REBΑ b. SÜLEYMAN el-MURÂDÎ

Ebû Muhammed er-Rebî‘ b. Süleymân b. Abdilcebbâr b. Kâmil el-Mısrî el-Murâdî (ö. 270/884)

İmam Şâfiî’nin talebesi.

Müellif:

173 veya 174 (790 veya 791) yılında doğdu. Aslen Mısırlı olmasına rağmen Yemenli Murâd kabilesine velâ yoluyla bağlı olduğu için Murâdî nisbesini almıştır. İmam Şâfiî’nin Rebî‘ b. Süleyman adlı iki talebesi olup mezhep literatüründe tek başına anılan Rebî‘den maksat bu zattır. Diğer Rebî‘ kastedildiğinde Cîzî nisbesi mutlaka eklenir. Rebî‘ el-Murâdî İbn Vehb, Şuayb b. Leys, Abdurrahman b. Ziyâde, Bişr b. Bekr et-Tinnîsî, Eyyûb b. Süveyd er-Remlî, Yahyâ b. Hassân, Esed b. Mûsâ, Saîd b. Ebû Meryem ve Şâfiî’den fıkıh ve hadis başta olmak üzere çeşitli ilimler tahsil etti. Şâfiî ile tanışıp ondan ilim alması Şâfiî’nin 199 (814-15) yılında Mısır’a gelmesinden sonradır. Rebî‘ de Ebû Hanîfe’nin talebesi Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî gibi hocasına son dört yıl talebelik etmiş, onun Hanefî birikiminin sonraki kuşaklara aktarılması hususundaki önemli görevine benzer bir rolü Şâfiî mezhebi için ifa etmiştir.

Şâfiî’nin Mısır’a gelişine kadar kendisini daha çok rivayet yönünden geliştiren Rebî‘ onun gelişiyle birlikte fıkha gereken ilgiyi göstermeye başladı. Kısa zamanda Şâfiî’nin ileri gelen talebeleri arasına girdi ve son dönem kitaplarının en güçlü râvisi oldu. Öyle ki daha sonraları mezhep içinde rivayette Rebî‘, dirâyet ve usulde Müzenî tercih edilir hale geldi. Nevevî, Büveytî’yi hem Müzenî hem Rebî‘e tercih ederse de (İbn Kādî Şühbe, I, 39) Büveytî rivayet konusunda Rebî‘in kendisinden daha güçlü olduğunu belirtmiştir. Şâfiî’den Mısır’da rivayette bulunanların sonuncusu olan Rebî‘ (a.g.e., I, 34) güçlü hâfızası dolayısıyla Şâfiî’nin, “Sen kitaplarımın râvisisin” iltifatına mazhar oldu. İbn Abdülber, Şâfiî’nin kitaplarını Rebî‘den alanların sayısının Muhammed b. İsmâil et-Tirmizî’nin tesbitine göre 200 civarında olduğunu belirtir. Kendisiyle tanışmış olan hadis âlimleri onu hem hâfıza hem ahlâk yönünden güvenilir olarak nitelemişlerdir. Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed el-Esedî, Menâḳıbü’ş-Şâfiʿî adlı eserinde anlattığına göre Rebî‘ hocası Şâfiî’nin hadiste icâzeti uygun bulmadığını, ancak kendisinin ona muhalefet ederek bunu onayladığını söyler (Sübkî, II, 136).

Fustat’taki Amr b. Âs Camii’nde müezzinlik yapan, bundan dolayı “Müezzin” lakabıyla anılan Rebî‘, İbn Tolun Camii’nde ilk hadis imlâ eden kişidir. Şâfiî’nin mezheb-i cedîd çerçevesindeki eserlerinin en güçlü râvisi Rebî‘ el-Murâdî olduğu için İslâm coğrafyasının çeşitli bölgelerinde Şâfiî’nin ilmî birikimini almak isteyenler ona akın etmiştir. Ebû Dâvûd es-Sicistânî, İbn Mâce, Ebû Zür‘a er-Râzî (Şâfiî’nin eserlerini Rebî‘den istinsah edip Rey’e götürmüştür), Ebû Hâtim er-Râzî ve oğlu İbn Ebû Hâtim er-Râzî, Nesâî, Zekeriyyâ b. Yahyâ es-Sâcî, İbn Ebû Dâvûd, Ebû Nuaym, Ebû Ca‘fer et-Tahâvî, Ebû Avâne el-İsferâyînî, İbn Cevsâ, Ebü’l-Abbas el-Esam (Şâfiî’nin el-Mebsûṭ adlı eserinin tek râvisi ve Müsnedü’ş-Şâfiʿî’yi derleyen kişidir) ve İbn Huzeyme ondan hadis rivayet edenler arasında yer alır. Rebî‘in, “İbn Vehb’den sonra Mısır’da hadis rivayet eden her muhaddise hadis imlâ etmişimdir” sözü ondan hadis rivayet edenlerin ne kadar çok olduğunu gösterir. 19 Şevval 270 (20 Nisan 884) tarihinde vefat eden Rebî‘in cenaze namazını Tolunoğulları Emîri Humâreveyh b. Ahmed b. Tolun kıldırdı.

