SOFİ HURİ

(1897-1983)

Yazar-mütercim.

Müellif:

Hıristiyan bir Arap ailesinin kızı olarak Halep’te doğdu. Babası çevresinde saygı gören bir din âlimi, reîs-i rûhânî idi. Çocukluğunda babasının dostları arasında Mevlevî şeyhlerinin de yer aldığını, onlarla sık sık bir araya geldiğini ve karşılıklı ziyaretlerde bulunduklarını söyler (Ken’an Rifâî, s. 332). Öğrenimini Gaziantep Amerikan Koleji’nde gördü. Mezun olunca İngiltere’de Cambridge’e gitti. Yurda dönüşünde 1923’te başladığı çalışma hayatını, İstanbul Amerikan Bord Neşriyat Dairesi’nde 1970 yılında emekliye ayrılıncaya kadar sürdürdü. Genç yaşlarında kendisine baba, mürebbi, mürşid ve dost olduğunu söylediği Frederic MacCallum ile tanıştı. Babasından sonra kendisinin fikrî ve mânevî hayatına yön veren bu zattan on beş yıldan fazla bir süre istifade etti (a.g.e., s. 326-327).

1932’de İngiltere’nin Birmingham şehri yakınlarında Woodbrook Koleji’nde ilâhiyat ve felsefe dalında araştırmalar yaptı. Bir konferansına katıldığı Gandhi’nin düşüncelerinden ve konuşmasından etkilendi. Bu arada ilâhiyatçı ve şarkiyatçı Randel Harris ile tanıştı. Klasik ve modern yirmi kadar dil bildiği söylenen bu zatın sohbetlerinden yararlandı. Doğu’nun mistikleri ve İslâmiyet’in büyükleriyle ünsiyeti bu tanışmadan sonra gerçekleşti. Meslek hayatında çeyrek asrı geçen bir süre boyunca vaktini tasavvuf ve felsefe eserlerinin mütalaası ve tercümesiyle geçirdi, böylece mistiklerin hayatını tanımış olması içindeki aşkın (mâna ve ruhaniyet aşkı) derinleşmesine hizmet etti. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Yûnus Emre, Niyâzî-i Mısrî, Molla Câmî gibi mutasavvıflar sayesinde kendisine geniş bir mâna âleminin açıldığını, görüş ufkunun genişlediğini, aşkı terennüm eden Fuzûlî ve Şeyh Galib gibi şahsiyetlerle haşir neşir olduğunu, Hüsn ü Aşk ummanında “bir nice gün seyran eylediğini” ifade eder (a.g.e., s. 326-329). Kenan Rifâî’nin meclisine onun vefatından (1950) on dört ay kadar önce, hastalığı döneminde bir hıristiyan sıfatıyla girdi ve sık sık ziyaretine gitti (a.g.e., s. 330-331). Kendisini Kenan Rifâî’ye çeken şey merak ve tecessüs değil ona karşı duyduğu sevgi ve alâkadır.

Sofi Huri, Kenan Rifâî’nin vefatından sonra onun talebesi Samiha Ayverdi ve çevresiyle münasebetini devam ettirdi. Ayverdi ile üç arkadaşının hazırladığı Ken’an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık adlı kitap için (İstanbul 1951) “Mürşid, Mürebbî, Filozof …” başlıklı bir makale yazdı. 1955-1963 yıllarında Samiha Ayverdi, Nihad Sâmi Banarlı, Safiye Erol ve Nezihe Araz’la birlikte Kenan Rifâî’nin tekkelerin açık olduğu yıllarda sohbetlerinde Mes̱nevî-i Şerîf’in I. cildine yapmış olduğu şerhe ait, talebelerinin tuttuğu notların bir kitap haline getirilmesi çalışmalarına katıldı. 1956-1960 arasında Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Fatih semtindeki evinde düzenlenen aylık toplantılarda bulundu. Türkçe, Arapça, Ermenice, Yunanca, Latince, Fransızca ve İngilizce bilen Sofi Huri’nin Yunanlı eşiyle kısa süren evliliğinden bir oğlu ve bir kızı oldu. Ne zaman müslüman olduğu hakkında bilgi yoktur. Atina’da kızının ve oğlunun yanında vefat etti.

Eserleri. Amerikan Bord Neşriyat Dairesi’ndeki çalışmaları esnasında Sofi Huri, Redhouse Sözlüğü’nün (Türkçe’den İngilizce’ye) editörlüğünü yapmış, birçok tercüme ve telif eser yayımlamıştır. Mehmet Nuri Yardım onunla ilgili makalesinde elliden fazla tercüme ve telif eserinin adını kaydeder (Kayıp İstasyon, s. 204). Çevirileri arasında yer alan ve Muhammed İkbal’in İngilizce konferanslarından meydana gelen İslâm’da Dinî Tefekkürün Yeniden Teşekkülü adlı kitabı ilgi çekmiştir. Kitapta geçen âyetlerin meâllerinin Muhammed İkbal’in İngilizce tercümesinden alınmadığı, Hasan Basri Çantay’ın Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm’inden aynen iktibas edildiği için zaman zaman âyetlerin meâliyle Muhammed İkbal’in anlayışı arasında uyuşmazlık veya irtibatsızlık kaçınılmaz olmuştur. Kenan Rifâî hakkında yazdığı makale bir bakıma kendisinin de hayat hikâyesidir. Sofi Huri’nin Râbiatü’l-Adeviyye adlı eseriyle (İstanbul 1970) İbrâhim Edhem için yazdığı eser dışında hemen tamamı tercüme veya neşir olan altmışa yakın çalışmasının başlıcaları şunlardır: Maj Lindman, Kırmızı İskarpin (İstanbul 1949); İnez N. McFee, Florence Nightingale (İstanbul 1952); Joshua Loth Liebman, Kalp Huzuru (1952); Suzan Glaspell, Mağlupların Zaferi (1954); Jeanette Eaton, Gandhi, Kılıçsız Mücahit (1961); Muhammed İkbal, İslâm’da Dinî Tefekkürün Yeniden Teşekkülü (İstanbul 1964); A. Schimmel, Sind Halk Şiirinde Hallâc-ı Mansûr, İbrahim Edhem (İstanbul 1969; Sofi Huri Hallâc-ı Mansûr’u tercüme etmiş, İbrahim Edhem’i kendisi yazmıştır); Kebîr, Kebîr’den Seçme Şiirler (R. Tagore’un İngilizce tercümesinden, İstanbul 1970).

BİBLİYOGRAFYA :

Sofi Huri, “Mürşid, Mürebbî, Filozof …”, Ken’an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık (haz. Samiha Ayverdi v.dğr.), İstanbul 2003, s. 325-344; Özcan Ergiydiren, Hayâli Cihan Değer: Sâmiha Ayverdi ile Hâtıralar, İstanbul 2009, s. 283-291; Mehmet Nuri Yardım, Kayıp İstasyon, İstanbul 2012, s. 197-206 (maddenin yazımında Sinan Uluant’tan alınan kısa hayat hikâyesinden de faydalanılmıştır).

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 515 numaralı sayfada yer almıştır.