YÂFES

Tevrat’a göre Hz. Nûh’un üç oğlundan biri.

Müellif:

İbrânîce’de Yefet, Arapça’da Yâfis, Yâfit, Ebü’r-Rûm, Batı dillerinde Japheth, Türkçe’de Yâfes şeklinde geçen kelimenin kökeni tartışmalıdır. Bazı âlimlere göre İbrânîce’de “genişlemek, yayılmak” anlamındaki “patah”tan, bazılarına göre ise “güzel olmak” anlamındaki “yafah”tan gelmektedir. Hz. Nûh’un, oğlu Yâfes için dua ederken patah kelimesine telmihle, “Allah Yefet’e genişlik versin, zürriyeti yeryüzüne yayılsın ve Sâm’ın çadırlarında otursun” dediği (Tekvîn, 9/27) nakledilmektedir (, III/2, s. 1125). Yâfes’in bazı yorumcularca Nûh’un ikinci çocuğu ve Tevrat’taki ifadeden hareketle (Tekvîn, 9/27) Hâm’ın büyüğü olduğu ileri sürülse de genelde kardeşlerin en genci kabul edilmekte ve belki de bu sebeple hep son sırada zikredilmektedir (Tekvîn, 5/32; 6/10; 7/13; I. Tarihler, 1/4). Yahudi rivayetlerine göre ise Yâfes, Nûh’un üç oğlunun en büyüğüdür. Üç kardeş arasında en az derecede bilgelikle donatılan kişidir, bu sebeple adı hep diğerlerinden sonra kaydedilir (, IX, 1285). Tevrat’a göre Yâfes babası Nûh 500 yaşında iken doğmuş (Tekvîn, 5/32), tûfandan önce evlenmiş ve tûfanda karısıyla birlikte gemiye binmiştir (Tekvîn, 7/13). Tûfan sonrası bağ dikip üzüm yetiştiren, şarap imal ederek içen ve sarhoş olup çadırında çıplak kalan Nûh’un üzerini Sâm ile Yâfes birlikte örtmüşlerdir (Tekvîn, 9/23), bundan dolayıdır ki Nûh onun için dua etmiştir (Tekvîn, 9/27). Tevrat’a göre Yâfes’in Gomer, Magog (Me’cûc), Maday, Yavan, Tubal, Meşek ve Tiras adlarında yedi oğlu vardır ve Yâfes’in çocukları “milletlerin adalarında” (Tekvîn, 10/5), yani Anadolu ve Avrupa’nın Akdeniz sahillerinde (, III/2, s. 1125), İsrail’in batısında ve kuzeyinde, Ege ve Anadolu coğrafyasında (, IX, 1285) yerleşmişlerdir. Yahudi rivayetlerine göre Nûh yeryüzünü oğulları arasında paylaştırmış, Yâfes’in payına kırk ülke, otuz üç ada, yirmi iki dil ve beş yazı çeşidi düşmüştür (Ginzberg, I, 127). İsim benzerliği sebebiyle Yâfes ile Grek mitolojisindeki Japetus (Iapetos) arasında ilgi kurulmuş ve Yâfes’in Titan Japetus olduğu ileri sürülmüştür. Yunan mitolojisine göre Japetus, oğlu Prometheus vasıtasıyla insan soyunun atasıdır (Mattfeld, bk. bibl.; Erhat, s. 163).

