VASİLAKİ EFENDİ

(1845-1907)

Türk mûsikisinin ünlü kemençe virtüozu.

Müellif:

Silivri’nin Litros kasabasında doğdu. Asıl adı Vasil olup “Vasilcik” anlamına gelen Vasilaki diye tanındı. Babasının adı Yorgi’dir. Henüz küçük yaşlarında Silivri civarındaki sahne, panayır ve düğünlerde uzun süre klarnet çaldı. Fenerli Yorgi’den kemençe çalmayı öğrenince klarneti bırakarak kemençe üzerinde karar kıldı. Yirmi beş yaşlarında iken Silivri’den Galata’ya göç etti. Lavtacı Andon’un Galatasaray’daki gazinosunda saz heyetinde kemençeci Nikolaki’den sonra ikinci kemençeci olarak çalışmaya başladı. Andon’un ağabeyi Lavtacı Civan’dan repertuvar dersleri alarak kendini geliştirdi. Tepebaşı Tiyatrosu’nda Tanbûrî Cemil Bey, Ûdî Nevres Bey, Hacı Kirâmî Efendi, Neyzen Tevfik’le birlikte konserlere katıldı, ayrıca pek çok fasıl yönetti. 24 Eylül 1907 tarihinde İstanbul’da öldü.

Türk mûsiki tarihinin sayılı kemençe icracılarından olan Vasilaki Efendi kemençeye bir üslûp kazandırarak onu Türk mûsikisinin vazgeçilmez bir sazı durumuna getirmiş, eskiden sadece kaba sazda kullanılan kemençeyi ince sazda da kullanılabilecek bir icra düzeyine kavuşturmuştur. Uzun yay çekişleriyle tanınan Vasilaki iyi köçekçe çalmasıyla da ünlüydü. Tanbûrî Cemil ile çok yakın dostluğu vardı, birbirlerine karşı büyük saygı ve sevgi gösterirlerdi. Tanbûrî Cemil onun taksimlerine hayran kalır, bunları büyük bir huşû içinde dinlerdi. Cemil Bey’in, kendi nota defterindeki Vasil’in kürdili-hicazkâr peşrevenin üzerine yazdığı “kemençe üstâd-ı bînazîri müteveffâ Vasilaki’nin” notu onun Vasilaki’ye duyduğu saygının bir ifadesidir. Ahmed Râsim, Şevki Bey, Tatyos Efendi de Vasilaki’nin en yakın arkadaşları arasındaydı. Virtüoz derecesindeki icracılığıyla tanınmış, bestekârlık alanında fazla eser vermemiştir. Mahmud Celâleddin Paşa’nın şarkılarının ara nağmelerini Vasilaki’ye yaptırdığı söylenir. Günümüze hicazkâr, kürdili-hicazkâr, şevkefzâ peşrevi ve kürdili-hicazkâr saz semâisi ile, “Gönlüm yine ol gonce-femin vaslını andı” mısraıyla başlayan kürdili-hicazkâr şarkısı ulaşabilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA

Pertev Demirhan, Mûsikî Düşüncelerim, İstanbul 1946, s. 29-31; Mesud Cemil, Tanburî Cemil’in Hayatı, Ankara 1947, s. 80-83, 101-103; İbnülemin, Hoş Sadâ, s. 282-284; Vural Sözer, Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi, İstanbul 1964, s. 218; Mustafa Rona, 20. Yüzyıl Türk Musikisi, İstanbul 1970, s. 22; Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, I, 193-194, 618; Yılmaz Öztuna, Türk Mûsikisi: Akademik Klasik Türk San’at Mûsikîsi’nin Ansiklopedik Sözlüğü, Ankara 2006, II, 477-478.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 643 numaralı sayfada yer almıştır.