YEZÎD III

Ebû Hâlid en-Nâkıs Yezîd b. Velîd b. Abdilmelik el-Ümevî (ö. 126/744)

Emevî halifesi (Nisan 744 – Ekim 744).

Müellif:

90 (709) veya 96 (714-15) yılında Dımaşk’ta doğdu. Babası Emevî halifesi I. Velîd, annesi Sâsânîler’in son kisrâsı III. Yezdicerd’in torunu Şahferend (Şâh Âfrîd) bint Fîrûz’dur. Şahferend, Kuteybe b. Müslim tarafından Mâverâünnehir fetihlerinde esir alınıp Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’ye gönderilmişti. Haccâc onu Halife I. Velîd’e yolladı. Câriyeden doğma ilk Emevî halifesi olan Yezîd’in, anne tarafından ninelerinden biri Bizans kayserinin, biri de Türk hakanının kızı olduğundan anne ve babasının nesliyle iftihar ederek, “Ben dört hükümdarın; kisrâ, kayser, hakan ve Mervân’ın torunuyum” dediği zikredilir.

Her türlü kötülüğe yatkın bir yapıya sahip bulunduğu, günlerini içki âlemleri ve av partileriyle geçirdiği söylenen II. Velîd bu yüzden büyük itibar kaybetmişti. Ayrıca Hişâm b. Abdülmelik’in valilerinden bir kısmının ağır cezalara çarptırılması, Yahyâ b. Zeyd’in öldürülmesi yüzünden aleyhine geniş bir kamuoyu oluştu. Hâlid b. Abdullah el-Kasrî’nin öldürülmesi de Yemen asıllı kabilelerin Velîd’e düşman olmasına zemin hazırladı. Bu gelişmeler neticesinde Emevî ailesi de ilk defa kendi içerisinde parçalandı. Başta Yezîd b. Velîd olmak üzere I. Velîd ve Hişâm b. Abdülmelik’in oğulları ikisi dışında II. Velîd’in muhaliflerine katıldı. İsyana dönüşecek hareketin liderliğini üstlenen Yezîd, II. Velîd’in gayri ahlâkî davranışlarını eleştirmeye ve kendisi için gizlice biat almaya başladı. Kardeşi Abbas’ın uyarılarına rağmen davetini ısrarla devam ettirdi ve geniş bir taraftar kitlesi kazandı. Dindarların ve görüşlerini benimsediği Kaderiyye mensuplarının yanı sıra bilhassa II. Velîd’e düşmanlık besleyen Yemen asıllı Kelbîler’in desteğini sağladı; taraftarlarının çoğunluğunu Kelbîler teşkil ediyordu. İsyanın başlarında Mizze köyünde taraftarlarından kendisi için biat aldı. Ardından bir gece Dımaşk’a girip şehirde kontrolü eline geçirdi. Daha sonra amcasının oğlu Abdülazîz b. Haccâc b. Abdülmelik kumandasında 2000 kişilik bir kuvveti II. Velîd’in üzerine gönderdi. Bu sırada Abdülazîz, II. Velîd’e desteğini sürdüren Abbas b. Velîd’in kardeşi III. Yezîd’e katılmasını sağladı. Abdülazîz ve Abbas’ın komutasındaki birlikler II. Velîd’e bağlı kuvvetleri yenilgiye uğrattı. Çaresiz kalan Velîd, Tedmür civarındaki Bahrâ Sarayı’na sığındı ve orada yakalanıp öldürüldü (27 Cemâziyelâhir 126 / 16 Nisan 744). II. Velîd’in öldürüldüğü duyulunca Yezîd b. Velîd, Dımaşk’ta ikinci defa biat alarak halifeliğini ilân etti (Cemâziyelâhir 126 / Nisan 744). III. Yezîd’in isyanı kaynaklarda genelde dinî sebeplere bağlanmıştır. Halifeliğe kendilerini daha ehil gören I. Velîd ve Hişâm evlâdıyla birlikte II. Velîd’e büyük düşmanlık besleyen Kelbîler’in ve III. Yezîd’i etkileri altına alan Kaderiyye mensuplarının da bu isyanda etkili olduğu bilinmektedir.