Kur’ân-ı Kerîm’de Nûh tûfanından ve gemidekilerin kurtuluşundan (el-A‘râf 7/64; Yûnus 10/73; Hûd 11/40), gemide Nûh ile beraber taşınarak kurtarılanlardan (el-İsrâ 17/3; Meryem 19/58) bahsedilmekle beraber Nûh’un çocuklarının, dolayısıyla Yâfes’in adı geçmemektedir. Müfessirler, “Nûh’un soyunu yeryüzünde kalıcı yaptık” âyetindeki (es-Sâffât 37/77) Nûh’un soyunun Hâm, Sâm, Yâfes ile onların soyundan gelenler olduğunu söylemektedir (, XXIII, 67). Tirmizî’de (“Tefsîrü’l-Ḳurʾân”, 37/4) ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde (V, 9, 11), “Sâm Araplar’ın, Yâfes Rum’un, Hâm da Habeşliler’in atasıdır” meâlinde bir hadis nakledilmektedir. Tarih, tefsir ve kısas-ı enbiyâ kitaplarında Hz. Nûh’un üç oğlundan Yâfes’in Türkler’in, Hazarlar’ın, sakālibenin ve Ye’cûc ile Me’cûc’ün atası olduğuna dair bir rivayet yer almaktadır (, XXIII, 67; Sa‘lebî, s. 61; Muhammed b. Abdullah el-Kisâî, s. 101). İslâmî kaynaklarda Hâm ve Yâfes’in babalarına karşı davranışları ve Hz. Nûh’un Hâm’a beddua etmesi hakkında bir rivayet mevcuttur; Tevrat ve yahudi kaynaklarında ise bu konu farklı şekilde geçmektedir. Tevrat’a göre tûfan sonrası çadırında çıplak kalan Nûh’u gören oğlu Hâm kardeşlerine haber vermiş, Sâm ile Yâfes bir örtü getirerek geri geri yürüyüp babalarının çıplaklığını örtmüşlerdir (Tekvîn, 9/20-23). İslâm kaynaklarında yer alan rivayetlerde Hz. Nûh’un sarhoşluğundan söz edilmez. Bu kaynaklara göre geminin içinde uyuyamayan Nûh dışarı çıkıp Sâm’ın göğsüne yaslanarak uyur. Rüzgâr onun örtüsünü uçurur ve Nûh çıplak kalır. Bunun üzerine Sâm ile Yâfes babalarını örterler, Hâm ise yüksek sesle güler ve babasını uyandırır. Nûh uyanınca şöyle der: “Sâm’ın neslinden peygamberler, Yâfes’in neslinden krallar ve kahramanlar, Hâm’ın neslinden de siyah köleler çıkacaktır” (Muhammed b. Abdullah el-Kisâî, s. 98-99). İslâmî kaynaklara göre Hz. Nûh tûfan sonrası yeryüzünü oğulları arasında paylaştırınca Türkler’in atası olan Yâfes’e Doğu ülkelerini ve Rum diyarını vermiştir. Yâfes’in soyundan gelenler kızıl ve kumral tenlidir (a.g.e., s. 98; Taberî, Târîḫ, I, 191, 193); taksimatta onların payına otuz altı veya yetmiş iki dil düşer (İbn Kuteybe, s. 28). Hâm’ın soyundan gelenler Yâfes’in zürriyetiyle evlenirler ve Hâm’ın oğlu Kûş’un neslinden Habeşliler, Hint ve Sind halkı ile Kıptîler meydana gelir (, XI, 257).


BİBLİYOGRAFYA

, V, 9, 11.

, s. 24-28.

, I, 15-16.

, XXIII, 67.

a.mlf., Târîḫ (Ebü’l-Fazl), I, 191, 193.

, I, 41.

Sa‘lebî, ʿArâʾisü’l-mecâlis, Kahire 1954, s. 61.

Muhammed b. Abdullah el-Kisâî, Ḳıṣaṣü’l-enbiyâʾ (nşr. I. Eisenberg), Leiden 1922, s. 98-101.

Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Ḳıṣaṣü’l-enbiyâʾ (nşr. Mustafa Abdülvâhid), Kahire 1968, I, 108-110.

a.mlf., el-Bidâye ve’n-nihâye (nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Cîze 1417/1997, I, 268-270.

F. Vigouroux, “Japhet”, , III/2, s. 1125.

“Japhet”, , s. 364.

Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul 1984, s. 163.

L. Ginzberg, Les légendes des juifs (trc. G. Sed-Rajna), Paris 1997, I, 127.

Mustafa Âsım Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankara 2004, I, 108-109.

W. R. Mattfeld, “Noah’s son Japhet is the Mythical Greek Titan Japetus”, www.israel-a-history-of.com.

Ahmed Suphi Furat, “Yâfes”, , XIII, 333.

N. M. Sarna, “Japheth”, , IX, 1284-1285.

B. Heller – [A. Rippin], “Yafith”, , XI, 257.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 43. cildinde, 174-175 numaralı sayfalarda yer almıştır.