MUHSİN-i KAYSERÎ

(ö. 761/1360)

Hanefî fakihi.

Müellif:

Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Adı kaynaklarda Abdülmuhsin olarak da kaydedilmektedir. İlk eğitimini başta babası Mecdüddin Muhammed olmak üzere çeşitli âlimlerden aldı. Tahsil için gittiği Suriye’de tefsir ve hadis, Mısır’da fıkıh okudu. Öğrenimini tamamladıktan sonra döndüğü Kayseri’de birçok talebe yetiştirdi. Taşköprizâde, Nişancı Mehmed Paşa ve Bursalı Mehmed Tâhir gibi biyografi yazarlarının Orhan Bey devri ulemâsı arasında saydığı Muhsin-i Kayserî’yi bir Anadolu âlimi olarak nitelemek daha doğrudur. Çünkü onun Osmanlı hâkimiyet bölgesinde yaşadığına dair bilgi bulunmadığı gibi memleketi Kayseri de ölümünden sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Muhsin-i Kayserî’nin fıkıh ilmini ve özellikle miras hukukunu çağdaşları arasında en iyi bilenlerden olduğu belirtilmekte (Taşköprizâde, s. 11), Arap edebiyatı, beyân ve aruza da hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Eserlerini devrin hâkim anlayışı uyarınca Arapça kaleme almıştır. Kayseri’de ölen ve Kazancılar Camii civarında defnedilen Muhsin-i Kayserî’nin vefat tarihi olarak 755 (1354) ve 761 (1360) yılları verilmekteyse de Şerḥu Kitâbi’n-Necdiyyât adlı eserini 759 (1358) yılında tamamladığına göre (vr. 211b) ikinci tarih doğru olmalıdır.

Eserleri. 1. Câmiʿu’d-dürer. Muhammed b. Muhammed es-Secâvendî’nin el-Ferâʾiżü’s-Sirâciyye’sinin manzum hale getirilmiş şeklidir. 736 (1335) yılında kaleme alınan 166 beyitlik bu risâle yirmi dokuz bölüm halinde düzenlenmiştir. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde çok sayıda yazma nüshası vardır (Lâleli, nr. 1296, 3662; Şehid Ali Paşa, nr. 1007, 1097; Serez, nr. 1204; İsmihan Sultan, nr. 245). 2. Şerḥu Câmiʿi’d-dürer (Şerḥu Manẓûmeti’l-ferâʾiż) (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1294, 1295; Yozgat, nr. 707; Serez, nr. 1219; Kılıç Ali Paşa, nr. 1027). Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi bu şerh üzerine bir ta‘lik yazmıştır. 3. Şerḥu’l-Muḫtaṣar fî ʿilmi’l-ʿarûż (Şerḥu’l-ʿarûż, Şerḥu ʿarûżi’l-Endelüsî). Ebü’l-Ceyş el-Endelüsî el-Ensârî’nin el-Muḫtaṣar fî ʿilmi’l-ʿarûż adlı kitabının şerhidir. Pek çok yazma nüshası bulunan kitap Muḥsin el-Ḳayṣerî ʿale’l-Endelüsî adıyla basılmıştır (İsâmüddin Mustafa b. Abdullah Üsküdârî’nin bu şerhten de faydalanarak yazdığı el-Muḫtaṣar fî ʿilmi’l-ʿarûż’un Türkçe tercüme ve şerhiyle birlikte, İstanbul 1261, 1270, 1286, 1308). Bu şerh üzerine Kûrânî tarafından bir hâşiye yazılmıştır. 4. Şerḥu Kitâbi’n-Necdiyyât. Ebîverdî’nin “Irâkıyyât”, “Necdiyyât” ve “Vecdiyyât” adıyla üç kısma ayrılan divanının ikinci kısmının şerhidir (bu eserlerin yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL, I, 293, 378; Suppl., I, 544, 651). Kaynaklarda Muhsin-i Kayserî’ye Ḥâşiyetü Ġāyeti’l-beyân ve Risâle fi’l-fıḳh gibi eserler de nisbet edilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA
Muhsin-i Kayserî, Şerḥu Kitâbi’n-Necdiyyât, Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb, nr. 856, vr. 211b; Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 10-11; a.e.: Tercüme-i Şekāik-i Nu‘mâniyye (trc. Mehmed Mecdî), İstanbul 1269/1853, s. 31; Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 540; II, 1135, 1251, 1252, 1868; Kādirî, Neşrü’l-mes̱ânî, III, 6; Fihristü’l-Kütübḫâneti’l-Ḫidîviyye, IV, 195; Sicill-i Osmânî, III, 401; Osmanlı Müellifleri, I, 227, 351; Brockelmann, GAL, I, 293, 378; Suppl., I, 544, 651; Îżâḥu’l-meknûn, I, 353; Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 36, 621; Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, VI, 172-173; H. Mehmed Zeki Koçer, Kayseri Ulemâsı, İstanbul 1983, s. 44-45; Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), IV, 152; Muhsin İlyas Subaşı, Kayseri’nin Manevî Mimarları, Kayseri 1995, s. 124-125; Recep Cici, “XIV. Yüzyılda Kayserili Bir Fakih: Abdulmuhsin Kayserî ve Çalışmaları”, XIII. ve XIV. Yüzyıllarda Kayseri’de Bilim ve Din Sempozyumu, Ankara 1998, s. 95-107.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 31. cildinde, 48 numaralı sayfada yer almıştır.