III. Yezîd yaptığı ilk konuşmada Ömer b. Abdülazîz’i örnek alacağını, ayaklanmayı saltanatı ele geçirmek için değil Allah’ın rızasını kazanmak ve İslâm’a hizmet maksadıyla yaptığını, mazlumları Velîd’in zulmünden kurtarmak istediğini belirtti. Gereksiz yere binalar yaptırmayacağını, saraylar inşa ettirmeyeceğini, ailesi için servet biriktirmeyeceğini, eyalet gelirlerinin öncelikle kendi bölgelerinde harcanacağını, kapısını herkese açık tutup mazlumların şikâyetlerini dinleyeceğini, gayri müslimlere aşırı vergi yüklemeyeceğini, askerleri uzun süre savaş alanlarında tutmayacağını, yıllık atıyyeleri ve aylık erzakı zamanında ödeyeceğini, gelirleri âdil bir şekilde dağıtarak fakirlerin seviyelerini yükselteceğini söyledi. Konuşmasının sonunda, bu vaatlerini yerine getirmemesi halinde kendisini azledebileceklerini, hilâfete daha lâyık biri çıkarsa ona ilk biat edecek kişinin kendisi olacağını söyledi.

Ancak III. Yezîd’in isyanı, onu destekleyen Kelbîler’le Kaysîler arasında bir mücadeleye dönüştüğü gibi Emevî hânedanı mensuplarını da birbirine düşürdü. III. Yezîd bu sebeple, halifeliğinin ilk günlerinde genellikle Emevî ailesinden birini başlarına geçiren Kaysîler’in isyanlarıyla karşılaştı. II. Velîd’in ölüm haberini alan Humuslular III. Yezîd’e biat etmeyip Muâviye b. Yezîd b. Husayn’ı başlarına getirdiler. Kınnesrîn, Kudüs ve Filistin’e mektuplar yazarak onlardan II. Velîd’in intikamını almak için kendilerine katılmalarını istediler. Emevî ailesinden Yezîd b. Hâlid b. Yezîd de onlara katıldı. İsyancılar III. Yezîd’in kardeşi Abbas b. Velîd’in sarayını tahrip ederek çocuklarını tutukladılar. Kendilerini desteklediği halde, Dımaşk üzerine gitmemelerini tavsiye etmesi yüzünden samimiyetinden şüphelendikleri Humus Valisi Mervân b. Abdullah’ı öldürdüler. Ardından Ebû Muhammed es-Süfyânî kumandasında Dımaşk’a yürüdüler. III. Yezîd, kayınbiraderi Süleyman b. Hişâm b. Abdülmelik’i ve ardından Abdülazîz b. Haccâc’ı onlara karşı gönderdi. Dımaşk civarında bozguna uğratılan isyancılar Yezîd’e itaat ettiklerini bildirdiler. Yezîd tekrar isyan çıkarmalarını önlemek için onları affedip ihsanlarda bulundu. Öte yandan bölgedeki Yemenliler’in lideri Saîd b. Ravh b. Zinbâ liderliğinde ayaklanan Filistin halkı Emevî ailesinden kendilerine katılan Yezîd b. Süleyman’a biat etmişti. Bu isyanı duyan Ürdün halkı da Emevî ailesinden Muhammed b. Abdülmelik liderliğinde ayaklandı. Süleyman b. Hişâm onların üzerine giderek Filistin ve Ürdün halkını da itaat altına alıp bölgede sükûneti sağladı. III. Yezîd isyanların bastırılmasının ardından kardeşi İbrâhim’i Ürdün, Zab‘ân b. Ravh’ı Filistin, Mesrûr b. Velîd’i Kınnesrîn, Muâviye b. Yezîd b. Husayn’ı Humus valiliğine tayin etti.

