SANTURİN

Ege denizinde Yunanistan’a bağlı ada.

Müellif:

Ege denizinin güneyinde Yunanistan yarımadasına yakın Kiklad (Cyclades) adalarının en güneyindeki Thera’nın ikinci adıdır (Santurin / Sânturini / Sántorin). Volkanik püskürmeler ve depremler adanın esas dairevî şeklini bozarak onu dört küçük adaya bölmüştür. Antik dönemdeki adı “daire” anlamına gelen Strongyle’dır. Bu adalar Pîrî Reis’in Kitâb-ı Bahriyye’sinde de geçtiği üzere Therasia (Firasia), Nea Kameni, Palia Kameni ve Aspronisi’dir.

Adada yapılan arkeolojik kazılar Akdeniz’de görülen tarih öncesi döneme ait medeniyetlerden birine ışık tutmuştur. Bizans dönemine (IV. yüzyıl başları-1207) ait bilgiler ise azdır. Bizans İmparatoru VII. Konstantinos Porphyrogennetos (913-959) tarafından yazılan De Thematibus adlı esere göre Thera VI. yüzyılın ilk yarısından itibaren “Provincia Insularum”a aitti ve X. yüzyılın ortalarına kadar Ege temasına bağlı kalmayı sürdürmüştür.

Ada, Girit ve Sicilya’daki Araplar’ın yanında IX ve XI. yüzyıllarda Batılı korsanların saldırılarına mâruz kaldı. IV. Haçlı Seferi’yle birlikte (1203-1204) XVI. yüzyılın ortalarına kadar Crispi ve Pisani ile birlikte burayı yönetecek olan Venedikli Barozzi ailesinin mülkü oldu ve o tarihten itibaren Latin idaresine geçti. 1269’da Santurin, Bizans donanması tarafından tekrar ele geçirildi ve 1296 yılına kadar Bizans idaresinde kaldı. Koruyucusu kabul edilen Saint İrene’den gelen adının Latince Santurin’e dönmesi Batılı feodal lordların adaya yerleşimiyle doğrudan ilişkilidir. Santurin adı, Arap kaynaklarında ilk defa 1154’te burayı Ege’de yerleşimi olan adalar arasında tasnif eden İdrîsî’nin eserinde görülür. Batılı feodal lordların oturmaya başlamasıyla birlikte Katoliklik yayılmaya başladı, adada beş büyük kale veya müstahkem üsler inşa edildi: Skaros, Barozzi Sarayı mevkii, Epanomeria, Pirgos (San Salvatore), Emborio (Nebrio) ve Akrotiri (La Panta).

Santurin, XIV. yüzyılda Menteşe ve Aydın emirliklerine bağlı Türkler tarafından saldırıya uğradı. XV. yüzyılda adanın nüfusu, ahalinin korsan saldırılarına karşı kendilerini koruyamaması ve bazı ailelerin Girit adasına sığınması yüzünden 300’e geriledi. 1537’de Barbaros Hayreddin Paşa’nın donanmayla çıktığı Adalar seferi sırasında Osmanlı kontrolü altına girdi. 1540 Osmanlı-Venedik anlaşması da bu durumu teyit etti. Adanın idaresi Latin asıllı Archipelagos düklerine bırakıldı. Bu tarihten sonra ada halkının sayısı kendilerini bir Osmanlı vasalı olarak güvende hissetmeleri sebebiyle artış gösterdi. Kanûnî Sultan Süleyman, son Archipelagos dükü IV. Giacomo Crispo’ya (1565) haklarını teyit eden bir ferman gönderdi; aynı zamanda Para, Santurin (52.391 akçe) ve Skyros (İşkiros), Melos (109.609 akçe) adalarından haraç toplamasını şart koştu.

1566’da Archipelago düklerinin idaresine son verildi ve Joseph Nasi vali tayin edildi. Adanın durumunu belirleyen ikinci ferman 1580’de, üçüncüsü 1646 yılında verildi. 1670 tarihli Tahrir Defteri’nde Santurin adası 473.080 akçe vergi ödeyen, toplam 949 hânelik (yaklaşık 4500-5000 kişi) mükellefi bulunan, beş kastele ayrılmış, on beş köye sahip bir ada idi (BA, TD, nr. 800). 1670 tarihli haraç kaydında da aynı vergi mükellefi sayısı kaydedilmiştir (BA, MAD, nr. 4586). Bununla birlikte 1670’e ait her iki defterdeki vergi mükellefleri mukayese edildiğinde vergi veren nüfusun % 30 daha fazla olduğu görülür. 1731’de de aynı vergiyi veren mükelleflerle aynı vergi miktarları kayda geçirilmiştir. Adanın en iyi üretimi Batı’ya ihraç edilen şaraptı (en çok bilineni vino santo). Pamuk dokuma da çok meşhurdu.

