MÜSTEDREK

Bir müellifin, şartlarına uyduğu halde kitabına almadığı hadislerin derlendiği eserler için kullanılan terim.

Müellif:

Sözlükte, “eksiğini tamamlamak, hatalarını düzeltmek” mânasındaki istidrâk masdarından türeyen müstedrek kelimesi hadis literatüründe “bir şeyin devamını yapmak, ona zeyil yazmak, tetimme meydana getirmek” anlamında erken dönemden itibaren kullanılmıştır. Zaman içinde “rivayetlerdeki yanlışlık veya eksiklikleri düzeltmek, bir müellifin şartlarına uyduğu halde kitabına almadığı hadisleri toplamak suretiyle onun eksiklerini tamamlamak” şeklinde daha geniş bir mâna kazanmıştır. Müstedrek önceki bir çalışma ile olan irtibatı dolayısıyla literatürde aynı amaçla kullanılan fâit (fevât), mütemmim, sıla, tekmile, tamâm, tetimme, zevâid, ziyâde, zeyil gibi kelimelerle aynı türe dahildir (EI2 [İng.], IX, 603-604).

Bir kişinin bütün hadislere ulaşmasının imkânsızlığı, tasnif işleminin henüz son şeklini almamış olması, her müellifin sıhhat şartlarının farklılık arzetmesi ve sıhhat için aranan temel şartlarda ittifak olsa bile ayrıntılarda değişik hükümlere ulaşılması gibi durumlar, hadislerin farklı tariklerden elde edilmiş olmasının o hadisin sıhhat derecesini arttıracağı düşüncesi ve sika râvinin ziyadesinin makbul olması ilkesi müstedrek türü eserlerin yazılmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışmalar hem rivâyetü’l-hadîs hem dirâyetü’l-hadîs türünden olup büyük kabul görmüş eserler üzerinde yapılmış, bilhassa Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’leri müstedreklere konu olmuştur. Bir esere müstedrek yazılırken o eserin üslûbu, metodu ve telifinde gözetilen prensipler göz önünde bulundurulur. Ancak müstedrek telif etmeye karar veren kimsenin, üzerinde çalışacağı eserdeki rivayetlerin hangi şartlara göre derlendiğini tesbit etmesi son derece güçtür. Zira çok defa asıl eserin sahibi hadisleri hangi şartlara göre topladığını ifade etmemektedir. Ayrıca müstedrek düzenleme işi hem ilmî yeterliliği gerektirdiği hem de ictihadî olduğu için müellifin yaptığı işte isabet etme veya yanılma ihtimali her zaman mevcuttur. Sahih hadis ihtiva eden eserlere müstedrekleri de dahil edilse sahih hadislerin tamamına ulaşmanın mümkün olmadığı belirtilmiştir. Nitekim ricâlinin tamamı sika olduğu halde Ṣaḥîḥayn’da ve bunun müstedrekinde yer almayan hadisler mevcuttur (İbn Hacer el-Askalânî, s. 130).

