TEYMULLAH (Benî Teymullah)

Adnânîler’e mensup bir Arap kabilesi.

Müellif:

Bekir b. Vâil’e mensup Sa‘lebe kabilesinin başlıca kollarından biridir. Kabileye adını veren Teymullah’ın nesebi Teymullah b. Sa‘lebe b. Ukābe b. Sa‘b b. Ali b. Bekir b. Vâil b. Kāsıt yoluyla Adnân’a kadar ulaşır. Hâris, Mâlik, Hilâl, Abdullah, Hâtıbe, Zimmân, Zühl, Mâzin ve Âmir gibi birçok alt kolu bulunan Benî Teymullah’ın soyu daha ziyade Hâris ve Mâlik b. Teymullah ile devam etti. Kabilenin bu iki kolu gerek Câhiliye devrinde gerekse İslâm’ın ilk dönemlerinde daha fazla öne çıktı. Benî Teymullah, Câhiliye Arapları’nın meşhur putlarından biri olan Tâif’teki Lât’a nisbetle Teymullât (Lât’ın hizmetçisi) diye adlandırılan, fakat İslâm’dan sonra ismi Teymullah olarak değiştirilen birçok Arap kabilesinden biridir (diğerleri: Teymullah b. Esed b. Vebere, Teymullah [Neccâr] b. Sa‘lebe b. Amr, Teymullah b. Sa‘d b. Futra, Teymullah b. Nemir b. Kāsıt, Teymullah b. Nemir b. Vebere).

Teymullah, İslâm’dan önce Bekir b. Vâil’in Kays b. Sa‘lebe, İcl ve Aneze gibi kollarıyla birlikte Araplar içinde yaygın olan kabileler arası dayanışma ittifakı (hilf) kurdu. Bu ittifak, İslâm’dan sonra Benî Bekir’in diğer önemli kollarından Benî Hanîfe, Zühl ve Şeybân kabilelerinin de dahil olmasıyla genişledi (İbn Abdürabbih, III, 314; İsfahânî, III, 279). Genellikle Yemâme ve Bahreyn civarında oturan Teymullah, müttefikleriyle beraber akraba Tağlib kabilesine ve Temîm’e karşı yapılan savaşlardan (eyyâmü’l-Arab) Yevmü Tehâlûk, Üvâre, Kadde, Zübâle, Nibâc ve Taysal savaşlarına katıldı (İbnü’l-Kelbî, Cemhere, s. 517; İbn Müsennâ, I, 46-47, 305, 358-368; II, 763-764, 917-919; İsfahânî, I, 496 vd.; İbn Hazm, s. 215, 314).

İslâmiyet’in doğuşu sırasında bir kısmı Araplar’ın çoğu gibi putperest, diğer kısmı, oturdukları bölge dolayısıyla aralarında Hıristiyanlığın yaygın olduğu Bekir b. Vâil’in bazı kolları gibi hıristiyan olan Teymullah, gerek ridde savaşlarında gerekse fütuhatın ilk yıllarında müslümanların karşısında yer aldı. Hz. Ebû Bekir döneminde Bahreyn bölgesindeki irtidad olaylarına ismi karışan Teymullah, 12 (633) yılında bölge valiliğine gönderilen Alâ b. Hadramî’nin kumandasındaki İslâm ordusu karşısında kendisi gibi Lehâzim’e mensup İcl, Kays ve Aneze kabileleriyle birlikte ağır yenilgiye uğradı ve büyük bir kısmı İslâmiyet’i kabul etti (Taberî, III, 304-313). Aynı yıl meydana gelen Ülleys savaşında Hâlid b. Velîd karşısında hezimete uğrayan Sâsânî ordularındaki hıristiyan birlikleri arasında Bekir’in İcl ve Zubey‘a kollarıyla birlikte Teymullah’tan bazı gruplar da vardı (a.g.e., III, 355 vd.).

İslâm’ın ilk dönemlerinde kabilenin bazı mensupları Horasan ve civarına vali ve kumandan olarak tayin edildi. Bunlar arasında Hz. Ali tarafından Rey ve Destebâ valiliğine getirilen, fakat görev ihlâli yüzünden azledilince Muâviye b. Ebû Süfyân’a katılan Zeyd b. Hüceyye (İbnü’l-Kelbî, Cemhere, s. 519), şairliğiyle tanınan, Basra’da kendisine nisbetle Kasru Evs adıyla bilinen kasrın sahibi, 64-65 (684-685) yıllarında Herat valiliği yaptığı sırada Mus‘ab b. Zübeyr’in gönderdiği Abdullah b. Hâzim’e karşı bir yıldan fazla savunduğu Herat şehri yakınlarında 65’te (685) öldürülen Evs b. Sa‘lebe b. Züfer (Rukay) sayılabilir (Taberî, V, 545-551; Belâzürî, s. 495; İbn Hazm, s. 316).

