MUHAMMED b. HAMZA AYDINÎ

(ö. 1118/1706’dan sonra)

Osmanlı âlimi, müftü.

Müellif:

Eserlerinde Âlim Muhammed Efendi (Risâle fî velîmeti’l-ʿurs, Kayseri Râşid Efendi Ktp.; Risâle fî beyʿi’d-duḫân, Antalya Akseki İlçe Halk Ktp., nr. 264, vr. 148a), Müftîzâde (Mecmûʿatü resâʾil, Akseki İlçe Halk Ktp., nr. 150, vr. 8a) gibi isim lakaplarla ve “üstat, allâme, yed-i tûlâ” vb. sıfatlarla anılır. Aydın Güzelhisarlıdır. Hayatına dair yeterli bilgi bulunmadığından biyografik ve bibliyografik çalışmalarla kütüphanelerde farklı isim ve künyelerle kaydedilmiştir (Cici, s. 17). Müellif hattı olan ya da bunlardan istinsah edilen eserlerinin bütün nüshalarında adı Âlim Muhammed, lakabı da Müftîzâde şeklindedir. Dolayısıyla bazı kaynak ve kataloglarda Hacı Emîrzâde lakabıyla ilişkilendirilmesi (Osmanlı Müellifleri, I, 362; Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 346) isabetli görünmemektedir. Nitekim Ârif Hikmet Bey, Hacı Emîrzâde lakabını Ali en-Nisârî’nin torunu Muhammed ile Mescizâde diye bilinen Osman’a talebelik edip icâzet almış bulunan Muhammed Âlim b. Mustafa (Ahmed) Güzelhisârî için kullanmış ve onun bu lakapla tanındığını belirtmiştir (Mecmûatü’t-terâcim, s. 64).

Eserlerinden İslâmî ilimlerde iyi yetiştiği anlaşılan Muhammed b. Hamza’nın tahsilini nerede ve kimlerden yaptığı bilinmemektedir. Bu amaçla Anadolu dışına çıktığına dair bir bilgi de bulunmadığına göre Osmanlı medreselerinde başta babası olmak üzere (Risâle fî neşkürükellâhümme, vr. 24a) Türk hocalarının yanında öğrenim gördüğü söylenebilir. Bursalı Mehmed Tâhir onun dinî ilimlerde ve bilhassa fıkıh sahasında otorite sayılabilecek seviyede (yed-i tûlâ) olduğunu belirtmektedir (Osmanlı Müellifleri, I, 362). Uzun süre Aydın müftülüğü yaptı, müderrislik ve kadılık görevlerinde bulundu. Nitekim bazı risâlelerinde “Edirne beldesinde kadı iken” (Risâle fi’l-vaḳf, Millî Ktp., nr. 606), “talebelerimle olduğum gençlik yıllarımda” (Risâle fî defʿi’z-zekât, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 21b; Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 124a) gibi kayıtlar görülmekte, eserinin Sofya’daki nüshasının müstensihi Yûsuf el-Lehîf’in de onun talebeleri arasında yer aldığı anlaşılmaktadır (vr. 15a, 102b). Bu arada kadılarla diğer bazı yöneticiler onun eleştiri oklarına hedef olmuştur (er-Risâletü’d-dehâḳıyye, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 45b; Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 4b). Muhammed b. Hamza’nın vefat tarihi kaynaklarda ve kütüphane kayıtlarında 1010 (1601), 1116 (1704) ve 1204 (1789) şeklinde kaydedilmektedir. Ancak altmıştan fazla risâlesinden yirmi dokuzunun yazım tarihi 1090-1118 (1679-1706) yılları arasında değişmektedir. Bu durumda onun vefatının en erkeni 1118 (1706) olmak üzere daha sonraki tarihlerde gerçekleştiği anlaşılmaktadır (Cici, s. 21). Bursalı Mehmed Tâhir de ölüm tarihini mezar taşından hareketle 1204 (1789) şeklinde kaydetmekte ve mezarının Zeynîzâde’nin karşısında yol kenarında olduğunu belirtmektedir (Aydın Vilâyetine Mensûb Meşâyih, s. 37).