Müstedrek Türü Çalışmalar. 1. el-Müstedrek* ʿale’ṣ-Ṣaḥîḥayn. Bu türün en meşhur çalışması olan eserde Hâkim en-Nîsâbûrî, Ṣaḥîḥayn’da yer almamakla birlikte ikisinin ya da ikisinden birinin şartlarına uyan sahih hadisleri toplamaya çalışmıştır (I-IV, Haydarâbâd 1334-1342; nşr. Mustafa Abdülkādir Atâ, I-IV, Beyrut 1411/1990). 2. el-İlzâmât ʿale’ṣ-Ṣaḥîḥayn (ʿalâ Ṣaḥîḥayi’l-Buḫârî ve Müslim). Dârekutnî, Buhârî ve Müslim’in şartlarına uyduğu halde Ṣaḥîḥayn’da yer almayan yetmiş hadisi bu çalışmasında bir araya getirmiştir. Eser Ṣaḥîḥayn’ın telif yönteminden farklı olarak müsned tertibindedir. Dârekutnî, şartlarına uyduğu halde eserlerinde bu hadislere yer vermemeleri sebebiyle Şeyhayn’i tenkit etmişse de onların bütün sahihleri toplama gibi bir gayelerinin olmaması göz önünde bulundurularak Dârekutnî’nin bu ithamı yersiz görülmüştür (nşr. Ebû Abdurrahman Mukbil b. Hâdî el-Vâdiî, Beyrut 1405/1985). 3. Kitâbü’t-Tetebbuʿ. Dârekutnî, bu cüzünde Ṣaḥîḥayn’da illetli olduğunu iddia ettiği 218 hadisi ele almıştır. Irâkī de el-Müstedrek ʿalâ Müstedreki’d-Dâreḳuṭnî adlı bir çalışma yapmış (Kettânî, s. 16) ve bu risâle el-İlzâmât ile birlikte yayımlanmıştır. 4. el-Müstedrek ʿalâ Ṣaḥîḥi’l-Buḫârî ve Müslim (el-Müstedrekü’l-müstaḫrec ʿale’l-İlzâmât). Ebû Zer el-Herevî, Dârekutnî’nin İlzâmât’ındaki yetmiş hadisi kendi senedleriyle tahriç etmiştir. Dört cüzden meydana gelen ve Zehebî ile İbn Hacer el-Askalânî tarafından görülen eserin günümüze gelip gelmediği bilinmemektedir. 5. el-Eḥâdîs̱ü’l-muḫtâra mimmâ lem yuḫrichü’l-Buḫârî ve Müslim fî Ṣaḥîḥayhimâ (el-Eḥâdîs̱ü’l-ciyâd). Ziyâeddin el-Makdisî tarafından kaleme alınmıştır (nşr. Abdülmelik b. Abdullah b. Dehîş, I-II, Mekke 1412). 6. el-Müstedrek mine’n-nuṣûṣi’s-sâḳıṭa. Muhammed b. Hârûn er-Rûyânî’nin el-Müsned’i için Emîn Ali Ebû Yemânî’nin hazırladığı zeyildir (I-III, Kahire-Riyad 1416/1995).

BİBLİYOGRAFYA
Fîrûzâbâdî, el-Ḳāmûsü’l-muḥîṭ, “drk” md.; İbnü’s-Salâh, Ulûmü’l-ḥadîs̱ (nşr. Nûreddin Itr), Beyrut 1401/1981, s. 18, 22; Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 1041-1045; Bedreddin ez-Zerkeşî, en-Nüket ʿalâ Muḳaddimeti İbni’ṣ-Ṣalâḥ (nşr. Zeynelâbidîn b. Muhammed Bellâ Füreyc), Riyad 1419/1998, I, 222-226; İbn Hacer el-Askalânî, el-Emâli’l-muṭlaḳa (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut 1416/1995, s. 130; Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Kahire 1385/1966, I, 105-108; Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1672; Leknevî, el-Ecvibetü’l-fâżıla (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Halep 1384/1964, s. 80-86; Tâhir el-Cezâirî, Tevcîhü’n-naẓar (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1416/1995, I, 339-344; Tecrid Tercemesi, Mukaddime, I, 252-253; Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan b. Selmân – Ebû Huzeyfe Râid b. Sabrî, Muʿcemü’l-muṣannefâti’l-vâride fî Fetḥi’l-bârî, Riyad 1412/1991, s. 367-368; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 14-22; İzmirli İsmâil Hakkı, Hadis Tarihi (nşr. İbrahim Hatiboğlu), İstanbul 2002, s. 239-240; Cl. Gilliot, “Ṣıla”, EI2 (İng.), IX, 603-606; Mervân Muhammed Mustafa, “el-Müstedrekât”, el-Mevsûʿatü’l-İslâmiyyetü’l-ʿâmme, Kahire 1422/2001, s. 1289-1290.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2006 yılında İstanbul’da basılan 32. cildinde, 133-134 numaralı sayfalarda yer almıştır.