Teymullah, Sıffîn Savaşı’nda üyesi bulunduğu Lehâzim kabileleriyle Lehâzimü Kûfe ve Lehâzimü Basra olarak Hz. Ali’nin ordusunda Muâviye’ye karşı savaştı (Dîneverî, s. 172). Emevîler dönemi iç savaşlarında genellikle iktidarın yanında yer alan bazı Teymullahlılar 61 (680) yılında Kerbelâ’da Hz. Hüseyin’in ve aile fertlerinin katline iştirak etti (Taberî, V, 436, 451). 72’de (691) Abdülmelik b. Mervân’ın Mus‘ab b. Zübeyr’e karşı gönderdiği yardımcı kuvvetin başında yer alan Teymullah’ın Mâlik kolundan Ubeydullah b. Ziyâd b. Zabyân, Deyrülcâselik’te Mus‘ab’ın öldürülmesine bizzat katıldı. Onun kardeşinin katili olduğunu söyleyerek kişisel düşmanlığı sebebiyle başını kesip halifeye götürdü (a.g.e., VI, 153, 158-160; İbn Hazm, s. 315). İbn Habîb, Ubeydullah b. Ziyâd ile diğer bir Teymullah mensubu Amr b. Ebcer b. Abbâd’ı meşhur suikastçılar arasında zikretmektedir (el-Muḥabber, s. 212-213).

Kaynaklarda gerek Câhiliye devrinde gerekse İslâm’ın ilk döneminde Teymullah’ın başlıca iki kolu olan Benî Hâris ile Benî Mâlik’e mensup çok sayıda şairden bahsedilmektedir: Osman b. Katâde, Kays b. Abbâd, Müceşşer b. Huleyd, Büceyr b. Lüey, Hizyem b. Hâris, Suayr b. Kilâb, Nehâr b. Tevsia b. Temîm (İbnü’l-Kelbî, Cemhere, s. 518-521; İbn Hazm, s. 315-316). Bunlardan Horasan’ın meşhur şairi olarak adı geçen Nehâr b. Tevsia Mühelleb b. Ebû Sufre, Kuteybe b. Müslim ve Cüneyd el-Mürrî gibi Emevîler’in Horasan valilerine şiirleriyle destek verdi. Cüneyd, 112 (730) yılında Semerkant’taki durumu bildirmek üzere Nehâr’ı Hişâm b. Abdülmelik’e gönderdi (Taberî, VII, 79-80; Atvân, s. 280-289). Fetihler döneminde Basra ve Kûfe’ye yerleştirilen kabileler arasında bulunan Teymullah sonraki yüzyıllarda bölgedeki varlığını devam ettirdi. Sem‘ânî, Abbâsîler devrinde Teymülî ve Teymî nisbeleriyle anılan Teymullah mensubu birçok âlimin adını vermektedir (el-Ensâb, I, 497-500).


BİBLİYOGRAFYA

, s. 517-521.

a.mlf., Kitâbü’l-Eṣnâm (nşr. Ahmed Zekî Paşa), Kahire 1995, s. 16-18, 27.

Ma‘mer b. Müsennâ, en-Neḳāʾiż (nşr. A. A. Bevan), Beyrut, ts. (Dâru Sâdır), I, 46-47, 305, 358-368; II, 763-764, 917-919.

, s. 212-213.

, s. 98.

a.mlf., eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ, I, 537-538.

Belâzürî, Fütûḥu’l-büldân (nşr. Abdullah Enîs et-Tabbâ‘ – Ömer Enîs et-Tabbâ‘), Beyrut 1407/1987, s. 495.

, s. 172.

, s. 15.

, III, 304-313, 355 vd.; V, 436, 451, 545-551; VI, 153, 158-160, 355, 460-461, 479-480, 528, 619; VII, 79-80.

, III, 314.

Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî (nşr. Abdülemîr Ali Mühennâ – Semîr Câbir), Beyrut 1986, I, 496 vd.; III, 279.

, s. 4, 167, 215, 300-301, 314-316, 346, 399, 453-454, 472, 486.

, I, 497-500.

Hüseyin Atvân, eş-Şiʿrü’l-ʿArabî bi-Ḫorâsân fi’l-ʿaṣri’l-Ümevî, Amman 1974, s. 280-289.

G. Levi Della Vida, “Taym Allāh”, , X, 400-401.

Settâr Avdî, “Teymullâh”, Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, Tahran 1383/2004, VIII, 811.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 41. cildinde, 56 numaralı sayfada yer almıştır.