İbnü’n-Nedîm, Rebî‘ el-Murâdî’nin Şâfiî’den el-Mebsûṭ adı verilen Kitâbü’l-Uṣûl’ü rivayet ettiğini, ondan da İbn Yûsuf (Ebû Bekir Ahmed b. Abdullah b. Seyf b. Saîd), Ebû Abdullah Muhammed b. Hamdân et-Tarâifî, Esam en-Nîsâbûrî ve Abdullah b. Ebû Süfyân el-Mevsılî’nin naklettiğini belirtir (el-Fihrist, s. 261). İbnü’n-Nedîm’in burada el-Mebsûṭ ile kastettiği, matbu el-Üm içinde yer alan Risâle de dahil Şâfiî’nin bütün eserleridir. Rebî‘in Şâfiî’den rivayet ettiği eserler, bir yandan mezheb-i kadîm adına aktarılan eserlerle mukayese imkânı verirken diğer yandan özellikle mezheb-i cedîdi daha çok ihtisar ederek aktaran Müzenî’nin eserlerinde Şâfiî’nin müktesebatını kavrama ve aktarma başarısını ve sadakatini ölçme imkânı vermesi açısından son derece önemli bir işlev görmüştür. Rebî‘ hocasının fıkhî görüşlerini herhangi bir tasarrufta bulunmadan aktarmak suretiyle “nüsûsü’ş-Şâfiî” olarak bilinen Şâfiî’nin Mısır dönemine ait kendi ibarelerinin sonraki kuşaklara intikaline yardımcı oldu. Şâfiî’nin fıkhî müktesebatının mezhepleşme sürecine girdiği dönemde bu metinler önemli rol oynamıştır. Şâfiî’nin hayatına dair pek çok rivayetin kaynağı da yine Rebî‘ b. Süleyman el-Murâdî’dir. Özellikle “menâkıbü’ş-Şâfiî” literatüründe çokça rastlanan bu rivayetler sayesinde Şâfiî’nin kişiliği daha da aydınlanmıştır. Müzenî ve Büveytî’den nakledilen bu çerçevedeki rivayetler Rebî‘den yapılanlar kadar çok değildir.

BİBLİYOGRAFYA
İbn Ebû Hâtim, Âdâbü’ş-Şâfiʿî ve menâḳıbüh, Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), tür.yer.; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (nşr. İbrâhim Ramazan), Beyrut 1415/1994, s. 259-265; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, Menâḳıbü’ş-Şâfiʿî (nşr. Seyyid Ahmed Sakr), Kahire 1390-91/1970-71, I-II, tür.yer.; Hatîb, Târîḫu Baġdâd, XIV, 299-303; İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), XII, 100-122, 238; Nevevî, Tehẕîbü’l-esmâʾ ve’l-luġāt (nşr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 2005, I, 275-276; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 291-292; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XII, 587-591; Safedî, el-Vâfî, XIV, 81-82; Sübkî, Ṭabaḳāt (Tanâhî), II, 132-139; İsnevî, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye, I, 30-40; İbn Kādî Şühbe, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾi’ş-Şâfiʿiyye (nşr. Ali M. Ömer), Kahire, ts. (Mektebetü’s-sekāfeti’d-dîniyye), I, 33-34, 39; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, III, 48; Sezgin, GAS (Ar.), I/1, s. 371-372; I/3, s. 187; M. Hasan Heyto, el-İctihâd ve ṭabaḳātü müctehidî eş-Şâfiʿiyye, Beyrut 1409/1988, s. 107-110; E. N. Dickinson, The Development of Early Muslim Hadith Criticism: The “Taqdima” of Ibn Abi Hatim al-Râzî (d. 327/938) (doktora tezi, 1992), Yale University.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 34. cildinde, 496-497 numaralı sayfalarda yer almıştır.