Muhammed b. Hamza’nın risâlelerini kaleme alırken delillere, bu arada diğer mezheplere de yer vermesi, zaman zaman diğer mezheplerden tercihlerde bulunması, ictihad ve taklide yönelik değerlendirmeler yapması, Hanefîler’e ve diğer mezheplere ait zengin bir literatürden yararlanması (Cici, s. 149-155), risâleleri için dönemin şeyhülislâmı ve Rumeli kazaskerinden onay alması (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1038) onun geniş ilmî birikime sahip kişiliğini de göstermektedir; ayrıca “ikinci Birgivî” diye nitelendirilmesi, bid‘at ve hurafelere karşı olmasının yanı sıra ilmî dirayeti ve cesareti açısından anlamlıdır (Risâle fi’l-istincâ, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 71a). Birçok meselede görüşünü ve eleştirilerini açıkça dile getirmiş, özellikle sosyal bir problem olarak gördüğü mükrehin talâkı konusunda yöneticilerin tutumu, konuyla ilgili hadisin mevcudiyeti ve ictihad ehliyetine sahip âlimlerin bulunmaması sebebiyle kendi mezhebi dışında bir müctehidin görüşünü benimseyip bu talâkı geçersiz saymıştır (Risâle fi’t-taḳlîd, vr. 31b-33b). Hanefîliğin resmî mezhep olarak benimsendiği Osmanlılar’da farklı bir görüşü savunması ve bu görüşünün 1917 Hukūk-ı Âile Kararnâmesi’nde (md. 105) yer alarak resmiyet kazanması, yöneticilerin zulümlerine ve baskılarına, kadıların usulsüzlüklerine karşı çıkarak onların taleplerini yerine getirmeye çalışanlara tepki göstermesi, sorunların hile yoluyla aşılmasını doğru bulmayıp özellikle bid‘at ve hileler hususunda birçok Osmanlı âlimine rağmen İbn Teymiyye ile talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye’nin görüşlerine yer vermesi (Cici, s. 152) kendisinin fıkıh alanında muhakkik bir âlim olduğunu ortaya koymaktadır. Hatasından dönmeyi de bir âlimin sorumluluk yüklenmesinin gereği olarak kabul etmiştir. Nitekim önceleri biri Sünnî, diğeri Şiîler’in yaşadığı iki ayrı ülkede bulunan akrabanın, ehl-i kıblenin tekfir edilemeyeceği ilkesinden hareketle birbirine mirasçı olabileceğini söylerken daha sonra Şîa mensuplarının bilhassa Hz. Âişe’ye iftiralarına ve hakaretlerine dair ayrıntılı bilgi edindiğinde bu görüşünden vazgeçmiştir (Risâle fi’l-bilâdi’lletî taḥte yedi sulṭâni Ehli’s-sünne, vr. 25a-b).

Eserleri. İslâmî ilimlerin hemen her dalında, ayrıca Arap dili, mantık ve edebiyat gibi alanlarda metin, şerh, hâşiye, risâle türünde birçok eser kaleme alan Muhammed b. Hamza fıkıh sahasında telif ettiği altmıştan fazla risâle ile de Osmanlı döneminde bu alanda en çok risâle yazan âlimlerin başında gelmektedir. Fıkıh. Müellifin tesbit edilebildiği kadarıyla fıkıhla ilgili eserlerinin tamamı risâlelerden oluşmaktadır. Bunlar başta ibadetler olmak üzere aile, borçlar, miras hukuku, ceza ve devletler hukuku, helâller-haramlar, usul gibi konularda daha çok güncel meselelere dairdir (tam bir listesi için bk. Cici, s. 187-188). Bu risâlelerinin hacimleri de bir, bir buçuk varakla sekiz varak arasında değişmektedir. Çok kısa olanlar daha çok soru-cevap şeklinde veya bir katkı, bir düzeltme amacıyla yazılmıştır. Muhammed b. Hamza’nın tesbit edilen altmış altı risâlesinden otuz yedisi Kayseri Râşid Efendi (nr. 1178), kırk ikisi Antalya Akseki İlçe Halk (nr. 150) ve elli yedisi İstanbul Üniversitesi (nr. 1502) kütüphanelerinde, otuzu da Bulgaristan Kiril ve Metodiy Millî Kütüphanesi’nde (nr. 389) müellife nisbet edilen bir mecmua içindedir. Bu risâlelerden bazıları şunlardır: Risâle fi’t-taḳlîd, Risâle fî beyâni kerâheti’t-taḥrîmiyye ve’t-tenzîhiyye, Risâle fî farḳı’l-uṣûl, er-Risâletü’l-cumaʿiyye, Risâle fî ḳırâʾeti Âyeti’l-kürsî fî edbâri’ṣ-ṣalavât, Risâle fî defʿi’z-zekât ile’l-ġanî, er-Risâletü’l-maṣrafiyye fi’z-zekât, Risâle fî naẓari’ẕ-ẕimmiyye ile’l-müslime, Risâle fî velîmeti’l-ʿurs, Risâle fî ḥılli’l-maṭallaḳati s̱elâs̱en, Risâle fî beyʿi mâ ʿade’d-derâhim ve’d-denânîr, Risâletü’l-ʿîne, Risâle fî beyʿi’d-duḫân (risâlelerin tanıtımı için bk. a.g.e., s. 33-142). Risâlelerinin bir kısmı yüksek lisans tezi olarak incelenmiş veya tahkik edilmiş, bey‘u’l-îneye dair risâlesi de Türkçe’ye çevrilmiştir (bk. bibl.).