XVII. yüzyılın son çeyreğinde B. Randolph, adını Saint Erino / Torino yahut Santarini şeklinde verdiği adada pamuk dokumacılığından bahseder, çok iyi işlenen pamuklu dokumaların Girit’e, Zanta’ya ve diğer yerlere gönderildiğini yazar. Adanın depremler sebebiyle zaman zaman yıkıma uğradığını da bildirir (Ege Takımadaları, s. 29-30). Adanın asıl canlı tasvirini ondan biraz önce 1670’te Evliya Çelebi yapar ve ismini Santoronlar şeklinde verdiği adanın üç adacıktan oluştuğunu bildirir. Bir sarp kaya üzerinde taştan bir kalesi vardır. Çevresi 700 adımdır. İçinde elli hâne mevcuttur. Kalede Osmanlı muhafızları ve kadı nâibi bulunur. İki güzel köyü mevcuttur, fakat limanı yoktur. Rüzgârdan korunaklı yerler fazla olduğundan gemiler herhangi bir yerinde demir atabilir. Evliya Çelebi ayrıca bu adalara yakın bir adanın volkan patlamasıyla sarsılmış olduğunu bildirip bunun şiddetini kendine has üslûbuyla uzun uzadıya anlatır (Seyahatnâme, IX, 573-575). Sebastiani adada 1667’de 11.000 Rum ve 900 Katolik bulunduğunu belirtir.

16 Ekim 1700’de buraya gelen seyyah Tournefort adanın nüfusunu 10.000 olarak verir ve kalabalık beş köyünde Rumlar’ın yaşadığını, üçte birinin Katolik olduğunu, Santurin kadısının Pyrgos’ta oturduğunu belirtir (Tournefort Seyahatnamesi, I, 191-196). XVIII. yüzyıl sonunda nüfusu 700-800’ü Katolik olmak üzere 8000 kişiydi. XVII ve XVIII. yüzyıllarda Santurin korsan saldırılarına mâruz kaldı. 1768’den 1774 yılına kadar Ruslar tarafından işgal edildi. 1790’larda adayı gören Olivier halkının çok çalışkan olduğunu, üzüm üretildiğini, pamuklularının, el dokumalarının tanındığını, nüfusun 12.000 olduğunu, Katolik sayısının çok azaldığını belirtir (Türkiye Seyahatnâmesi, s. 76-77). Santurin 1821’de diğer Kiklad adalarıyla birlikte Yunan ihtilâline katıldı ve 1832’de Yunan Devleti’ne dahil edildi.

Adanın manastırlarında Osmanlı dönemine ait sayısız Türk ve Yunan belgesi muhafaza edilmiştir. Bağımsız bir ada olarak Santurin’in harita üzerinde gösterilmesi Cristoforo Buondelmonti ile (ö. 1420) başlamıştır. Santurin haritaları Bordone, Poracchi, Rosaccio ve diğerleri gibi XVI. yüzyıl ada haritacılığına eklenmiştir. XVII. yüzyıl boyunca adaya olan ilgi önemli bir bilgi birikimi sağlamıştır. Santurin adası bugün önemli bir turizm merkezi olup nüfusu 13.600 (2001) dolayındadır.

BİBLİYOGRAFYA
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 573-575; B. Randolph, Ege Takımadaları: Arşipelago (trc. Ümit Koçer), İstanbul 1998, s. 29-30; J. P. de Tournefort, Tournefort Seyahatnamesi (ed. Stefanos Yerasimos, trc. Ali Berktay), İstanbul 2005, I, 191-196; Oliver, Türkiye Seyahatnâmesi, II. Kitap (trc. Oğuz Gökmen), İstanbul 1991, s. 76-77; I. De-Kigallas, Geniki Statistiki tis nisou Thiras, Hermoupolis 1850; P. G. Zerlentis, Arhiepiskopoi tis Santorinis 1537-1814. O naos Panagias tis Gonias, to katholikon tis episkopis Thiras, Hermoupolis 1923; D. Denaxas, I iera mitropolis Thiras, oi sev. episkopoi kai pan. mitropolitai aftis, Piraeus 1933; B. A. Danezis, Santorini, Athens 1940; B. J. Slot, Archipelagus Turbatus. Les Cyclades entre colonisation latine et occupation ottomane c. 1500-1718, İstanbul 1982, I-II, tür.yer.; A. Tselikas, Martyries apo ti Santorini (1573-1819), Athens 1985; Ch. Frazee, The Island Princes of Greece: The Dukes of the Archipelago, Amsterdam 1988, tür.yer.; Evangelia Balta, Problèmes et approches de l’histoire ottomane. Un itinéraire scientifique de Kayseri à Eğriboz, İstanbul 1997, s. 67-148; M. Mindrinos, “Tourkika eggrafa tis Santorinis”, Santorini, Tiera, Thirasia, Aspronisi, Ifaisteia (ed. I. M. Danezes), Athens 2001, s. 323-328; A. G. K. Savvides, “Simeioseis gia ti Mesaioniki Thira-Santorini os ta teli tou 15ou aiona”, Pariana, XV/53-54 (1994), s. 117-127, 205-211; a.mlf., “Santurin Adasi”, EI2 (İng.), IX, 20.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2009 yılında İstanbul’da basılan 36. cildinde, 109-110 numaralı sayfalarda yer almıştır.