ŞEYH VEFÂ er-RİFÂÎ

Ebü’l-Vefâ Muhammed b. Muhammed b. Ömer er-Rifâî el-Halebî (ö. 1264/1848)

Suriyeli sûfî ve şair.

Müellif:

1179’da (1765-66) Halep’te doğdu ve orada yaşadı. Ebül-Vefâ, Vefâ/Vefâî lakaplarıyla tanınır. Bazı yazma eserlerinin kapağında ismi “seyyid” unvanıyla birlikte kaydedildiği belirtilmekteyse de (Ziriklî, VII, 73; el-Ḳāmûsü’l-İslâmî, II, 553), kaynaklarda seyyidliğine dair bilgi bulunmamaktadır. Çocukluğunda Şeyh İsmâil Keyyâlî’nin teşvikiyle ilim tahsiline başladı. Başta babası olmak üzere Rızâiyye Medresesi müderrisi Şeyh Mustafa Gürânî, Şeyh Hasan, Şeyh Kāsım b. Ali el-Mağribî, Şeyh Muhammed ed-Dımaşkī gibi âlimlerin öğrencisi oldu. Halep Emeviyye Camii müderrisi Şeyh İsmâil el-Mevâhibî’den gramer, belâgat, akaid, fıkıh ve tefsir okuyarak icâzet aldı. Rifâî-Sayyâdî tarikatı şeyhi olan babasıyla birlikte 1194 (1780) yılında Halep’e gelen Rifâî şeyhi Muhammed Türâb el-Evkātî’yi ziyaret ettiği sırada şeyhin dikkatini çekti ve iltifatına mazhar oldu. Şeyh Evkātî’ye intisap ederek beş yıl hizmetinde bulundu, onun Seffâhiye mahallesinde açtığı tekkede zikirlere katıldı. 1199’da (1785) seyrüsülûkünü tamamlayıp hilâfet alınca şeyhi tekkenin postnişinliğini kendisine bıraktı. Şeyh Vefâ’nın ayrıca babasından Rifâiyye ve Şâzeliyye hilâfeti aldığı belirtilmektedir. Bazı kitaplarında adının Rifâî ve Şâzelî yanında Halvetî ve Nakşibendî nisbeleriyle de kaydedilmesi bu tarikatlara intisap ettiğini göstermektedir. Onun ayrıca Kādiriyye tarikatıyla irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır (Kustâkî el-Hımsî, s. 77).

Şeyh Vefâ, Halep’te muhtemelen babasının şeyhi Seyyid Hayrullah es-Sayyâdî’den dolayı Mescid-i Hayrullah adını alan ve halk arasında Rifâiyye Zâviyesi diye meşhur olan tekkede babasıyla birlikte Rifâî zikrinin yanı sıra Şâzelî zikri de yaptı ve babası yaşlanınca tekkenin şeyhliğini üstlendi. Merkez olarak kullandığı bu tekkenin yanı sıra Halep’te ona bağlı dört tekke daha vardı. Bunlardan Muhammed Türâb el-Evkātî’nin tekkesi 1242’de (1826-27) Halep Valisi Ali Rızâ Paşa tarafından tamir ettirildi. Şeyhin müridi olan vali buraya iki ev ile Hânülharîr sokağında bir dükkânı vakfetti. Ali Rızâ Paşa, Bağdat valiliği sırasında 1837 yılında Şeyh Vefâ’yı Bağdat’a davet etti. Şeyh Vefâ, oğlu Muhammed Bahâeddin ile gittiği Bağdat’ta vali tarafından ağırlandı. Ahmed er-Rifâî ve Abdülkādir-i Geylânî başta olmak üzere meşâyihin kabirlerini ziyaret etti. Onun Bağdat’a gelişi dolayısıyla şair Abdülhamîd el-Ömerî’nin yazdığı kasidenin bazı beyitlerini ve şeyhin valiyi hizmetlerinden dolayı öven şiirinin bazı bölümlerini Kustâkî el-Hımsî eserinde kaydetmiştir (a.g.e., s. 76, 78). Tasarrufunda bulunan tekkelerden biriyle ilgili problemi halletmek için İstanbul’a giden Şeyh Vefâ tekkenin kendi tasarrufu altında olduğuna dair bir beratla geri döndü. Onun daha önce de İstanbul’a gittiği anlaşılmaktadır.

Şeyh Vefâ, Rebîülevvel 1264’te (Şubat 1848) Halep’te vefat etti. Kabri Halep’te Türbetüssâlihîn’de Makām-ı İbrâhim’in doğu tarafındaki duvarın yanındadır. Ebü’l-Hüdâ es-Sayyâdî onun 1270 (1854) yılı civarında yetmiş yaşına yaklaştığı sırada öldüğünü söylüyorsa da (Ḳılâdetü’l-cevâhir, s. 426-427) bu bilgi diğer kaynaklarda yer almamaktadır. Saîd el-Kudsî’nin Şeyh Vefâ hakkında yazdığı mersiyesinin yirmi dokuz beytini Râgıb et-Tabbâh kaydetmiştir (İʿlâmü’n-nübelâʾ, VII, 289-290). Güzel sesi ve güzel kıraatiyle Kur’ân-ı Kerîm’i çok etkili bir şekilde okuduğu için halk arasında “zînet” vasfıyla anılan Şeyh Vefâ’nın aynı zamanda iyi bir şair, hatip ve mûsikişinas olduğu belirtilmektedir. Bazı manzumeleri kendisinin yönettiği zikir halkalarında, vefatından sonra diğer Halep zâviyelerinde zikirler sırasında ve mevlidlerde okunmuştur. Çağdaşlarından Seyyid Mustafa ile Muhammed el-Mîrî onun hakkında methiyeler yazmıştır. Şeyh Vefâ’dan sonra yerine oğlu Şeyh Muhammed Bahâeddin geçmiş, babasından Rifâiyye icâzeti alarak irşad faaliyetini sürdüren Muhammed Bahâeddin, Halep Hanefî müftülüğü görevinde bulunmuştur.

