MEYMÛN el-KADDÂH

(ö. II./VIII. yüzyılın son çeyreği)

İsmâilî fikirlerin oluşumuna adı karışan Şiî râvisi.

Müellif:

Benî Mahzûm’un âzatlı kölesi olup Mekke’de yetiştiği belirtilmektedir. Kaynaklarda ismi genellikle Meymûn el-Kaddâh şeklinde zikredilmekle birlikte İbn Hacer adını Meymûn b. Dâvûd el-Kaddâh el-Mahzûmî el-Mekkî (Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VI, 49), Deylemî ise Meymûn b. Deysân el-Kaddâh el-Ehvâzî el-Fârisî (Beyânü meẕhebi’l-Bâṭıniyye, s. 20) olarak kaydetmektedir. Zeynelâbidîn’in râvileri arasında gösterilen Meymûn’un (Ebû Ca‘fer et-Tûsî, s. 101) Muhammed el-Bâkır’ın derslerine devam ettiği, ondan hadis rivayet ettiği, vefatının ardından oğlu Ca‘fer’le iyi ilişkiler kurduğu ve ondan da bazı nakiller yaptığı bilinmektedir. Özellikle Ca‘fer es-Sâdık’tan rivayette bulunan oğlu Abdullah’la birlikte İmâmiyye nezdinde itibar sahibi âlimlerden sayılmıştır (Keşşî, s. 212, 332; Ahmed b. Ali en-Necâşî, s. 148; Alâeddin et-Tûsî, s. 129).

İsmâilî kaynaklarında Meymûn ile oğlu Abdullah, Muhammed el-Bâkır ve Ca‘fer es-Sâdık’ın güvenini kazanmış kişiler olarak zikredilmektedir (Lewis, s. 65-67). Ancak Meymûn hakkında verilen bilgilerde çelişkiler görülmektedir. Meymûn’un Ca‘fer es-Sâdık’ın oğlu İsmâil’in ve torunu Muhammed b. İsmâil’in mürebbisi olduğu, Ca‘fer’in ölümünden (148/765) sonra artan Abbâsî baskısı yüzünden Muhammed’i alarak Medine’den Taberistan, Deylem ve Nîşâbur’a gittiği nakledilir. Diğer bazı rivayetlerde ise Muhammed b. İsmâil’in gaybet halinde iken Meymûn veya Abdullah b. Meymûn isimlerini kullandığı ifade edilmektedir. Bu durumda Kaddâh sıfatı da Muhammed b. İsmâil’e ait olmaktadır. Wladimir Ivanow’a göre Muhammed b. İsmâil’in bu iki ismi kullandığını bilmeyen Sünnî tarihçileri yanlış olarak Fâtımîler’in ceddinin Meymûn el-Kaddâh olduğunu ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık İbnü’n-Nedîm’in İbn Rizâm’dan yaptığı alıntıya göre Meymûn el-Kaddâh, Edessalı heretik Bardesan’a (Bar Daysan) mensup bir Deysânî olup Ca‘fer es-Sâdık başta olmak üzere diğer imamların ilâhlığını iddia eden Ebü’l-Hattâb el-Esedî’nin aşırı bir mensubu ve Meymûniyye fırkasının kurucusudur (el-Fihrist, s. 278). Diğer taraftan Sünnî İslâm dünyasında Fâtımî düşmanlığı yüzünden 402 (1011-12) yılında Bağdat’ta Fâtımî halifelerinin nesebinin Muhammed b. İsmâil’den gelmediğini belirten bir mahzar Abbâsî Halifesi Kādir-Billâh’ın emriyle devrin kadıları, önde gelen Sünnî ve Şiî âlimleri tarafından imzalanmıştır. Burada Fâtımî Halifesi Hâkim-Biemrillâh’ın ve dedelerinin Deysâniyye’ye mensup olduğu, nesebinin Ali ve evlâtlarından gelmediği, iddialarının bâtıl, kendilerinin kâfir ve zındık olduğu ileri sürülmüştür (Ebü’l-Fidâ, I, 491). Bu düşüncenin zamanla yayılması sonucunda Fâtımîler’in kurucusu Ubeydullah el-Mehdî’nin nesebinin Meymûn el-Kaddâh’a yahut Meymûn b. Deysân’a dayandığı, şeceresinin Ubeydullah b. Hüseyin b. Ahmed b. Muhammed b. Abdullah b. Meymûn şeklinde olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır (EI2 [İng.], II, 851).

