MÜKTEFÎ-BİLLÂH

Ebû Muhammed el-Müktefî-Billâh Alî b. el-Mu‘tazıd-Billâh Ahmed b. el-Muvaffak-Billâh el-Abbâsî (ö. 295/908)

Abbâsî halifesi (902-908).

Müellif:

Receb 264’te (Mart 878) doğdu. Halife Mu‘tazıd-Billâh’ın oğludur. 3 Ramazan 281’de (6 Kasım 894) Rey valiliğine tayin edildi. Beş yıl süren bu valiliği döneminde Cibâl ve İsfahan’da hüküm süren Dülefîler’i ortadan kaldırarak bölgede yeniden Abbâsî hâkimiyetini tesis etti. 286’da (899) Cezîre valiliğine getirildi. Mu‘tazıd-Billâh’ın 22 Rebîülâhir 289’da (5 Nisan 902) vefatı üzerine Vezir Kāsım b. Ubeydullah o sırada Rakka’da bulunan veliaht Müktefî-Billâh için Bağdat’ta biat aldı. 8 Cemâziyelevvel 289’da (20 Nisan 902) Bağdat’a ulaşan Müktefî, babasının yaptırdığı yer altı zindanlarını yıkmakla işe başladı. Bu durum halk tarafından olumlu karşılandı.

Müktefî-Billâh’ın iktidarının başında Rey bölgesi Saffârîler’in eline geçti. Bu sırada halife, nüfuzlu kumandanlardan Emîr Bedr ile meşgul olduğundan bölgeye dört ay sonra asker sevkedebildi (30 Zilkade 289 / 5 Kasım 902). Bu seferin sonucuyla ilgili olarak kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Aynı yıl Sâmânî Emîri İsmâil b. Ahmed Rey’i ele geçirdi. Müktefî ertesi yıl Fars bölgesini Saffârîler’in idaresine bıraktı.

Karmatîler’in Suriye’deki birçok şehri yağma ve tahrip etmesi üzerine Müktefî-Billâh onlarla ciddi şekilde mücadele etmeye karar verdi. Halifenin emriyle İhşîdîler’den Tuğc b. Cuf, Karmatîler üzerine bir ordu sevketti. Ancak ordunun kumandanı Beşîr mağlûp oldu ve öldürüldü (6 Rebîülâhir 290 / 9 Mart 903). Aynı yıl Karmatîler Dımaşk’ı muhasara ettiler. Mısır’dan Bedr el-Hammâmî adlı bir kumandanın idaresinde bir ordu Dımaşk’a gönderildi ve Karmatî lideri Şeyh Yahyâ b. Zikreveyh katledildi (Şâban 290 / Temmuz 903). Yerine geçen kardeşi Hüseyin etrafına büyük bir kalabalık toplayarak tekrar Dımaşk üzerine yürüdü. Haraç ödemeleri şartıyla halk ile anlaşma yaptıktan sonra Humus’a (Hıms) geçen Hüseyin şehri zaptedip “el-Mehdî emîrü’l-mü’minîn” lakabıyla kendi adına hutbe okuttu. Ardından Hama, Maarretünnu‘mân, Selemiye ve diğer şehirleri zaptederek halkı kılıçtan geçirdi. Bu sırada Mısır ve Suriye’den halifeyi Karmatîler’le mücadeleye davet eden mektuplar gelmeye başladı. Bunun üzerine halife Bağdat’tan Musul’a doğru yola çıktı. Ebü’l-Ağar kumandasında gönderdiği 10.000 kişilik öncü kuvvet Halep yakınlarında Karmatîler’in baskınına uğradı ve birçok kişi hayatını kaybetti (Ramazan 290 / Ağustos 903). Halife Rakka’da ordugâh kurup Muhammed b. Süleyman el-Kâtib kumandasındaki orduyu Karmatîler üzerine sevketti. Şevval 290’da (Eylül 903) Tolunoğulları’nın kumandanlarından Bedr Karmatîler’i bozguna uğrattı. Aynı yıl Bahreyn emîri Karmatîler’e ait bir kaleyi ele geçirdikten sonra Katîf’e yürüdü ve burayı da zaptetti.

