Nurten Sevinç. Şehrîzâde Mehmed Said ve Kurretü’l-Ebsâr (Târîh-i Nevpeydâ) adlı eseri: tahlil ve metin. Doktora tezi (2020)

Title:Şehrîzâde Mehmed Said ve Kurretü’l-Ebsâr (Târîh-i Nevpeydâ) adlı eseri: tahlil ve metin=Şehrîzâde Mehmed Said and his work named Kurretü’l-Ebsâr (Târîh-i Nevpeydâ): analysis and text. Doktora tezi
Author:Nurten Sevinç
Translator:
Editor:
Language:Ottoman Turkish, Turkish
Series:
Place:İstanbul
Publisher:Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Year:2020
Pages:XIV, 1609
ISBN:
File:PDF, 13.3 MB
Download:Click here

Nurten Sevinç. Şehrîzâde Mehmed Said ve Kurretü’l-Ebsâr (Târîh-i Nevpeydâ) adlı eseri: tahlil ve metin. Doktora tezi. İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2020, XIV+1609 s.

Özet

XVIII. yüzyıl modern tarih yazımının mübeşşirlerinden olan Şehrîzâde Mehmed Said kırk altı yıl kadar süren kısa ömrüne rağmen çeşitli sahalarda ilmî ve edebî açıdan ehemmiyet arz eden Arapça ve Türkçe birçok eser kaleme almıştır. Günümüze ulaşan eserleri Türkiye ve dünya kütüphanelerine dağılmış durumdadır. Bunlardan günümüze intikal etmeyen eser sayısı ise kırk altı civarındadır. Bu miktar onun velut bir ansiklopedist âlim olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Şehrîzâde Mehmed Said’in, çalışmamızın da konusu olan, Kurretü’l-ebsâr/Târîh-i Nevpeydâ isimli eseri onun en meşhur ve en hacimli eseridir. Osmanlı tarihinin 699-1000/1299-1592 yılları arasındaki üç yüz bir senelik sürecini içermek üzere tertip edilen, ancak günümüze sadece 699-791/1299-1389 yılları arası olaylarına dair olan kısmı ulaşan bu eserde olaylar Naʿîmâ Tarihi örnek alınarak kronolojik sene tertibine göre sıralanmıştır. Ancak aynı yıl içerisinde diğer çağdaş devletlerde vuku bulan bazı önemli ve garip olayların da ilave edilmesiyle Kurretü’l-ebsâr tam bir İslâm tarihi kronolojisi haline getirilmiştir. Sıkı bir Kâtib Çelebi takipçisi ve hayranı olan Şehrîzâde başta Takvîmü’t-Tevârîh olmak üzere onun Fezleketü’t-Tevârîh, Kānûnnâme-i Kebîr ve Cihannümâ gibi eserlerini ana kaynak olarak kullanmış, elde ettiği bilgileri diğer kaynaklarla da karşılaştırarak en doğruya ulaşmayı hedeflemiştir.

Mehmed Said gerek kaynak seçimi gerekse kaynağını mukayeseli olarak kullanımıyla günümüz telif anlayışına yakın bir performans göstermiş ve çağdaşı diğer müverrihlerden farklı bir sentez örneği vermeye çalışmıştır. Çalışmamızda müellifin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verildikten sonra her yönüyle Kurretü’l ebsâr‘ın tahkikine geçilmiştir. Eserin Kahire’de Dârü’l-Kütübi’l-Kavmiyye’de bulunan müellif hattı nüshası esas alınarak metin yeni harflere çevrilmiş, ardından kaynakları ve müellifin bunları kullanış tarzı üzerinde durulduktan sonra Şehrîzâde Mehmed Said ve eserinin tarih literatürümüzdeki yeri vurgulanmıştır.

Abstract

Şehrîzâde Mehmed Said who was the modern history writing forerunner of XVIII. century wrote very important as literally and scientific Arabic and Turkish novels in spite of his short forty six years old lifetime. It’s works which longs to our time is spread over the libraries all around Turkey and the world. There are forty six works which hadn’t come to our time. This number shows his prolific encyclopaedist scientist side.

Şehrîzâde Mehmed Said’s work which is also our scientific study’s subject, Kurretü’l-ebsâr/Târîh-i Nevpeydâ is his most famous and massive work. It was designed to include the Ottoman history between 699-1000/1299-1592 of three hundred one years progress, but it’s only 699-791/1299-1389 years historic events reached today and it was numbered according to Naʿîmâ History chronologic year design. But by adding another important and strange events happened in another modern countries Kurretü’l-ebsâr became an absolute Islamic history chronology. Şehrîzâde is a strict follower and fan Kâtib Çelebi so he used his works initially the Takvîmü’t-Tevârîh, Fezleketü’t-Tevârîh, Kānûnnâme-i Kebîr and Cihannümâ as a main source, he aimed to reach the most correct information by comparing other sources.

Mehmed Said showed a performance nearly same as today’s copyright agreement and tried to give a different synthes example except from outdated historians both for choosing sources and using sources comparatively. In our work, after giving information about, the life and the works of the writer, we pass to the investigation of Kurretü’l ebsâr in all ways. The work’s condition line copy which is in Cairo Dârü’l-Kütübi’l-Kavmiyye originally taken and translated into new letters, and then emphasis on the sources and how the writer used it and finally give point to the work’s place in our history literature.