YÂZİCÎ, Nâsîf b. Abdullah

Nâsîf b. Abdillâh b. Nâsîf b. Canbulat b. Sa‘d el-Yâzicî (1800-1871)

Lübnanlı şair, dilci ve edip.

Müellif:

25 Mart 1800 tarihinde Beyrut’un sahil köylerinden Kefrşeymâ’da doğdu. Katolik Rum asıllı büyük dedesi Sa‘d 1690’da Humus’tan göç edip Lübnan’a yerleşmişti. Dedelerinden biri kâtip olarak Osmanlı idarî işlerinde çalıştığı için aile “Yâzicî” lakabını almış ve bu lakapla tanınmıştır. Babası Abdullah, dönemin İbn Sînâ ekolüne bağlı ünlü doktorlarındandı; ancak daha ziyade şiire ve edebiyata katkılarıyla tanınıyordu. Nâsîf ilk öğrenimini babasından gördü, daha sonra Beytüşşebaplı bir papazdan eğitim aldı. Manastırlardaki ilâhiyata dair kitapların yanında sarf, nahiv, beyan, lugat kitaplarını ve çeşitli divanları okudu; güçlü hâfızasıyla bir kısmını ezberledi, bir kısmını da istinsah etti (Filib dî Tarrâzî, I, 84). Ayrıca edebî yeteneğini geliştirmek amacıyla Mütenebbî’nin divanını ezberledi. On yaşında iken halk şiirleri (zecel) tarzında yazmaya başladı, ardından fasih şiire yöneldi. 1816-1818 yıllarında köylerinin yakınında bulunan manastırda Rum Katolik Patriği V. Agnatyus’a kâtiplik yaptı; patrik görevinden ayrıldıktan sonra da köyünde kalıp şiir ve edebiyatla uğraşmaya devam etti. Şöhreti Lübnan hâkimi diye bilinen Emîr Beşîr eş-Şihâbî’ye ulaşınca emîr onu 1828’de Beytüddîn’deki sarayına aldırdı ve 1840 yılında emîr sürgüne gönderilinceye kadar sarayda kaldı. Bu süre içinde devlet adamları ve âlimlerle tanışma fırsatı buldu. Emîr için methiye ve mersiyeler yazdı. Ardından Beyrut’a geçerek Amerikan misyonerleriyle ilişki kurdu. 1848’de Amerikalı iki şarkiyatçı Ely Smith ve Thomsen’e Şam’da el-Cem‘iyyetü’s-Sûriyye’nin kurulması fikrini verdi, kendisi de cemiyetin üyeleri arasında yer aldı. Bu arada Butrus el-Bustânî’nin 1863’te açtığı el-Medresetü’l-vataniyye’de, Mârûnîler’in kurduğu el-Medresetü’l-bıtrîkıyye’de ve bugün Amerikan Üniversitesi olan Suriye Evangelik Okulu’nda (el-Külliyyetü’s-Sûriyyetü’l-İncîliyye) Arap dili ve edebiyatı dersleri verdi. Bu okullarda Arap kültür hayatına yön verecek pek çok öğrenci yetiştirdi. Amerikalı misyonerlerin isteğiyle Cermânûs Ferhât’ın sarf ve nahve dair Baḥs̱ü’l-meṭâlib adlı eserini misyoner okullarında okutulmak üzere gözden geçirip düzeltmeler yaptı. Sarf, nahiv, mantık, beyan ve aruza dair kitaplar kaleme aldı. Ely Smith’in başkanlığında bir kurulun yaptığı İncil’in Arapça’ya tercümesi işinde musahhih olarak çalıştı. Arap ülkelerindeki pek çok şair ve müsteşrikle mektuplaştı. Bu mektuplardan bazıları Fâkihetü’n-nüdemâʾ fî mürâseleti’l-üdebâʾ adıyla basıldı (Beyrut 1866; Kahire 1889). Nâsîf el-Yâzicî son iki yılını felçli geçirdi. Hastalığı sırasında büyük oğlu Habîb’in ölümünden sonra o da fazla yaşamadı ve 1871’de öldü.

