SİNAN BEY ZÂVİYESİ

Geyve’de XV. yüzyılın ortalarında inşa edilen zâviye.

Müellif:

Sakarya ilinin Geyve ilçesinin merkezinde yer alan binanın inşa kitâbesi ve vakfiyesi yoktur. XVIII. yüzyıl arşiv kayıtlarına dayanarak bânisinin Sinan Bey olduğu kabul edilmektedir. Sinan Bey’in yapının hazîresindeki mezarına ait celî sülüs mezar taşında 883 yılının Şâban ayı ortalarında (Kasım 1478) vefat ettiği kaydından, bu tarihten daha önce inşa edildiği öngörülür. Mimari özellikleri buna uygun olduğu gibi hazîrede bulunan mezar taşlarındaki tarihler de bu durumu teyit etmektedir. Yerli halk yapıyı daha çok Elvan Bey’in adıyla anarsa da bu doğru değildir. Sultan I. Mehmed’in çaşnigîri ve imrahoru Elvan Bey’in oğlu olan Sinan Bey’in kimliğiyle ilgili de fazla bilgi yoktur. Günümüze kadar binanın onarımlar geçirdiği ve yapıya birtakım ilâvelerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Onarımlardan biri, Sultan II. Mustafa’nın Rebîülevvel 1108 (Ekim 1696) tarihli fermanı üzerine Bostancıbaşı Mustafa Ağa tarafından gerçekleştirilmiştir. Binanın önündeki revakın kemer aralarına konulmuş nesih yazılı iki mermer kitâbeden bu mekânın binaya 1159 (1746) yılında eklenmiş olduğu anlaşılır. Restorasyon öncesinde mihrabın üzerine yazılmış olan 1280 (1863-64) tarihi de bir başka tamirata ait olmalıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında belediyenin malzeme ambarı olarak kullanılan yapı 1968-1969’da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Yakın zamana kadar ilçenin halk kütüphanesi olan yapının 2013’te onaylanan restorasyon projesi kapsamında onarıldıktan sonra etnografya müzesi olarak kullanılması tasarlanmışsa da projeye henüz başlanamamıştır.

Tabhâneli yapıların önemli örneklerinden biri olan Sinan Bey Zâviyesi ana eksen üzerinde birbirini izleyen, biri kubbe, diğeri aynalı tonozla örtülü iki ayrı mekânın oluşturduğu merkezî bölümle giriş sofası ve iki yandan bağlantılı odalardan meydana gelir. Kuzey cephesinde yer alan enlemesine dikdörtgen planlı revak bu tipin diğer örneklerinden çok farklıdır. Oldukça dar boyutlardaki bu kısım, pâyelerin üstüne atılan dairevî kemerler üzerine kubbeli tonozlarla örtülü üç bölümden oluşur. Ana binayla olan bağlantısında organik uyumsuzluklar ve oran bozukluğu gösteren bu bölüm geç bir tarihte ilâve edildiğini belli eder. Ön sofanın üzeri sekizgen bir kasnağın üstüne oturan mukarnaslı bir kubbeyle örtülüdür. Geniş Bursa kemeriyle bu mekândan ayrılan ibadet mekânı alçak bir sekiyle yükseltilmiştir. Üzeri aynalı bir tonozla örtülü olan bu bölümün kıble duvarının ortasındaki mihrap yarı silindirik bir niş halindedir. Tabhâne odalarından sağdaki mukarnaslı bir kubbeye sahiptir. Soldaki ise geçişleri dekoratif Türk üçgenleriyle sağlanan bir kubbe ile örtülüdür. Her iki kubbenin de sekizgen sağır kasnakları vardır. Kanatlardaki odaların ocakları ortadan kaldırılmışsa da yüksek bacaları halen mevcuttur. Masif duvarları üzerine iki sıra halinde açılan pencereler yapının içini yeterince aydınlatmaktadır.

Kesme taş ve tuğla kullanılarak inşa edilen yapının dış cephelerinde bazı basit süslemelere rastlanılır. Tuğlanın enine, boyuna ve yassı konumlarda kullanılması ile oluşturulan bu süslemeler giriş cephesindeki dikdörtgen nişlerin içinde ve yan kanatların pencere alınlıklarında bulunur. Duvarları sıvanmış olduğundan yapının içi son derece sade görünümlüdür. Mihrap kubbesi ve duvarında bitkisel desenli basit kalem işi bezemeler görülür. Yapının arka kısmında güneybatı köşede yer alan hazîre oldukça bakımsız bir haldedir. Sinan Bey’in buradaki mezarının baş ucu taşı girift dallar ve rûmîlerle taçlandırılmıştır. Hazîredeki mezar taşlarından bir kısmı ilçenin başka yerlerinden buraya taşınmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Battûta, Seyahatnâme (trc. A. Sait Aykut), İstanbul 2004, I, 432; Sakarya İl Yıllığı 1967, İstanbul 1970, s. 123; Ayverdi, Osmanlı Mi‘mârîsi III, s. 275-278, şekil 461-469; Yıldız Demiriz, Osmanlı Mimarisi’nde Süsleme I: Erken Devir 1300-1453, İstanbul 1979, s. 564-565, rs. 600-601; Yusuf Çetin, Sakarya’da Türk Mimari Eserleri, Adapazarı 2008, s. 117-130, rs. 53-65; Semavi Eyice, “Bursa ve Çevresinde Türk Sanatı”, TTOK Belleteni, sy. 239 (1941), s. 4; a.mlf., “İlk Osmanlı Devrinin Dinî-İçtimaî Bir Müessesesi: Zâviyeler ve Zâviyeli Câmiler”, İFM, XXIII/1-2 (1963), s. 34, plan 9.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 507-508 numaralı sayfalarda yer almıştır.