Ertesi yıl Kâtibü’l-ceyş Muhammed b. Süleyman, Hama yakınlarında Karmatî lideri Sâhibüşşâme’nin askerlerini bozguna uğrattı (6 Muharrem 291 / 29 Kasım 903). Yakalanan Sâhibüşşâme adamlarıyla birlikte Rakka’da bulunan Halife Müktefî’nin huzuruna getirildi. Bağdat’ta bir süre hapsedilen Sâhibüşşâme ve adamları işkence ile öldürüldü. Halife aynı yıl Benî Uleys’e mensup İsmâil b. Nu‘mân adlı Karmatî liderine mektup yazarak kendisine eman ve Rahbe’ye yerleşmesine izin verdi. Ramazan bayramı sabahı (16 Ağustos 904) Rahbe Emîri Kāsım b. Sîmâ’ya komplo düzenlemeye karar veren İsmâil durumu haber alan emîr tarafından öldürüldü.

Karmatî liderlerinden Abdullah b. Saîd (Ebû Gānim Nasr), Dımaşk Valisi Ahmed b. Kayıglıg’ın (Keygalag) Mısır’da bulunmasından faydalanarak Busrâ, Ezriât ve Beseniye şehirlerini ele geçirdi. Ardından Dımaşk’a yürüyüp vali vekili Sâlih b. Ahmed’i mağlûp etti. Dımaşk’ın mukavemet göstermesi üzerine oradan ayrılıp Taberiye’ye gitti ve şehri zaptetti. Halife, Hüseyin b. Hamdân b. Hamdûn ve Muhammed b. İshak b. Kündacık’ı Karmatîler’i takibe memur etti. Benî Kelb kabilesi mensupları Abbâsî ordusunun yaklaştığını haber alınca Karmatî lideri Abdullah’ı öldürdüler. Onun katlinden sonra Karmatîler arasında ihtilâf çıktı. Bu dönemde hem birbirleriyle hem hilâfet ordusuyla savaşmak zorunda kalan Karmatîler, daha sonra Zikreveyh b. Mihreveyh kumandasında toparlanıp hilâfet ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattılar. Halife bu haberi alınca endişeye kapıldı ve Muhammed b. İshak b. Kündacık kumandasında büyük bir orduyu Karmatîler üzerine sevketti (293/906).

Zikreveyh, kazandığı zaferin ardından Muharrem 294’te (Kasım 906) hac kafilesine saldırmak amacıyla Vâkısa’ya yöneldi. İlk hac kafilesi Vâkısa’ya gelince halk onları Karmatî saldırısına karşı uyardı; hacılar da hemen oradan ayrıldılar. Zikreveyh bunu öğrenince halkı cezalandırdı ve daha sonra Mekke’den dönmekte olan Horasanlı hac kafilesini kılıçtan geçirdi. Halifenin gönderdiği Vâsıf b. Humar Tegin kumandasındaki ordu Tarîḳihiffân denilen yerde Zikreveyh’i bozguna uğrattı. Başta Zikreveyh olmak üzere çok sayıda Karmatî öldürüldü. Suriye ve Irak’taki Karmatî isyanları böylece bastırılmış oldu.

