RİK‘A

Osmanlılar tarafından geliştirilen bir yazı çeşidi.

Müellif:

Sözlükte “kâğıt, deri parçası” anlamına gelen rik‘a (ruk‘a) hat sanatında çabuk, kolay yazma ve okuma ihtiyacından doğmuş, kalemin tabii akışına uygun divanî özelliklerini taşıyan bir yazı türünün adıdır. Ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmeyen rik‘a yazının XV. yüzyılın ikinci yarısından sonra Dulkadıroğulları döneminde kullanıldığı ileri sürülmektedir (Gökbilgin, s. 46). Bu yazı XVIII. yüzyılın ikinci yarısından sonra Osmanlılar’da Dîvân-ı Hümâyun’da belli kurallara bağlanmış ve ana çizgileriyle beliren bir karakter kazanmıştır. XIX. yüzyılda günlük hayatta, mektuplarda ve resmî yazılarda yaygın biçimde kullanılmış, Bâbıâli hükümet dairelerinde işlek hale getirilmiştir. Kısa sürede diğer İslâm ülkelerinde de beğenilen rik‘a günümüze kadar basitliği ve kolaylığı sebebiyle eğitim ve öğretimde önemini korumuş, matbu kitap dışında geniş kullanım alanı bulmuştur. Bâbıâli’de hükümet dairelerinde çalışan memurların yazdığı eski rik‘a veya Bâbıâli rik‘ası Mümtaz Efendi (ö. 1872) tarafından belli kurallara bağlanarak üslûplaştırılmıştır. Bu sebeple Mümtaz Efendi rik‘ası da denen bu tarzın divanî yazıdan ayrı belirgin özellikleri vardır.

Rik‘ada divanî yazıdaki elif, kâf, lâm gibi dikey harflerin boyları küçülmüş; zülfe, kavis ve ayrıntıları ortadan kalkmış; sol tarafa olan meyli dik, keskin, köşeli bir biçim almış; fâ, kāf, mîm, vav harflerinin gözleri kapanmış, sin dişleri kaybolmuş ve düz bir çizgi haline gelmiştir. Rik‘a yazıda nokta kalemin çıkardığı noktanın yarısıdır. İki nokta bir çizgi, üç nokta kıvrık bir biçim kazanmıştır. Şîn, dâd, nûn harflerinin çanağı “~” şeklini almıştır. Rik‘ada harfler ve kelimeler harekesiz, 20-30 derece açıyla satıra oturacak şekilde dizilmiş, yalnız küpler ve “mîm”in “elif”i satırdan aşağı sarkmıştır. Süratle yazılabilmesi için harf bünyelerinde yapılan bu kısaltmalar rik‘a yazının estetik ifade gücünü azaltmış, şahsî his ve heyecan unsurlarını öne çıkarmıştır.

Mümtaz Efendi’den sonra Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi hat hocası Mehmed İzzet Efendi (ö. 1903) Âlî Paşa, Fuad Paşa ve Cevdet Paşa’nın yazıları üzerinde yaptığı inceleme ve değerlendirmenin ardından rik‘a yazıda yeni bir üslûp ortaya koymuştur (Baltacıoğlu, Sanat, s. 106). Bu üslûpta harf bünyeleri klasik, kesin oran ve ölçülerini bulmuş, bodurluktan kurtulmuş, dikey harflerin sola meyli azalmış, kelimeler geometrik düzen içinde daha açık yazılarak en güzel âhenk sağlanmıştır. Bu özellikleriyle sanat yazısı seviyesine yükselen İzzet Efendi rik‘ası hattatlar tarafından çok beğenilmiş ve yaygınlaşmış, zamanla Mümtaz Efendi rik‘ası unutulmuştur. Rik‘anın süratli, kuralları kırılarak yazılması sonucu rik‘a kırması veya Bâbıâli kırması denilen bir şekli ortaya çıkmış, bu tarzda sık kullanılan bazı kelimeler, birleşmeyen harfler birleşerek özel bir biçim almıştır. Kalem ağzı genişliği 1 mm. olan rik‘anın celî şekli harf inkılâbından önce dükkân levhalarında, ilânlarda ve az da olsa kitâbelerde kullanılmıştır. Günümüzde müslüman ülkelerde gazete başlıkları ve dükkân levhaları genellikle celî rik‘a ile yazılmaktadır.

İbnülemin Mahmud Kemal Son Hattatlar adlı eserinde sülüs, nesih ve ta‘lik hattatlarından sonra rik‘a hattatlarının biyografilerini yazmış ve yazılarından örnekler vermiştir. Bunlar arasında Âlî Paşa, Ahmed Ârifî Paşa, Ali Fuad Bey, Emin Paşa, Esad Bey, Cemil Paşa, Hâdî Paşa, Hüseyin Hâşim Bey, İsmet Bey, Kâmil Paşa, Kemal Bey, Mahmud Celâleddin Paşa, Reşid Bey, Said Bey, Şerîfî Efendi rik‘a yazıyı güzel yazan hattatlardandır. Sülüs, nesih ve ta‘lik hattatları rik‘ayı da yazmıştır. Mehmed Şefik Bey, Ferid Bey, Hâfız Hasan Tahsin Hilmi, Mehmed Şevket Vahdetî, Sâmi Efendi, Sofu Mehmed Efendi, İsmail Hakkı Altunbezer, Kâmil Akdik, Necmeddin Okyay, Macit Ayral, Hamit Aytaç, Halim Özyazıcı ve Kemal Batanay rik‘ayı güzel yazan hattatlardandır.

BİBLİYOGRAFYA
Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, Sanat, İstanbul 1934, s. 106; a.mlf., Türklerde Yazı Sanatı, Ankara 1958, s. 69-71; Mahmut Yazır, Eski Yazıları Okuma Anahtarı, İstanbul 1974, s. 140-142; A. Süheyl Ünver, Türk Yazı Çeşitleri, İstanbul 1953, s. 20; M. Tayyib Gökbilgin, Medeniyet Tarihi Çerçevesinde Osmanlı Paleografya ve Diplomatik İlmi, İstanbul 1979, s. 46; Cahit Baltacı, İslâm Paleografyası, İstanbul 1989, s. 28; Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), İstanbul 1994, s. 67; Ali Alparslan, Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, İstanbul 1999, s. 198-202; M. Uğur Derman, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Hat Koleksiyonundan Seçmeler, İstanbul 2002, s. 20; Muhittin Serin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, İstanbul 2003, s. 328.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2008 yılında İstanbul’da basılan 35. cildinde, 108-109 numaralı sayfalarda yer almıştır.