Hıristiyan Araplar arasında yaygınlaşmaya başlayan milliyetçilik fikrinin ilk öncüleri arasında yer alan Nâsîf el-Yâzicî, Osmanlı idaresinden kurtulmanın yolu olarak Arap kültürünün ve bu amaçla eski Arap edebiyatının canlandırılması gerektiğini öne sürmüş, eserlerini bu doğrultuda yazmıştır. Özellikle Amerikan misyoner okullarında okutulmak üzere kaleme aldığı Arapça gramer kitapları ölümünden sonra da Arap dili öğretiminde temel kitaplardan sayılmıştır (Tibi, s. 118). Hourani, hemen hemen bütün XIX. yüzyıl Arap yazarlarının doğrudan veya dolaylı biçimde onun öğrencisi olduğunu söyler (Arabic Thought, s. 95). Dil bilimi, mantık, tıp, felsefe, müzik gibi alanlarda eser verdiyse de gerek içerik gerek üslûp bakımından bir yenilik ortaya koyamamıştır. Eserler daha çok özetleme ve taklit niteliğindedir. Nâsîf el-Yâzicî’nin telif ettiği gramerler de sadece Arap dilinin kurallarını özet halinde veren ders kitapları mahiyetindedir. Öte yandan oğlu İbrâhim’in ve diğer öğrencilerinin Arap uyanış hareketinin çekirdeğini oluşturduğu kaydedilmelidir.

Eserleri: Gramer. 1. Faṣlü’l-ḫiṭâb fî uṣûli luġati’l-ʿArab. Arap sarf ve nahvine dair özlü bir eser olup Avrupa üniversitelerinde bugün bile ders kitabı olarak okutulmaktadır. Eserin birçok baskısı yapılmıştır (meselâ Beyrut 1836, 1854, 1866).

2. el-Cevherü’l-ferd fî uṣûli’ṣ-ṣarf ve’n-naḥv. Küçük yaştaki öğrenciler için hazırlanan eser (Beyrut 1865), müellifin oğlu İbrâhim el-Yâzicî tarafından Meṭâliʿu’s-saʿd li-muṭâliʿi’l-Cevheri’l-ferd fî uṣûli’ṣ-ṣarf ve’n-naḥv adıyla şerhedilmiştir (Beyrut 1875, 1888).

3. Nârü’l-ḳırâ fî şerḥi Cevfi’l-ferâ. İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Elfiyye’si örnek alınarak yazılmış, yaklaşık 1000 beyitten oluşan nahve dair bir urcûze ve bunun şerhidir. İlk defa Beyrut’ta basılan eseri (1863) 1882’de İbrâhim el-Yâzicî ihtisar etmiş, Şâhîn Atıyye de ʿUḳūdü’d-dürer fî şerḥi Şevâhidi’l-Muḫtaṣar adlı eserinde şerhte geçen beyitlerin i‘rab tahlillerini yapmıştır.

4. Lemḥatü’ṭ-ṭarf fî uṣûli’ṣ-ṣarf. Bu da elli altı beyitlik bir urcûze ve şerhidir (Beyrut 1870).

5. el-Cümâne fî şerḥi’l-Ḫizâne. Sarfa dair el-Ḫizâne adlı urcûze ile onun şerhinden ibarettir. Eserin sonunda Sultan Abdülaziz için yazılmış bir kaside yer almaktadır. Birçok baskısı yapılan kitabı (Beyrut 1868, 1872, 1876, 1889) müellifin oğlu İbrâhim ihtisar etmiştir (Beyrut 1889).

6. Ṭavḳu’l-ḥamâme fî mebâdiʾi’n-naḥv (2. bs., Beyrut 1865).

7. el-Bâb fî uṣûli’l-iʿrâb. Yetmiş dört beyitlik urcûze ve şerhidir (Beyrut 1889).

8. ʿAmûdü’ṣ-ṣubḥ. Nahve dair bir eser olup mef‘ûlü fîh bahsine kadar yazılabilmiştir.