Müktefî-Billâh, Karmatî meselesini hallettikten sonra Mısır ve Suriye’de hüküm süren Türk hânedanı Tolunoğulları’nı ortadan kaldırmaya karar verdi. Bu maksatla Kâtibü’l-ceyş Muhammed b. Süleyman ve diğer bazı kumandanlarından Tolunoğulları Emîri Hârûn b. Humâreveyh’in Suriye ve Mısır’daki topraklarını ele geçirmelerini istedi. 10.000 kişiyle Bağdat’tan hareket eden Muhammed b. Süleyman, Muharrem 292’de (Kasım-Aralık 904) Mısır üzerine yürüdü. Bu sırada Abbâse denilen yerde ordugâh kurmuş olan Hârûn amcası Şeybân’ın adamları tarafından öldürüldü ve yerine amcası Şeybân geçti. Muhammed b. Süleyman ona eman vererek Mısır’a girdi, Tolunoğulları’na ait sarayları ve hazineleri ele geçirdi. Hutbeyi Halife Müktefî adına okuttu (1 Rebîülevvel 292 / 11 Ocak 905). Îsâ en-Nûşerî’yi Mısır’ın emniyet ve huzurunu sağlamakla görevlendirip Bağdat’a döndü. Tolunoğulları Devleti’nin ortadan kaldırılmasıyla Mısır ve Suriye yeniden Abbâsîler’in hâkimiyetine geçti. Tolunoğulları’nın önde gelen kumandanlarından Muhammed b. Ali el-Halencî, Halife Müktefî’yi uzun süre meşgul ettiyse de sonunda isyan bastırıldı (293/906). Müktefî aynı yıl Ebü’l-Heycâ el-Hamdanî’yi Musul valiliğine tayin etti.

Bizans ile mücadeleye Müktefî-Billâh döneminde de devam edilmiş ve karşılıklı olarak seferler düzenlenmiştir. Rumlar 291 (904) yılında büyük bir ordu ile Hades’e saldırdı, kadın ve çocukları esir alıp her tarafı yakıp yıktı. Aynı yıl Gulâmu Zerrâfe diye tanınan bir kumandan Tarsus’tan hareketle Bizans topraklarına girdi ve Antalya’yı fethetti. Antalya’nın fethi İslâm dünyasında sevinçle karşılandı. Ertesi yıl Rumlar, Andronikos kumandasındaki bir orduyla Maraş ve civarına saldırdılar. Masisa (Misis) ve Tarsus’taki müslümanlar şehri terkettiler. 293’te (906) Rumlar Halep’e bağlı Kūrûs’a sefer düzenlediler. Şehir halkı kahramanca savaştıysa da mağlûp oldu. Rumlar Kūrûs’a girip camiyi tahrip ettiler ve halkını esir aldılar. 294’te (907) İbn Kayıglıg Tarsus’tan yola çıkarak Bizans topraklarına girdi ve 4000 kişiyi esir aldı. Bizans ordusunun kumandanı eman dileyip müslüman oldu. İbn Kayıglıg daha sonra Şekend’i alıp Leys’e ulaştı, çok sayıda esir ve zengin ganimetlerle geri döndü. Sâcoğulları’ndan Yûsuf b. Ebü’s-Sâc 295 (908) yılında isyan edince Azerbaycan’a Hâkān el-Müflihî kumandasında bir ordu gönderildi. Yûsuf b. Ebü’s-Sâc, Müktefî’nin ölümünden sonra Abbâsîler’e bağlılık arzetti.