Tefsir. Ezhârü’t-tenzîl (Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 4; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 612). Fâtiha, Bakara (1-5, 163-164, 255, Âyetü’l-kürsî ve 284-286. âyetler), Âl-i İmrân (18-19, 26-27 ve 169-174. âyetler), Tevbe (128. âyet), Haşr (8-24. âyetler), İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerinin tefsirine dair olan bu eser müellifi tarafından Telḫîṣu Ezhâri’t-tenzîl adıyla özetlenmiştir (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 249). Onun ayrıca Tefsîrü’l-Ḳalâḳıl (İÜ Ktp., Ar., nr. 1784), Tefsîru sûreti’l-İḫlâṣ (Abay, a.g.e., s. 169), Tefsîru sûreti’l-Felaḳ (Brockelmann, Suppl., II, 649), Tefsîru/Şerḥu deʿavâti’l-furḳāniyye (Köprülü Ktp., Ahmed Paşa, nr. 129), Risâle fî ḳavlihî teʿâlâ “femen yaʿmel mis̱ḳāle ẕerretin” (Süleymaniye Ktp., Çelebi Abdullah Efendi, nr. 388) ve Risâle fî maḥẓûfâti’l-Ḳurʾân (Süleymaniye Ktp., Giresun Yazmaları, nr. 3573) adlı risâleleri bulunmaktadır.

Diğer Eserleri: el-Eḥâdîs̱ü’l-mevżûʿa (Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 346; Osmanlı Müellifleri, I, 362, mevzû hadis kavramının açıklandığı eserde bu hadislerle ilgili örnekler de verilmiştir), Risâle fî şerḥi’ṣ-ṣalât ʿale’n-nebî (Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 1153), Risâle fî ḥadîs̱in men ġaḍabe (Brockelmann, Suppl., II, 649), Risâle fî tecdîdi’l-îmân (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1038), Risâle fi’l-îmân ve’l-İslâm (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3643), Risâle me’l-îmân ve me’l-İslâm (Âtıf Efendi Ktp., Atıf Efendi, nr. 2840), Risâle-i ʿAḳāʾid (Süleymaniye Ktp., Râşid Efendi, nr. 1014), Zübdetü’l-mecâlis (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Arabî, nr. 4434), Şerḥu esmâʾillâhi’l-ḥüsnâ (Köprülü Ktp., Ahmed Paşa, nr. 129), Risâle fi’l-mevʿiẓât ve’t-taṣavvuf (İÜ Merkez Ktp., nr. 6437), Risâle fî taṣarrufâti ehli’l-luġa (Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 1153), Risâle fî ʿilmi’l-ʿarûż (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 667).

Muhammed b. Hamza ve bazı risâleleri üzerine yüksek lisans tezleri hazırlanmıştır: Elif Küçükahmet, XVII. Yüzyıl Âlimlerinden Muhammed b. Hamza Güzelhisârî’nin Ezhâru’t-Tenzîl Adlı Tefsirinin İncelenmesi (2012, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü); Muhammed Nacât Muhammed, Âlim Muhammed b. Hamza Güzelhisarî el-Aydınî’nin Fıkha Dair Bazı Risâlelerinin Tahkiki (2014, UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü); Seyda Demirci, Hacı Emirzâde Muhammed b. Hamza el-Aydınî’nin Hayatı, Eserleri ve Günlük Hayata Dair Bazı Risalelerinin Tanıtımı (2014, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

BİBLİYOGRAFYA :

Âlim Muhammed b. Hamza, Risâle fî neşkürükellâhümme, Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 24a; a.mlf., Risâle fi’l-bilâdi’lletî taḥte yedi sulṭâni Ehli’s-sünne, Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 25a-b; a.mlf., Risâle fi’l-vaḳf, Millî Ktp., nr. 606; a.mlf., Risâle fi’t-taḳlîd, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 31b-33b; a.mlf., Risâle fî defʿi’z-zekât ile’l-ġanî, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 21b; a.mlf., Risâle fî velîmeti’l-ʿurs, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 16a; a.mlf., Risâle fî beyʿi’d-duḫân, Akseki İlçe Halk Ktp., nr. 264, vr. 148a; a.mlf., Risâle fi’l-istincâ, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 71a; Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 124a; a.mlf., er-Risâletü’d-dehâḳıyye, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1178, vr. 45b; Sofya Millî Ktp., nr. 389, vr. 4b; Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey, Mecmûatü’t-terâcim, Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 788, s. 64; Osmanlı Müellifleri, I, 362; Bursalı Mehmed Tâhir, Aydın Vilâyetine Mensûb Meşâyih, Ulemâ, Şuarâ, Müverrihîn ve Etibbânın Terâcim-i Ahvâli (haz. M. Akif Erdoğru), İzmir 1994, s. 37; Brockelmann, GAL Suppl., II, 649; Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 346; Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, IX, 270-271; Muhammed Abay, Osmanlı Dönemi Müfessirleri (yüksek lisans tezi, 1992), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Recep Cici, Bir Osmanlı Fakihi Âlim Muhammed b. Hamza’nın Fıkıh Risâleleri, Bursa 2006; Süleyman Kaya, “17. Yüzyıl Sonlarında Muhalif Bir Metin: Muhammed b. Hamza el-Aydınî’nin Bey‘u’l-Îne Risâlesi”, Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, XIV/26, İstanbul 2009, s. 97-112.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 302-304 numaralı sayfalarda yer almıştır.