SEVÎK GAZVESİ

Bedir’de öldürülen yakınlarının intikamını almak için Medine civarına baskın düzenleyen Ebû Süfyân ve adamlarını takip için çıkılan gazve (2/624).

Müellif:

Bedir mağlûbiyetinden sonra, maktul düşen Ebû Cehil’in yerine Mekke’nin liderliğini üstlenen Ebû Süfyân Hz. Peygamber ve ashabından müşriklere büyük bir üzüntü veren savaştaki kayıplarının intikamını almadıkça eşiyle birlikte olmamaya, yıkanmamaya ve koku sürünmemeye yemin etmişti. Gazvenin ardından bu yeminini yerine getirmek için 200 (bazı rivayetlere göre 40; Vâkıdî, I, 181) kişilik bir birliğin başında Medine’ye doğru yola çıktı; Necid yaylası boyunca devam eden yukarı yolu izleyerek Medine’ye yaklaşık bir günlük mesafedeki Seyb (Neyb) dağının eteklerine kadar ilerledi. Hava kararınca adamlarını orada bırakıp Resûl-i Ekrem ve ashabı hakkında bilgi almak için yahudi Nadîroğulları’nın bölgesine gitti. İlk olarak Huyey b. Ahtab’ın kapısını çaldı; ancak Huyey, Hz. Peygamber’e ihanetleri yüzünden dindaşları Benî Kaynukā‘ın başına gelenleri düşünerek ona kapıyı açmadı. Bunun üzerine Ebû Süfyân, o sırada kabilenin reisi ve ortak hazinenin sorumlusu olan Sellâm b. Mişkem’in yanına gitti ve istediği bilgileri ondan aldı. Bütün geceyi Sellâm’ın evinde geçirdikten sonra sabaha yakın adamlarının yanına döndü. Ardından Medine yakınındaki Ureyd vadisine küçük bir müfreze gönderdi (müfrezeyi kendisinin yönettiği de rivayet edilir). Görevlendirdiği adamlar müslümanlara ait hurmalıkları ateşe verdiler ve ensardan Ma‘bed b. Amr el-Ensârî ile bir işçisini öldürdüler. Bunun üzerine yeminini yerine getirdiğini söyleyen Ebû Süfyân birliğini toplayarak Mekke’ye doğru yola çıktı. Baskın haberi Medine’ye ulaşınca Hz. Peygamber, yerine Ebû Lübâbe el-Ensârî’yi vekil bırakarak 200 kişiyle birlikte onları takip için harekete geçti (5 Zilhicce 2 / 29 Mayıs 624), ancak Karkaratülküdr denilen mevkiye kadar vardığı halde yetişemedi. Çünkü müşrikler, yüklerini hafifletmek amacıyla azık olarak yanlarında getirdikleri kavrulmuş un (sevîk) çuvallarını atarak büyük bir hızla kaçmışlardı. Toplanıp Medine’ye getirilen çuvallar sebebiyle bu gazveye Sevîk Gazvesi adı verildi. Gidiş dönüşü beş gün (bazı rivayetlerde on beş gün) süren bu sefere katılanlar yaptıkları takibin gazve sayılıp sayılmayacağını sorduklarında Hz. Peygamber gazve sayılacağını söyledi.

BİBLİYOGRAFYA
İbn İshak, es-Sîre, s. 291-292; Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 181-182; İbn Hişâm, es-Sîre2, III, 44-46; İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 30; Süheylî, er-Ravżü’l-ünüf (nşr. Mecdî Mansûr), Beyrut 1997, III, 221-222; Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, IV, 114; İbn Seyyidünnâs, ʿUyûnü’l-es̱er (nşr. Muhammed el-Îdü’l-Hatrâvî – Muhyiddin Müstû), Medine 1413/1992, I, 446-447; İbn Kesîr, es-Sîre, II, 540-541; Nûreddin el-Halebî, İnsânü’l-ʿuyûn, Beyrut 1400, II, 479-480; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), II, 209-210.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2009 yılında İstanbul’da basılan 36. cildinde, 585 numaralı sayfada yer almıştır.