Müktefî-Billâh 295 (908) yılı başlarında hastalandı. Hastalığı ağırlaşınca kardeşi Ca‘fer el-Muktedir’i veliaht tayin etti. Altı ay sonra 13 Zilkade 295’te (14 Ağustos 908) vefat etti. Müktefî, Hz. Ali’den sonra Ali adını taşıyan ilk halifedir. Dîvân-ı Mezâlim’e bizzat başkanlık eder, halkın şikâyetlerini dinlerdi. Önceleri veziri Kāsım b. Ubeydullah ile âzatlısı Fâtik’in, daha sonra Abbas b. Hasan el-Cercerâî’nin nüfuz ve tesiri altında kalmıştır. Ebü’l-Hüseyin Ubeydullah (Abdullah), babası İbn Ebû Tâhir’in Kitâbü (Târîḫu) Baġdâd adlı eserine Müktefî-Billâh dönemini de içeren bir zeyil yazmıştır (İbnü’n-Nedîm, s. 164; Reşîd b. Zübeyr, s. 53). İtalya’daki Toscana bölgesinin markizi II. Adalberto’nun (890-917) karısı Bertha, 293 (906) yılında Ağlebî Hükümdarı III. Ziyâdetullah’ın Harem ağalarından Hadım Ali vasıtasıyla Müktefî’ye çok kıymetli hediyeler ve bir mektup göndermiş, halife de ona cevabî bir mektup yollamıştır. Bu mektupların Arapça’sı (Journal of the Pakistan Historical Society Karaçi [October 1953], s. 2-7) ve Türkçe çevirisi (İTED, II/1 [1957], s. 123-142) Muhammed Hamîdullah tarafından yayımlanmıştır. Halife Müktefî-Billâh imar faaliyetleriyle de ilgilenmiş, Rahbe’deki el-Mescidü’l-Câmi‘ ile Bağdat’ta inşaatı Mu‘tazıd-Billâh tarafından başlatılan Dârüşşâtiiye’deki Tâc Sarayı onun döneminde tamamlanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), bk. İndeks; Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Abdülhamîd), IV, 275-291; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 164; Hilâl b. Muhassin es-Sâbî, el-Vüzerâʾ (nşr. Hasan ez-Zeyn), Beyrut 1990, bk. İndeks; a.mlf., Rüsûmü dâri’l-ḫilâfe (nşr. Mîhâîl Avvâd), Beyrut 1406/1986, s. 8, 47, 89, 94, 130; Hatîb, Târîḫu Baġdâd, XI, 316-318; Reşîd b. Zübeyr, eẕ-Ẕehâʾir ve’t-tuḥaf (nşr. Muhammed Hamîdullah), Küveyt 1984, bk. İndeks; İbnü’l-İmrânî, el-İnbâʾ fî târîḫi’l-ḫulefâʾ (nşr. Kāsım es-Sâmerrâî), Leiden 1973, s. 150-152; İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam, VI, 31-36, 46, 47, 79-80; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VII, 513-553; VIII, 8; İbnü’t-Tıktakā, el-Faḫrî (nşr. M. İvaz İbrâhim Bek – Ali el-Cârim Bek), Mısır, ts. (Dârü’l-maârif), s. 231-232; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XII, 479; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, II, 41-42; G. le Strange, Baghdad during the Abbasid Caliphate, Oxford 1924, s. 120, 195, 252-254, 260; a.mlf., The Lands of the Eastern Caliphate, London 1966, s. 34; D. Sourdel, La vizirat ʿabbâside de 749 à 936, Damas 1959, I, 350-365; Hudarî, Muḥâḍarât: ʿAbbâsiyye, s. 326-334; W. Muir, The Caliphate its Rise, Decline and Fall, London 1984, s. 550-552, 555, 560; H. Kennedy, The Prophet and the Age of the Caliphates, London 1986, s. 186-187; Ebülfez Elçibey, Tolunoğulları Devleti: 868-905 (haz. Fazil Gezenferoğlu – Selçuk Alkın), İstanbul 1997, s. 143-149; Saim Yılmaz, Abbâsîler’de Mu’tazıd ve Müktefî Dönemi: 279-295/892-908 (doktora tezi, 2004), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 192-264; Muhammed Hamîdullah, “Kitâb al-Zaxair va’l-tuhaf ve Abbâsiler Devrinde Bağdad-Roma Münasebetleri”, İTED, II/1 (1957), s. 123-143; C. Melchert, “Religious Policies of the Caliphs”, Islamic Law and Society, III/3, Leiden 1996, s. 341-342; K. V. Zetterstéen, “Müktefî”, İA, VIII, 796-797; a.mlf. – [G. E. Bosworth], “al-Muktafī”, EI2 (İng.), VII, 542-543.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 31. cildinde, 534-536 numaralı sayfalarda yer almıştır.