SADRÜŞŞEHÎD

Ebû Hafs (Ebû Muhammed) Hüsâmüddîn es-Sadrü’ş-şehîd Ömer b. Abdilazîz b. Ömer b. Mâze el-Buhârî (ö. 536/1141)

Hanefî fakihi.

Müellif:

Buhara’da V-VII. (XI-XIII.) yüzyıllarda “Sadr” unvanıyla hüküm süren ve Hanefî fukahasının önde gelen temsilcileri olan Burhan ailesine mensuptur. Ömer b. Abdülazîz’in soyundan geldiği rivayet edilen aile, fertleri Burhânüddin, Burhânü’l-eimme, Burhânü’l-mille ve’d-dîn lakaplarını aldığı için bu adla anılmıştır. Ortaçağ’da Türkistan’ın en önemli ilim ve kültür merkezlerinden biri olan Buhara’da yönetimi elinde tutan nüfuzlu ailelerden Burhan ailesi, mensuplarının ilim alanındaki otoriteleri yanında sahip olduğu servet sayesinde ekonomik açıdan da güçlüydü. Ailenin ilk reisi Burhâneddin el-Kebîr, es-Sadrü’l-ecel ve es-Sadrü’l-kebîr lakaplarıyla anılan Burhâneddin Abdülazîz b. Ömer b. Mâze daha önce Merv’de oturmaktayken Selçuklu Sultanı Sencer tarafından Merv alındığında Buhara’ya “sadr” tayin edilmiş ve kız kardeşiyle de evlendirilmişti. Önemli bir Hanefî âlimi olan Abdülazîz b. Ömer XII. yüzyılın ilk çeyreğinde vefat etmiş olmalıdır. Abdülazîz’in yerine geçen oğlu Hüsâmeddin Ömer, Sultan Sencer’in Karahıtaylar’a yenildiği Katvân savaşında şehid düştüğü için “es-Sadrü’ş-şehîd” (el-Hüsâmü’ş-şehîd), ayrıca büyük dedesine nisbetle İbn Mâze lakabıyla anılmıştır.

Sadrüşşehîd Hüsâmeddin 483 (1090) yılında doğdu. Kardeşiyle birlikte babasından özel ders alarak yetişti. Kaynaklarda Ali b. Muhammed b. Hizâm, Ebû Sa‘d İbnü’t-Tuyûrî ve Ebû Tâlib b. Yûsuf gibi hocalarının adları zikredilmektedir. Daha babasının sağlığında adı duyuldu ve tanınmış âlimlerle tartışmalara girerek başarı sağladı. Özellikle fıkıh ve münazara alanında üstün olduğu, devrin hükümdarlarının kendisine saygı gösterip tavsiyelerine göre hareket ettikleri rivayet edilmektedir. Yetiştirdiği birçok talebe arasında kardeşinin oğlu Burhâneddin Mahmûd b. Ahmed el-Buhârî, bunun oğlu Sadrülislâm Tâhir b. Mahmûd, el-Ensâb müellifi Abdülkerîm b. Muhammed es-Sem‘ânî, Radıyyüddin es-Serahsî, el-Hidâye müellifi Burhâneddin el-Mergīnânî gibi tanınmış âlimler vardır.

Sadrüşşehîd, Katvân savaşında (5 Safer 536 / 9 Eylül 1141) diğer birçok âlimle birlikte şehid oldu. Bu sırada öldürülen âlim sayısının 10-12.000 civarında olduğu söylenmekte, Sadrüşşehîd’in savaş sırasında veya esir alınıp savaş sonrasında öldürüldüğüne dair farklı rivayetler bulunmakta, ayrıca naaşının bir yıl sonra Buhara’ya nakledilip orada defnedildiği belirtilmektedir. Bu tarihten sonra Burhan ailesi Karahıtaylar’a tâbi olmakla birlikte dinî ve siyasî güçlerini korudular; onların otoritesinden faydalanan Karahıtaylar da Sadrüşşehîd’in ardından yerine kardeşi Sadrüssaîd Tâcülislâm (Tâceddin) Ahmed b. Abdülazîz’i getirerek dinî otoritesini onayladılar. İsnevî’nin Sadrüşşehîd’i Şâfiî ulemâsının biyografisine dair eserine alması Şâfiî mezhebinden yaptığı bir nakil sebebiyle olmalıdır.

Eserleri. 1. Şerḥu Edebi’l-ḳāḍî. Hassâf’ın muhâkeme hukukuna dair eserinin şerhi olup iki neşri yapılmıştır (nşr. Muhyî Hilâl Serhân, I-IV, Bağdad 1397/1977; nşr. Ebü’l-Vefâ el-Efgānî – Ebû Bekir Muhammed el-Hâşimî, Beyrut 1414/1994).

2. Şerḥu Kitâbi’n-Nafaḳāt. Yine Hassâf’a ait eserin şerhi olup Ruhi Özcan (“Hüsâmu Şehîd’in Şerhiyle İmam el-Hassâf’ın en-Nafakāt Kitabı”, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi: Prof. M. Tayyib Okiç Armağanı, Ankara 1978, s. 171-224) ve Ebü’l-Vefâ el-Efgānî (Beyrut 1404/1984) tarafından yayımlanmıştır.

3. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaġīr. Bazı yazma nüshalarında da geçtiği üzere, muhtemelen Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin aynı adlı eserinden ayırt edilmesi için Câmiʿu’ṣ-Ṣadri’ş-şehîd diye de anılan kitabın çok sayıda nüshası bugüne ulaşmıştır (meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1099; Şehid Ali Paşa, nr. 728; Lâleli, nr. 1141; Mahmud Paşa, nr. 177; Damad İbrâhim Paşa, nr. 501; Kadızâde Mehmed, nr. 126, 127; Hasan Hüsnü Paşa, nr. 342). Eseri Ömer b. Abdülkerîm el-Versekî, Ahmed b. Mansûr el-İsbicâbî ve Alâeddin es-Semerkandî gibi âlimler şerhetmiştir.

4. Şerḥu’l-Câmiʿi’ṣ-ṣaġīr. Şeybânî’nin Hanefî fıkhının ilk kaynaklarından olan meşhur eserinin önemli şerhlerindendir (Süleymaniye Ktp., Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 196; Ayasofya, nr. 1093, 1094, 1358; Fâtih, nr. 1544-1549; Lâleli, nr. 850). Lâleli nüshasının mukaddimesinden müellifin yazdığı kısa şerhi daha sonra genişlettiği, dolayısıyla eserin iki versiyonu bulunduğu anlaşılmaktadır.

5. Şerḥu’l-Câmiʿi’l-kebîr. Şeybânî’nin yine Hanefî fıkhının ilk kaynaklarından olan eserinin önemli şerhlerindendir (yazma nüshaları için bk. Şerḥu Edebi’l-ḳāḍî, neşredenin girişi, I, 46).

6. ʿUmdetü’l-müftî ve’l-müsteftî. Klasik fıkıh sistematiğine göre düzenlenmiş bir fetva kitabı olup ʿUmdetü’l-fetâvâ diye de anılır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 933; Damad İbrâhim Paşa, nr. 696; Esad Efendi, nr. 1108; Fâtih, nr. 2345, 2346).

7. el-Fetâva’ṣ-ṣuġrâ (Süleymaniye Ktp., Yeni Harfler, nr. 340, 639).

8. el-Fetâva’l-kübrâ (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2410, 2411; Lâleli, nr. 1274; Serez, nr. 1145; Yeni Harfler, nr. 657-659). Daha önce kaleme alınan bazı fetva kitaplarının bir araya getirilmesiyle telif edilmiştir. Cemâleddin el-Konevî bu kitabı Münteḫab mine’l-Fetâva’l-kübrâ adıyla bazı ilâveler yaparak ihtisar etmiştir (Diyanet İşleri Başkanlığı Ktp., nr. 554).

9. el-Vâḳıʿât (Vâḳıʿâtü’l-Ḥüsâmî). Müellifin bir önceki eserden seçmelere daha sonra yaptığı ilâvelerle telif ettiği bu kitap da önceki iki eser gibi Necmeddin Yûsuf b. Ahmed el-Hâsî ve müellifin yeğeni Burhâneddin el-Buhârî tarafından yeniden tertip edilmiştir. el-Ecnâs diye de anılan eser çok rağbet görmüştür (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2490-2492; Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 573; Cârullah Efendi, nr. 918; Şehid Ali Paşa, nr. 1086, 1087; Molla Çelebi, nr. 98, 99).

10. Uṣûlü’l-fıḳh (, I, 462; Suppl., I, 640; eserlerinin yazma nüshaları ve kendisine nisbet edilen diğer kitaplar için bk. Şerḥu Edebi’l-ḳāḍî, neşredenin girişi, I, 40-56).

Sadrüşşehîd’in Kitâbü’t-Terâvîḥ, Kitâbü’t-Tezkiye, Kitâbü Mesâʾili’ş-şüyûʿ, Kitâbü’l-Ḥîṭân, Kitâbü Ṭabḫi’l-ʿaṣîr ve Zelletü’l-ḳārî adlı risâleleri çeşitli mecmualar içinde bulunmakta (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1060; Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 1160; Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 2088; Esad Efendi, nr. 3541), ayrıca el-Mebsûṭ adlı bir eseri olduğu kaydedilmektedir.


BİBLİYOGRAFYA

Sadrüşşehîd, Şerḥu Edebi’l-ḳāḍî (nşr. Muhyî Hilâl es-Serhân), Bağdad 1397/1977, neşredenin girişi, I, 25-56.

Safedî, el-Vâfî bi’l-Vefeyât (nşr. İhsan Abbas – Şükrî Faysal), Wiesbaden 1401-1402/1981-82, XXII, 510.

, I, 434-435.

, II, 649-650.

, V, 268-269.

, s. 46.

, II, 277.

, I, 46; II, 1169, 1224, 1228, 1998.

, s. 149.

, I, 461-462; Suppl., I, 639-640.

R. Sellheim, Materialien zur Arabischen Literaturgeschichte, Stuttgart 1987, II, 19-20.

Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 46.

O. Pritsak, “Āl-i Burhān”, , XXX/1 (1952), s. 81-96.

C. E. Bosworth, “Āl-e Borhān”, , I, 753-754.

“Âl-i Burhân”, , I, 606-608.

Ali Öngül, “Burhan Ailesi”, , VI, 432-433.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2008 yılında İstanbul’da basılan 35. cildinde, 425-427 numaralı sayfalarda yer almıştır.