Eserleri. 1. Risâle fî esmâʾi’l-evliyâʾi’l-medfûnîn fî Ḥaleb. Halep’te kabri bulunan nebî, şehid, âlim ve velîleri anlatan eser 756 beyit ve altı mensur satırdan oluşmaktadır. Müellif eserin mukaddimesinde, soğuk humma hastalığına yakalanınca Allah katında velîlerin şefaatiyle şifa bulacağı ümidiyle eseri kaleme almaya başladığını, tamamladıktan sonra da iyileştiğini söyler. Tûtel (توتل) el-Yesûî eseri üç nüshasını karşılaştırarak neşretmiş (el-Meşriḳ, XXXVIII [1940], s. 335-413), Abdurrahman b. Hüseyin el-Üveysî el-Halebî, Nuḫbe min aʿlâmi Ḥalebi’ş-şehbâʾ min enbiyâʾ ve ulemâʾ ve evliyâʾ adıyla şerhetmiştir (Halep 2003). Eserin Şeyh Muhammed es-Sâbûnî tarafından yapılan zeylinde Şeyh Vefâ’dan başlamak üzere 1264-1316 (1848-1899) yılları arasında Türbetüssâlihîn’e gömülen şahıslar yer almaktadır (Râgıb et-Tabbâh, VII, 288). 2. Taṭrîzü’l-bürde ve taṭrîdü’ş-şidde. Bûsîrî’nin Ḳaṣîdetü’l-bürde’sinin tahmîsi olup bir bölümünü Râgıb et-Tabbâh kaydetmiştir (a.g.e., VII, 282-284). 3. Esmâʾü ehli Bedr. Eserde bazı sahâbenin biyografisine de yer verilmiştir (a.g.e., VII, 289). 4. Dîvânü ḫuṭab. Şeyh Vefâ’nın Halep Emevî Camii’nde okuduğu hutbeleri ihtiva etmektedir (Kustâkî el-Hımsî, s. 80). 5. el-Fuṣûlü’l-vefiyye fi’s-sâdeti’ṣ-ṣûfiyye. Tasavvuf ricâlinin anlatıldığı eser bir mukaddime ile on babdan oluşur (Râgıb et-Tabbâh, VII, 288). 6. Mevlid. Bu manzum eser basılmıştır (a.g.e., a.y.). Müellifin ayrıca beş mensur mevlidi bulunmaktadır (a.g.e., VII, 288-289).

Şiirlerini bir divanda topladığı belirtilen Şeyh Vefâ’ya nisbet edilen diğer eserler şunlardır: Risâle fi’l-cevâmiʿ ve’l-medâris ve’t-tekâyâ elletî fî Ḥaleb, Risâle fî ḫavâṣṣi’l-esmâʾi’s-Sühreverdiyye, Risâle fıḳhiyye fî erkâni’d-dîni’l-ḫamse, Mecmûʿu fevâʾid, el-Ḳaṣîdetü’l-hecâʾiyye, eṣ-Ṣavâfiḥu’r-râfiye fi’l-fevâtiḥi’l-kâfiye, Risâle fî baḥs̱i sücûdi’l-ḳalb, Şerḥu’l-Celcelûtiyye ve beyânü ḫavâṣṣihâ, Risâle fî ḥavâṣṣı dâʾireti seyyidî Ebi’l-Ḥasen eş-Şâẕelî, Risâletü istiġās̱e, Ḳaṣîde istiġās̱iyye, Risâle fî ḫavâṣṣı ḥarfi’l-ḳāf (a.g.e., a.y.), Risâletü ḫaṭbi nikâḥ, Risâletü ṣıyaġi’ṣ-ṣalavât ʿale’n-nebî (Kustâkî el-Hımsî, s. 80).

BİBLİYOGRAFYA
Sayyâdî, Ḳılâdetü’l-cevâhir, Beyrut 1301, s. 426-427; Kustâkî el-Hımsî, Üdebâʾü Ḥaleb fi’l-ḳarni’t-tâsiʿ ʿaşer, Halep 1925, s. 74-82; Râgıb et-Tabbâh, İʿlâmü’n-nübelâʾ bi-târîḫi Ḥalebi’ş-şehbâʾ, Halep 1926, VII, 277-291, 353; Ziriklî, el-Aʿlâm, VII, 73; Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, XI, 254-255; M. Hayreddin el-Esedî, Mevsûʿatü Ḥalebi’l-muḳārene (nşr. Muhammed Kemâl), Halep, ts. (Matbaatü câmiati Haleb), V, 64, 120; Abdurrahman b. Hüseyin el-Üveysî el-Halebî, Nuḫbe min aʿlâmi Ḥalebi’ş-şehbâʾ min enbiyâʾ ve ulemâʾ ve evliyâʾ, Halep 2003, s. 9-14, 161-165; Tutel el-Yesûî, “Manẓûmetü Şeyḫ Vefâʾî fî evliyâʾi Ḥaleb, Muḳaddime”, el-Meşriḳ, XXXVIII, Beyrut 1940, s. 324-334; el-Ḳāmûsü’l-İslâmî, II, 553.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 39. cildinde, 74-75 numaralı sayfalarda yer almıştır.