III. Yezîd, Yûsuf b. Ömer es-Sekafî’yi azledip Irak genel valiliğine mutaassıp bir Yemenli olan Mansûr b. Cumhûr’u getirmişti. İsyana kalkışan Yûsuf b. Ömer yakalanarak Dımaşk’a getirildi ve tutuklandı. Mansûr Vâsıt, Basra, Sind, Sicistan ve Horasan’a yeni valiler gönderdi. Ancak kendisine itaat etmeyen Horasan Valisi Nasr b. Seyyâr’ı görevinde bırakmak zorunda kaldı. III. Yezîd, çok geçmeden Mansûr’u görevinden alıp Irak valiliğine Ömer b. Abdülazîz’in oğlu Abdullah’ı getirdi. 126 (743) yılında Horasan’da Yemenliler’le Kaysîler arasında Emevîler’in yıkılışına kadar devam eden kabile mücadelesi baş gösterdi. Yemenli lider Cüdey‘ b. Ali’nin Ezd ve Rebîa kabileleriyle birlikte Nasr b. Seyyâr’a karşı çıkardığı isyan bölgede Arap kabileleri arasındaki rekabeti yeniden alevlendirdi. Mühellebîler’in intikamını almak iddiasıyla ortaya çıkan Cüdey‘, Nasr ile giriştiği ilk mücadelede esir düştü ve Merv’de hapsedildi (744). Bir ay sonra hapisten kaçarak Merv civarında Ezd ve Rebîa kabilelerinden oluşan yeni bir ordu kurdu. Öte yandan el-Cezîre, İrmîniye ve Azerbaycan Valisi Mervân b. Muhammed, II. Velîd’in intikamını almak ve onun iki oğlunun halifelik haklarını savunmak iddiasıyla III. Yezîd’e karşı ayaklandı. Ordusunun başında İrmîniye’den ayrılıp el-Cezîre’ye geldi. Ancak Suriye üzerine gitmek için hazırlıklarını tamamladığı sırada III. Yezîd’in kendisini el-Cezîre, İrmîniye, Musul ve Azerbaycan valiliğine getirmek istediğini bildiren mektubunu aldı. Teklifi kabul edip isyandan vazgeçti ve Yezîd’e biat etti.

II. Velîd’in arttırdığı maaşları eski seviyesine indirdiğinden “en-Nâkıs” lakabıyla anılan III. Yezîd, Ömer b. Abdülazîz’i örnek alıp vali tayininde dinî kurallara bağlılıklarıyla tanınanları tercih etti; onlara âdil davranmalarını ve sade bir hayat yaşamalarını emretti. Ancak onun Yemenliler’i tutarak valiliklere onları getirdiği bilinmektedir. Halifeliğinin altıncı ayında hastalığa yakalanınca yakınlarının tavsiyesiyle kardeşi İbrâhim’i birinci, Abdülazîz b. Haccâc b. Abdülmelik’i ikinci veliaht tayin etti. Onun veliaht belirlemeden öldüğü de rivayet edilir. Altı ay halifelik yaptıktan sonra vefat eden III. Yezîd, kardeşi İbrâhim’in kıldırdığı cenaze namazının ardından Dımaşk’ta Bâbüssagīr Kabristanı’na defnedildi (19 Zilhicce 126 / 2 Ekim 744). Dindar bir halife olan Yezîd’in mühründe “eş-şâkir-lillâh” ibaresi yazılıydı. Emevî ailesinin birbirine düştüğü III. Yezîd dönemi Emevîler’in çöküşünün de başlangıcı sayılır. Bu aşamada Abbâsî isyan hareketi de büyük güç kazanmıştır. Gaylân ed-Dımaşkī’nin görüşlerini benimseyen Yezîd, insanları Kaderiyye’yi benimsemeye çağırmakla birlikte bu hususta baskı uygulamamıştır. Mu‘tezile âlimleri onu imamları arasında sayar ve Ömer b. Abdülazîz’den daha faziletli kabul eder (Zehebî, V, 376).


BİBLİYOGRAFYA

Halîfe b. Hayyât, et-Târîḫ, Beyrut 1415/1995, s. 236-242.

Câhiz, Hilâfet Ordusunun Menkıbeleri ve Türklerin Fazîletleri (trc. Ramazan Şeşen), Ankara 1967, s. 90-91.

, IX, 189-197.

, II, 333-336.

, IV, 293; VI, 476; VII, 231-254, 262-299.

, III, 225-229, 233-235, 239.

Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî (nşr. Abdülemîr Ali Mühennâ), Beyrut 1407/1986, VII, 84-93.

, V, 28, 259, 286, 289, 290-297, 302, 306, 308-310, 335.

, V, 374-376.

J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 174, 177-178, 182.

Abdüşşâfî M. Abdüllatîf, el-ʿÂlemü’l-İslâmî fi’l-ʿaṣri’l-Ümevî, [baskı yeri yok] 1404/1984, s. 201-206.

Ali Aksu, “Yezid b. Velid’in Hayatı ve Halifeliği”, Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 4, Sivas 2000, s. 290-303.

Mevlüt Koyuncu, “Yezid b. Velid b. Abdülmelik”, , sy. 36 (2000), s. 283-298.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 43. cildinde, 516-517 numaralı sayfalarda yer almıştır.