Başta Abdülkāhir el-Bağdâdî olmak üzere Ehl-i sünnet kelâmcılarının çoğu, Bâtıniyye fırkasının kurulmasında önemli payın Ca‘fer es-Sâdık’ın âzatlı kölesi, Kaddâh diye anılan Ahvazlı Meymûn b. Deysân’a ait olduğunu ileri sürmüştür. Rivayete göre Irak’ta Ebû Ca‘fer el-Mansûr tarafından hapsedilen Meymûn burada tanıştığı Dendân lakaplı Muhammed b. Hüseyin’le birlikte Bâtıniyye’yi kurmuş ve davete başlamıştır. Serbest kalınca Mağrib’e gitmiş, orada kendisinin önce Akīl b. Ebû Tâlib’in, daha sonra Muhammed b. İsmâil’in soyundan geldiğini iddia etmiştir (el-Farḳ, s. 282). Mezhepler tarihiyle ilgili bazı kaynaklarda Meymûn’un Ebü’l-Hattâb el-Esedî’nin öğrencisi, Mecûsî (a.g.e., s. 293) yahut yahudi (Muhammed b. Hasan ed-Deylemî, s. 4) asıllı olduğu, çok sayıda bâtınî te’vil ihtiva eden Kitâbü’l-Mîzân adlı bir eser kaleme alıp halkı saptırdığı da nakledilmektedir (Ali Sâmî en-Neşşâr, II, 279).

Meymûn’un Ebü’l-Hattâb’ın öğrencisi olabileceği ihtimal dahilinde ise de Ca‘fer es-Sâdık, aşırılığı sebebiyle Ebü’l-Hattâb ile bütün münasebetleri kesmiş, oğlu İsmâil’in de onunla olan ilişkisine son vermiştir. Buna göre Meymûn’un adı geçen kişiyle irtibatını kesmiş olması gerekir. Aksi takdirde Ebü’l-Hattâb’ın ölümünden (138/755 [?]) sonra on yıl daha yaşayan Ca‘fer’in, torununun terbiyesiyle görevlendirecek derecede Meymûn hakkında beslediği güvenin sebebini izah etmek mümkün değildir. Meymûn’un yahudi veya Mecûsî olduğu, İsmâiliyye’yi kurarak yahut eser telif ederek İslâm’ı ortadan kaldırmak niyetiyle hareket ettiği tarzındaki düşünce de aynı çizgide değerlendirilebilir. Buna göre Meymûn önce İsmâil’le ilgilenmiş, onun ölümü üzerine oğlu Muhammed’le alâkasını sürdürmüş, Ca‘fer’in ölümünden sonra da Muhammed b. İsmâil’in hücceti olarak onunla birlikte çeşitli yerlere intikal etmiştir.

Meymûn el-Kaddâh’ın Muhammed b. İsmâil’in vefatında hayatta olduğunu belirten rivayetler dikkate alındığında onun II. (VIII.) yüzyılın son çeyreğinde öldüğünü kabul etmek mümkündür. Meymûn’un 198 (813-14) yılından sonra öldüğünü belirten rivayet (Ali Sâmî en-Neşşâr, II, 281) isabetli görünmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA
Buhârî, et-Târîḫu’l-kebîr, V, 206; Keşşî, Ricâl (nşr. Seyyid Ahmed el-Hüseynî), Kerbelâ 1963, s. 212, 332; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, Kahire, ts. (Matbaatü’l-istikāme), s. 278; Ahmed b. Ali en-Necâşî, er-Ricâl, Bombay 1317, s. 148; Ebû Ca‘fer et-Tûsî, er-Ricâl (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Kum 1411, s. 101, 135, 317; Bağdâdî, el-Farḳ (Abdülhamîd), s. 282, 293; Muhammed b. Hasan ed-Deylemî, Beyânü meẕhebi’l-Bâṭıniyye ve buṭlânih (nşr. R. Strothmann), İstanbul 1938, s. 4, 20, 29-30; Ebü’l-Fidâ, el-Muḫtaṣar fî aḥvâli’l-beşer, Beyrut 1417/1997, I, 491; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, IX, 320; İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VI, 49; Alâeddin et-Tûsî, el-Fihrist (nşr. M. Sâdık v.dğr.), Necef 1356/1937, s. 129; B. Lewis, The Origins of Ismā’īlism, Cambridge 1940, s. 21-22, 46-47, 54-56, 65-67, 71-73, 76-77; W. Ivanow, The Alleged Founder of Ismailism, Bombay 1946, s. 75-76; Ali Sâmî en-Neşşâr, Neşʾetü’l-fikri’l-felsefî, Kahire 1977, II, 278-283; Muhammed b. Ali el-Erdebîlî, Câmiʿu’r-ruvât, Beyrut 1403/1983, II, 286-287; Farhad Daftary, The Ismā‘īlīs: Their History and Doctrines, Cambridge 1992, s. 109-115; M. Canard, “Fāṭimids”, EI2 (İng.), II, 851; W. Madelung, “Maymūn b. al-Aswad al-Ḳaddāḥ”, a.e., VI, 917; H. Halm, “ʿAbdallāh b. Maymūn al-Qaddāh”, EIr., I, 182-183.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2004 yılında Ankara’da basılan 29. cildinde, 505 numaralı sayfada yer almıştır.