73; Ayyâşî, er-Riḥletü’l-ʿAyyâşiyye, Rabat 1397/1977, II, 279; Sincârî, Menâʾiḥu’l-kerem fî aḫbâri Mekke ve’l-Beyt ve vülâti’l-ḥarem (nşr. Melik b. Hayyât), Mekke 1419/1998, V, 261-262; : Mir’ât-ı Mekke, I, 1123-1125; İbrâhim Rifat Paşa, Mirʾâtü’l-Ḥaremeyn, Kahire, ts., I, 172; M. İlyas Abdülganî, Târîḫu Mekkete’l-mükerreme ḳadîmen ve ḥadîs̱en, Medine 1422/2001, s. 132-133.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2004 yılında Ankara’da basılan 29. cildinde, 271-272 numaralı sayfalarda yer almıştır.