MİFTÂHU’t-TEŞBÎH

Muîdî’nin (X./XVI. yüzyıl) divan şiirinde kullanılan teşbihlere dair eseri.

Müellif:

Arap ve Fars şiirinin tesiri altında gelişen divan şiirinde Arap ve İranlı müelliflerin belâgat sahasında ortaya koydukları eserler, her iki edebiyatın hayal âleminden ve teşbih kadrosundan yararlanan Türk şairlerinin yazdıklarını anlamak ve değerlendirmek için kullanılmaya başlanmış, bazı Türk müellifleri de bu çalışmalardan faydalanarak tercüme ve tâdil yoluyla birtakım eserler kaleme almışlardır. Ahmedî’nin bir kısım Farsça eserlerden özet yoluyla meydana getirdiği Farsça birkaç gramer ve belâgat kitabı (Çetin, II/3-4 [1952], s. 103-108) hariç tutulacak olursa Osmanlı sahasında yazılan Türkçe belâgat kitaplarının ilk örnekleri, Şeyh Ahmed el-Berdahî el-Âmidî’nin Kitâbü Câmii envâi’l-edebi’l-Fârisî’si ile (telif tarihi: 907/1502) Mustafa Sürûrî’nin Bahrü’l-maârif (telif tarihi: 956/1549) adlı eserleridir. Muîdî’nin Miftâhu’t-teşbîh’i de bu konuda Osmanlı alanında yazılan üçüncü kitaptır.

Miftâhu’t-teşbîh’in mevcudiyeti yakın zamana kadar bilinmemekteydi. Kaynaklarda adı geçmediği gibi bu hususta yapılan araştırmalarda da kendisine herhangi bir atıfta bulunulmamıştır. Bir tesadüf neticesinde elde edilen eserin bugün bilinen tek nüshası Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kitaplığı’nda kayıtlı olup (nr. 67) 19 varaktır. Sonundaki mühür, bu nüshanın Dârü’l-hilâfe’deki adı belirtilmeyen bir kuruma müderris Ahmed Ziyâeddin tarafından vakfedildiğini göstermektedir. Eserin telif tarihi bulunmadığı gibi istinsah tarihi de yoktur. Nüshanın sonundaki 1007 (1598) yılına ait bir vefeyat kaydı bu tarihten önce telif edildiğini göstermektedir.

Mukaddimede müellif eserine Miftâhu’t-teşbîh adını koyduğunu belirtmekte, yine mukaddimede kendi adını da Muîdî olarak vermektedir. Şuarâ tezkirelerinde bahsedilen ve her ikisi de XVI. asırda yaşamış olan iki Muîdî mevcuttur. Eser üzerinde yapılan bir çalışmada Miftâhu’t-teşbîh’in Kalkandelenli Muîdî’ye ait olduğu sonucuna varılmıştır (Erünsal, VII-VIII [1988], s. 218-220).

Miftâhu’t-teşbîh’in mukaddimesinde müellif kendisinden bahsetmekte, eserin telif tarzı, muhtevası ve teşbih sanatının özellikleri hakkında açıklamalarda bulunmaktadır. Burada müellif Enîsü’l-ʿuşşâḳ adlı bir kitabı örnek aldığını belirtir. Enîsü’l-ʿuşşâḳ, İran belâgatının önemli eserlerinden Ḥaḳāyıḳu’l-ḥadâʾiḳ’ın yazarı Şerefeddin Râmî tarafından 826 (1423) yılında Fars edebiyatında kullanılan teşbihleri açıklamak için kaleme alınmış küçük bir risâledir. Muîdî eserinde Şerefeddin Râmî’nin uyguladığı sistemi divan şiirine uygulamıştır. Ancak Miftâhu’t-teşbîh basit bir tercüme veya adaptasyon değil orijinal bir eserdir ve Enîsü’l-ʿuşşâḳ’tan alınan sadece şekildir. Malzeme olarak divan şairlerinin eserleri ve özellikle Ahmed Paşa’nın divanı kullanılmıştır. Muîdî bu hususu mukaddimede açıklamaktadır (vr. 3b-4a).

Eser mukaddimeden sonra yirmi bir bab ve bir hâtimeden meydana gelmektedir. Bablarda, “Baştan ayağa sevgilinin âzasına ıtlak olunan elfâz beyan olunmuştur.” Muîdî her babda benzetmelerle ilgili kelimeleri sıralarken örnek beyitler zikretmektedir. Bunların çoğu kendi şiirlerinden, bir kısmı Ahmed Paşa’nın divanından seçilmiş, Kemalpaşazâde’den de bir beyit alınmıştır. Ancak Muîdî’nin yaptığı bazı benzetmelerde zorlama olduğu görülmektedir. Birkaç yerde istişhâd için naklettiği beyitler teşbihi açıklamak için yazılmış intibaını vermektedir. Hâtimede teşbihle birlikte tenâsübe de dikkat edilmesi gerektiği belirtilmekte ve bu konuda bir iki örnek verilmektedir. Eserinin sonuna koyduğu bir kıtada Muîdî bu risâleyi bir iki haftada kaleme aldığını, Türkçe’de daha önce bu konuda bir eser bulunmadığını söylemekte ve Miftâhu’t-teşbîh’in telifinden sonra başka müelliflerin de aynı konuda eser yazdıklarını bildirmektedir. Miftâhu’t-teşbîh metnin transkripsiyonu ve tıpkıbasımıyla birlikte İsmail E. Erünsal tarafından yayımlanmıştır (bk. bibl.).

BİBLİYOGRAFYA
İsmail E. Erünsal, “Mu’îdî’nin Miftâhü’t-Teşbih’i”, Osm.Ar., VII-VIII (1988), s. 215-272; Kemal Eraslan, “Eski Bir Belağat Kitabı”, Birinci Millî Türkoloji Kongresi: 6-9 Şubat 1978, İstanbul 1980, s. 3; Nihad M. Çetin, “Ahmedî’nin Bilinmeyen Birkaç Eseri”, TD, II/3-4 (1952), s. 103-108.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2005 yılında İstanbul’da basılan 30. cildinde, 19-20 numaralı sayfalarda yer almıştır.