RİCS

Pis olan şey anlamında bir Kur’an terimi.

Müellif:

Sözlükte “pis olmak; çirkin bir fiil işlemek” anlamlarındaki reces (recâset) masdarından türemiş bir isim olan rics kelimesi “pis olan şey, pislik” demektir. Bu mânadan hareketle başta küfür olmak üzere kötü fiillere rics denildiği gibi bu fiillerin doğurduğu lânet, azap vb. için de aynı kelime kullanılır (, “rcs” md.). Râgıb el-İsfahânî doğası itibariyle akıl açısından, din açısından ve bunların hepsi bakımından olmak üzere dört türlü ricsten söz edilebileceğini belirtir. Bunlar için sırasıyla şu örnekler verilebilir: Bizâtihi pis olan nesne, Allah’a ortak koşmak, içki, murdar hayvan eti (meyte) (el-Müfredât, “rcs” md.; krş. , II, 929).

Rics kelimesi Kur’an’da dokuz âyette geçmekte (, “rcs” md.) ve bağlamlarına göre bunların şu mânalara geldiği anlaşılmaktadır: Allah’ın yarattığı selim fıtrat çizgisi üzerinde yine O’nun lutfettiği aklı kullanmayıp küfür veya şirk bataklığına saplananlar, içi kararmış inatçı münafıklar, onur kırıcı itham ve iftira eylemi, domuz eti, içki, kumar, dikili putlar ve gaybdan haber alma amacıyla falcılık yapma. Rics ayrıca başta Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’i olmak üzere birçok hadis mecmuasında yer alan hadislerde sözlük anlamlarıyla, özellikle maddî ve mânevî kirliliği ifade etmek üzere kullanılmıştır (, “rics” md.).

Arapça’da aşağılanmayı hak etmiş kişileri veya tiksinti uyandıran durumları nitelemek için kullanılan rics kelimesinin âyet ve hadislerde bazı nesnelere, davranışlara ve insan tiplerine nisbet edilmesinin sebebi, yetkin vasıflarla donatılıp üstün konumda tutulan insanın bazı durumlarda bu mertebesini korumaması ve bir âyette işaret edildiği gibi (et-Tîn 95/5) kendisini “aşağıların aşağısı”na indirmesidir. Bu sebeple ricsin yer aldığı âyet ve hadisler, söz konusu kötü nitelik ve davranışları insan psikolojisi açısından iğrenç telakki edilecek biçimde tasvir ederek onurunu koruyan kişilerin bunlardan sakınması gerektiği mesajını vermektedir.


BİBLİYOGRAFYA

, II, 929.

, I, 642; II, 49, 57-58, 87-88; III, 11-12.

Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl (nşr. Abdülkādir Arafât), Beyrut 1416/1996, II, 362.

, VII, 57; VIII, 43.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2008 yılında İstanbul’da basılan 35. cildinde, 87 numaralı sayfada yer almıştır.