Belâgat ve Edebiyat. 1. ʿİḳdü’l-cümân fi’l-meʿânî ve’l-beyân. Metin ve şerhten oluşan eserin sonuna aruz ve kafiyeyle ilgili bir bölüm eklenmiştir (Beyrut 1885, 1908, 1932).

2. eṭ-Ṭırazü’l-muʿlem. Beyan ilmine dair kısa bir urcûze ve şerhidir (Beyrut 1868).

3. el-Ḳuṭûfü’d-dâniye. Edebî sanatlar hakkındadır.

4. Nuḳṭedü’d-dâʾire fi’l-ʿarûż ve’l-ḳāfiye (Beyrut 1955).

5. el-Lâmiʿa fî Şerḥi’l-Câmiʿa. Müellifin kendisine ait olan aruz ve kafiyeye dair el-Câmiʿa adlı urcûze ile şerhinden ibaret olup oğlu Şeyh el-Habîb tarafından da şerhedilmiştir.

6. Mecmûʿu’l-edeb fî fünûni’l-ʿArab (Beyrut 1869).

7. Fâkihetü’n-nüdemâʾ fî mürâseleti’l-üdebâʾ. Müellifin, çağdaşı edebiyatçılara yazdığı mensur ve manzum mektuplarını içermektedir (Beyrut 1866, 1870, 1930).

8. Mecmaʿu’l-baḥreyn (Beyrut 1856). Bedîüzzaman el-Hemedânî ile Harîrî’nin Maḳāmât’ları örnek alınarak yazılan altmış makāmeden ibaret edebî nesir dizisidir. Süheyl b. Abbâd’ın dilinden Meymûn b. Hazzân’ın maceralarının anlatıldığı eserde Arap atasözleri, hikmetli sözler ve ilginç hikâyeler sanatlı bir üslûpla kaleme alınmıştır. Avrupa’da da ilgi gören eserin bir makāmesi Heinrich Fleischer tarafından Almanca’ya tercüme edilmiş, bir makāmesini de oğlu İbrâhim el-Yâzicî şerhetmiştir (nşr. Cibrân en-Nehhâs, İskenderiye 1940).

9. el-ʿArfü’ṭ-ṭayyib fî şerḥi Dîvâni Ebi’ṭ-Ṭayyib. Mütenebbî divanının şerhidir. Nâsîf el-Yâzicî’nin başlayıp oğlu İbrâhim’in tamamladığı eser babasının adıyla iki cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut 1887).

Şiir. Şiir yazmaya halk şiiri tarzıyla (zecel) başlayan Yâzicî, Mütenebbî’yi eleştiren eserler kaleme almış, bu arada Emîr Beşîr’e methiye ve mersiyeler, 1865’te Sultan Abdülaziz’e methiye yazmıştır. Şiirleri arasında tarih düşürme manzumeleri de önemli bir yer tutar. Bu tür şiirleri Nübẕetü tevârîḫ muḳteṭafe min Dîvâni’ş-şeyḫ Nâṣîf el-Yâzicî adıyla ayrıca basılmıştır (Beyrut 1859). Hayatının çeşitli dönemlerine ait üç divanı yayımlanmıştır. a) en-Nübẕetü’l-ûlâ (Beyrut 1854, 1904). b) Nefḥatü’r-reyḥân (Beyrut 1864, 1898). c) S̱âlis̱ü’l-ḳamereyn (Beyrut 1883, 1903; bunda tarih düşürdüğü şiirler de bulunmaktadır). Yâzicî, Tevrat’ın Mizmârlar bölümünü manzum hale getirmiş, ayrıca nazmettiği 110’dan fazla kilise ilâhisi diğer ilâhilerle birlikte basılmıştır (Mezâmîr ve tesâbîḥ ve eġānî rûḥiyye, Beyrut 1885, 1913).

Diğer Eserleri. 1. Kitâbü’ṣ-ṣınâʿa fî uṣûli’l-manṭıḳ (Beyrut 1857, 1877, 1913).

