MÜSELLES

Bir harekesinin değişmesiyle aynı veya farklı mânalarda üç kelime teşkiline imkân veren lafız grupları için kullanılan terim ve bir telif türü.

Müellif:

Sözlükte “bir şeyin veya bir hissenin üçte birini almak; kendisini katmak suretiyle iki kişiyi üçe çıkarmak” mânalarındaki s̱els̱ kökünün “tef‘îl” kalıbından türeyen müselles kelimesi “üçe çıkarılmış, üç özellik taşıyan bir hale getirilmiş” anlamına gelir; üçlenmiş/üçlü (şey), üç taraflı (yer), üç katlı (ip), üç harekeyle de okunabilen (harf), üç köşeli (geometrik şekil, üçgen) gibi (Lisânü’l-ʿArab, “s̱ls̱” md.; Luis Ma‘lûf, el-Müncid, “s̱ls̱” md.). Arapça sözlük biliminde teslîs, aynı harflerden oluşan bir kelimenin üç farklı harekesine göre aynı veya ayrı mânalarda üç biçimde (üç ayrı kelime gibi) kullanılması demektir. Bu şekilde kullanılan kelimeye müselles adı verilir.

Arap dilinde bu tür kelimelerin yer aldığını, bunların müstakil bir tür teşkil ettiğini gören ve türe “müselles” adını veren ilk âlimin Kutrub (ö. 210/825 [?]) olduğu kabul edilir. Onun el-Müs̱elles̱’i zamanımıza ulaşmıştır. Yüzyıla yakın bir süre yaşayan ve Kutrub’un hocası Sîbeveyhi’ye de hocalık yapan Ebû Zeyd el-Ensârî’nin de Kitâbü’t-Tes̱lîs̱ adında bir eserinin bulunduğu kaydedilir (Yâkūt, XI, 416). Kutrub, el-Müs̱elles̱’inde bu filolojik olguyu yalnız ilk harfin değişmesine göre üç değişik kelime teşkiline imkân veren lafızlara, yalnız isimlere ve sadece üç şekilde anlam farklılaşması olan kelimelere münhasır kılmıştır. Kitapta söz konusu edilen otuz üç kelimeden otuz ikisi yalnız ilk harfin harekesinin değişmesine göre üç farklı şekilde ve üç farklı anlamda kullanılan isimlerdir. Eserde sadece bir fiil örneği yer almaktadır. Bu da orta harfin harekesinin değişmesiyle üç farklı şekilde ve üç farklı anlamda kullanılabilen ”عَمُرَ، عَمِرَ، عَمَرَ“ fiilidir. Bu fiil örneğinin sonraki devirlerde eseri şerheden, nazma çeken veya istinsah edenler tarafından eklenmiş olması ihtimali de vardır. Kutrub’dan sonra gelen âlimler bu filolojik olgunun fiil ve harflerden de örneklerini tesbit etmiştir.

Müsellesin isim türlerinde ilk harfin dışında başka harflerin harekelerinin değişmesine göre de üçlü kelimelerin olduğu ve üç ayrı şeklin aynı anlama geldiği türleri de bulunmuştur. Bunun yanında, isimlerde asıl harflerinden orta veya zâit harfin üç değişik harekesine göre ayrı veya aynı anlamda olan türleri ve bazı örneklerde üç harekeliliğin ismin iki yerinde de gerçekleştiği biçimleri keşfedilmiştir. Fiillerde ise mâzi veya muzâride yalnız orta harfin harekesinin değişmesine göre ayrı yahut aynı anlamda üç değişik şekle dair örnekler belirlenmiştir. Harflerde (edatlar) bu tür özellikler nâdir olup yalnız ilk harfte görülür.

Dile lafız ve anlam zenginliği, anlatım rahatlığı, muammâ ve lugazlı ifade kullanma imkânı kazandıran müselles türü üzerine altmıştan fazla eser yazılmıştır. Özellikle Kutrub’un el-Müs̱elles̱’ine dair şerh, nazım, ziyade, ikmal, tenkit vb. türlerde çok sayıda çalışma yapılmıştır (Batalyevsî, neşredenin girişi, I, 48-62; Muhammed b. Ebü’l-Feth el-Ba‘lî, neşredenin girişi, s. 25-49; Fîrûzâbâdî, neşredenin girişi, s. 110-194).

