Oğuzhan Çakır. Türkiye Selçuklularında Moğol hakimiyetine karşı tepkiler (1243-1277). Yüksek lisans tezi (2018)

Tez KünyeDurumu
Türkiye Selçuklularında Moğol hakimiyetine karşı tepkiler (1243-1277) / Reactions against Mongol hegemony in anatolian Seljuk Empire (1243 – 1277)
Yazar:OĞUZHAN ÇAKIR
Danışman: DOÇ. DR. MURAT KEÇİŞ
Yer Bilgisi: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Ahiler = Akhies ; Anadolu Selçukluları = Anatolian Seljuks ; Bağımsızlık = Independence ; Mevlevilik = Mawlawiyya ; Moğollar = Mongoşs ; Selçuklular = Seljuks ; Türkmenler = Turkomans
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
189 s.
Türkiye Selçuklu Devleti, 1071 yılında yaşanan Malazgirt Savaşı başarısının ardından kuruluşunu gerçekleştirmiş, Anadolu’yu yurt tutmak ve kök salmak ile geçen uzun yıllar sonunda bölgede kendini kabul ettirebilmiştir. Tutunma evresi olarak tabir edebileceğimiz yüz yıllık bu mücadele süreci, 1176 yılında gerçekleşen Miryokefalon savaşı ile taçlandırılmış ve Anadolu coğrafyası Türkiye olarak anılmaya başlanmıştır. Böylece, gelişim ve büyüme aşaması olan yarım asırlık bir sürece giriş yapılmış, bu yarım asırlık gelişim süreci, Türkiye Selçuklu Devleti’nin en refah ve güçlü dönemi olarak kabul edilen I. Alaeddin Keykubad’ın saltanat yıllarında (1220-1237) zirveye çıkmış; askeri, siyasi, ekonomik ve ticari kapsamda en büyük gelişmelere sahne olmuştur. Bu gelişim dönemi; 1237 yılında I. Alaeddin Keykubad’ın öldürülmesi ve yerine II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in geçmesi, bunun yanında Moğollar ile 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşında başarısızlığa uğranmasıyla son bulmuştur. Bu başarısızlığın ardından Türkiye Selçuklu Devleti; önce mali, sonra askeri, en son olarak da toprak bakımından Moğol boyunduruğu altına girmiş, gerileme dönemi de böylelikle başlamıştır. Bu gerileme döneminde hem sultan ve şehzadeler hem de dev-let yöneticisi ve halk takımından ikiye ayrılış süreci başlamış, kimi taraflar Moğol boyunduruğunu kabul ederken kimi taraflar bağımsızlık ve özgürlük yanlısı bir tutum izlemişlerdir. Moğol istilasına karşı olumlu veya olumsuz tepkiler olarak adlandırdı-ğımız, 1243-1277 yılları arasını kapsayan araştırmamızda, gerek devlet yöneticileri gerekse Türkmen kitleleri ve sivil toplum örgütleri (Ahiler-Mevleviler) bakımından bağımsızlık veyahut kabulleniş aşamasının ruhu ortaya konulmuştur. Bağımsızlık fikrini benimseyen ve uygulayan kimi guruplar ve kişiler her ne kadar başarısız olsalar da; zulüm, katl, zillet ve eziyet ile geçen yaşamlarında Moğol yardakçılığını kabul etmemişler bunun yerine hayatları pahasına da olsa bağımsızlık ve özgürlük yolunu tercih etmişlerdir. Böylelikle, yarım asır süren ve Türkiye Selçuklu Devleti’nin yı-kılması ile son bulan çöküş dönemi başlamış, devletin yıkılış yılı olarak kabul ettiğimiz 1308’e kadar yaşanacak kimi zaman utanç kimi zaman ise övünç olarak zihnimizde canlanacak bir serüvene giriş yapılmıştır.
Anatolian Seljuk Empire was established after the Malazgirt success in 1071, it was able to make itself accepted in the region at the end of long years of holding Anatolia and seep into there. This centenary struggle, which we can call as a hold-on phase, was crowned with the Battle of Myriokephalon in 1176 and Anatolian geography started to be called as Turkey. Thus, a half-century of development and growth phase was introduced, and this half-century-old development process peaked in the years of the reign of Alaeddin Keykubad I (1220-1237), which is accepted as the most prosperous and powerful period of Anatolian Seljuk State, and there witnessed the greatest progresses in military, politics, economics and trade. This development period was ended with the murdering of Alaeddin Keykubad I in 1237 and Giyaseddin Keyhusrev II ascended to the throne, beside the failure of the Battle of Kose Dag with the Mongols in 1243. Following this failure, Anatolian Seljuk Empire was mandated by Mongols first financially, then militarily, and finally country’s land, thus the period of decline began. In this period of decline, disagreements aroused either among Sultan and Princes or among state officials and general public on accepting Mongols mandate, while some followed an attitude towards independence and freedom. Our research including the period between 1243-1277 which we have called as positive or negative reactions against the Mongolian invasion, the spirit of independence or acceptance phase have been revealed from the point of view of both the state administrators and the Turkmen masses and the civil society organizations (Ahiler/Ahi’s – Mevlevis). Although some groups and individuals who had embraced and implemented the idea of independence have failed, the ones who did not accept the Mongol stooges in their lives under persecution, slaughter, abasement and torment preferred the path of independence and freedom, even at the expense of their lives. Thus, the collapse period, which was ended with the dissolution of the Anatolian Seljuk Empire, had been started and lasted half century long, and an adventure that we envision as both embarrassed and honoured times began and continued until the year of 1308 which we accept as the collapse year of the states.

Download: Click here