2. et-Teẕkire fî uṣûli’l-manṭıḳ. Kırk sekiz beyitlik bir urcûze ve şerhidir (bir önceki eserle birlikte, Beyrut 1857, s. 41-50).

3. Risâle târîḫiyye. Müellifin kendi dönemindeki Osmanlı iktâ düzenini anlattığı bu eseri er-Risâle dergisinde yayımlanmış, Hûrî Konstantin Paşa buna bir ta‘lik yazmıştır. Mehren risâleyi yazarı bilinmeyen bir eser olarak bastırmış (Beyrut 1833), Hûrî Konstantin Paşa bir yazmasına dayanıp Nâsîf el-Yâzicî’ye nisbetle yeniden yayımlamış (Beyrut 1936), Fleischer tarafından da Almanca’ya çevrilmiştir (, 1851, s. 96-103).

4. el-Ḥacerü’l-kerîm fi’ṭ-ṭıbbi’l-ḳadîm. Seksen dört beyitlik bir urcûze ve şerhinden ibarettir (eṭ-Ṭabîb, IV [Beyrut 1902], s. 125-151). Mecmaʿu’l-baḥreyn’in otuzuncu makāmesi de tıbba dairdir.

5. Cemʿu’ş-şetât fî maʿrifeti’l-esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât. İnsan organizmasıyla ilgili “ef‘alü” veznindeki isim ve sıfatlara dair bir lugatçedir.


BİBLİYOGRAFYA

C. Zeydân, Meşâhîrü’ş-şarḳ, Kahire 1902, II, 13-21.

Filib dî Tarrâzî, Târîḫu’ṣ-ṣıḥâfeti’l-ʿArabiyye, Beyrut 1913, I, 83-89.

Nikola Ebû Hannâ, eş-Şeyḫ Nâṣîf el-Yâzicî, Harîsâ 1930.

Edhem el-Cündî, Aʿlâmü’l-edeb ve’l-fen, Dımaşk 1954-58, I, 45-46; II, 279-281.

Îsâ Mîhâîl Sâbâ, eş-Şeyḫ Nâṣîf el-Yâzicî, Kahire 1955.

Kemâl Yâzicî, Ruvvâdü’n-nehḍati’l-edebiyye fî Lübnâne’l-ḥadîs̱: 1800-1900, Beyrut 1962, s. 82-90.

A. Hourani, Arabic Thought in the Liberal Age: 1798-1939, New York 1983, s. 95, ayrıca bk. tür.yer.

Reşîd Yûsuf Atâullah, Târîḫu’l-âdâbi’l-ʿArabiyye (nşr. Ali Necîb Atavî), Beyrut 1985, II, 318-323.

Ahmet Savran, 19. Yüzyıl Osmanlılar Döneminde Yeni Arap Edebiyatı, Erzurum 1987, s. 87-94.

Ahmed Hasan ez-Zeyyât, Târîḫu’l-edebi’l-ʿArabî, Kahire 1988, s. 468-470.

Enîs el-Makdisî, el-Fünûnü’l-edebiyye ve aʿlâmühâ fi’n-nehḍati’l-ʿArabiyyeti’l-ḥadîs̱e, Beyrut 1990, s. 55-65, 67-107.

Îsâ İskender el-Ma‘lûf, Aʿlâmü’n-nehḍati’l-ḥadîs̱e: el-Ḥalḳatü’s̱-s̱âniye, Beyrut 1991, s. 261-303.

Bassam Tibi, Arab Nationalism: Between Islam and the Nation-State, New York 1997, s. 102-103, 104, 118.

Yılmaz Özdemir, 19. Yüzyıl’da Lübnan’da Arap Dili Grameri Çalışmaları (doktora tezi, 2005), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 107-143.

Ign. Kratschowsky, “al-Yāzid̲j̲ī”, , IV, 1170-1171.

A. J. Gully, “al-Yāzid̲j̲ī”, , XI, 317-318.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 43. cildinde, 367-368 numaralı sayfalarda yer almıştır.