Kâtib Çelebi, Luvîs Şeyho ve Yûsuf İlyân Serkîs, Abdülvehhâb b. Hasan el-Behnesî’nin Naẓmü Müs̱elles̱i Ḳuṭrub adlı kitabını Kutrub’a nisbet etme hatasına düşmüşlerdir (bk. bibl.). Behnesî’nin manzumesi üzerine de birçok şerh yazılmıştır (Brockelmann, GAL, I, 102; Suppl., I, 161; Sezgin, VIII, 61-66). E. Vilmar, Behnesî’nin manzumesini Carmen de vocibus tergeminis Arabicis ad Qutrubum auctorem relatum adıyla neşretmiştir (Marburg 1857). Aynı manzume Müs̱elles̱ü Ḳuṭrub adıyla da basılmıştır (Kahire 1315). Kutrub’un eserinden sonra Zeccâc’ın Kitâbü’l-Müs̱elles̱ât’ı gelir (S̱elâs̱etü kütüb fi’l-müs̱elles̱ât içinde, nşr. Süleyman b. İbrâhim b. Muhammed el-Âyid, Mecelletü Câmiʿati Ümmi’l-ḳurâ li’l-buḥûs̱i’l-ʿilmiyye, III/4 [Mekke 1411]). İbn Cinnî, Kazzâz (bk. DİA, XXV, 161) ve Batalyevsî (bk. bibl.) bu sahada eser yazan kadim müelliflerdendir (Batalyevsî, neşredenin girişi, I, 48-62; Muhammed b. Ebü’l-Feth el-Ba‘lî, neşredenin girişi, s. 25-49). Muhammed b. Ebü’l-Feth el-Ba‘lî (el-Ba‘lebekkî), el-Müs̱elles̱ ẕü’l-maʿne’l-vâḥid adlı eserini tek anlamda kullanılan müselles kelimelere tahsis etmiştir (bk. bibl.). Eser ilk harfi müselles isimler, ortası müselles isimler, orta harfi müselles fiiller, ilk ve ikinci harfi müselles olan kelimeler olarak dört bölüme ayrılmıştır.

Başka sahalarda da üçlü varyantlara dayanan çalışmalar yapılmıştır. İbn Fâris’in es̱-S̱elâs̱e’si (nşr. Ramazan Abdüttevvâb, Kahire 1970; halîm / hamîl / lahîm vb.), Ebû Tâlib el-Mervezî’nin el-Müs̱elles̱ fi’l-ensâb (fi’n-neseb)’ı (Yâkūt, VI, 145), Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin el-Müs̱elles̱âtü’l-vâride fi’l-Ḳurʾân’ı (Îżâḥu’l-meknûn, II, 427; fârıd / bikr / ‘avân vb.), İbnü’l-Mahfûf’un el-Müs̱elles̱ât fî ʿilmi’r-reml’i (Brockelmann, GAL Suppl., II, 367), Ebü’l-Ganâim Muhammed b. Ali el-Cessânî’nin el-Müs̱elles̱ü’l-Ḥamdânî’si bunlardan bazılarıdır (Batalyevsî, neşredenin girişi, I, 48-49; Kehhâle, XI, 42).

BİBLİYOGRAFYA
Lisânü’l-ʿArab, “s̱ls̱” md.; Luis Ma‘lûf, el-Müncid, “s̱ls̱” md.; İbn Fâris, es̱-S̱elâs̱e (nşr. Ramazan Abdüttevvâb), Kahire 1970, tür.yer.; Batalyevsî, el-Müs̱elles̱ (nşr. Salâh Mehdî el-Fertûsî), Bağdad 1401/1981-82, I-II, tür.yer.; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 5-96; Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, VI, 145; XI, 416; Muhammed b. Ebü’l-Feth el-Ba‘lî, el-Müs̱elles̱ ẕü’l-maʿne’l-vâḥid (nşr. Abdülkerîm Avfî), Küveyt 1421/2000, tür.yer., ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 3-81; Fîrûzâbâdî, el-Ġurerü’l-müs̱elles̱e ve’d-dürerü’l-mübes̱s̱es̱e (nşr. Süleyman b. İbrâhim b. Muhammed el-Âyid, yüksek lisans tezi, 1398/1978), Câmiatü’l-Melik Abdülazîz Külliyyetü’ş-şerîa, neşredenin girişi, s. 110-194; Taşköprizâde, Miftâḥu’s-saʿâde, I, 361; Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1586-1587; Serkîs, Muʿcem, II, 1517; Brockelmann, GAL, I, 102; Suppl., I, 161, 526; II, 367, 916; Îżâḥu’l-meknûn, II, 427; Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, XI, 42; Sezgin, GAS, VIII, 61-66, 175, 183, 248; IX, 82; Mustafa Kılıçlı, “Kazzâz”, DİA, XXV, 161; Muharrem Çelebi, “Kutrub”, a.e., XXVI, 495.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 32. cildinde, 84-85 numaralı sayfalarda yer almıştır.