Zafer Koylu. Makedonya sorunu. Doktora tezi (1997)

Tez KünyeDurumu
Makedonya sorunu /
Yazar:ZAFER KOYLU
Danışman: PROF. DR. İHSAN GÜNEŞ
Yer Bilgisi: Anadolu Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Makedonya sorunu = Macedonian problem
Onaylandı
Doktora
Türkçe
1997
213 s.
ÖZET XV. yy.dan itibaren Balkanlara girmeye başlayan Türk akıncı gruplarını ilerki yıllarda geniş çaplı seferler izledi. Balkanların ekonomik, siyasi ve dinsel çatışmalar içinde olması, buraya gelen Türk gruplarının büyük bir engelle karşılaşmadan bölgeye nüfuz etmelerine olanak sağladı. 1371 yılından sonra Sultan Murat, Balkanlara yöneldi. 1382’de Manastır ve Filibe, 1385’de Sofya, 1386’da Niş’in alınmasıyla geniş anlamda Mekodonya Osmanlı egemenliğine geçti. Makedonya’nın fethi, Balkan yarımadasının geri kalan kısımlarının da alınması için adeta birer üst oldu. Fethedilen bölgelerde izlenen eşitlikçi politika bölge haklarını Osmanlı İmparatorluğuna yaklaştırdı. Dinsel serbestinin yanında getirilen iktisadi, ticari ve arazi serbestileri, bölgenin ekonomik durumunu canlandırdı. Bundan memnun olan Balkanlı uluslar, bu süre zarfında Osmanlı İmparatorluğuna bağlılıklarını pekiştirdiler. Avrupa ise XV. yy. ortalarından XVI. yy. sonlarına değin Ortaçağın son izleri de silindi, askeri, coğrafi, iktisadi, düşünsel, dinsel ve siyasal alanlarda büyük değişiklikler oldu. Gelişen ticaret burjuvazisinin zorlamasıyla imparatorluktan ulusal devlete geçiş süreci başladı. Avrupa, bölgesine, hızlı gelişme içerisindeyken Osmanlı İmparatorluğu XVI. yy. dan itibaren iç ve dış nedenlerden dolayı gerilemeye başladı. Devletin kötü gidişatını durdurmak için XVII. yy. başlarında “Islahat = yeniliklere girişildi, fakat başarılı olunamadı. XVIII. yy. da gerçek anlamda reformlar yapılmasına rağmen çöküş durdurulamadı. Bunda, 1789 Fransız devriminin ortaya attığı “ulusçuluk” düşüncesinin Balkanlarda yoğun bir ilgi görmesinin de payı vardır. Sanayi devriminden sonra teknik ve ekonomik açıdan büyük bir atılım gerçekleştiren Avrupalı büyük devletlerin Balkanlardaki etnik, dinsel ve siyasal kışkırtmaları bölgeyi tam bir kaosa sürükledi. Rusya’nın Balkanlara yönelik “ya otonomi ya anatomi” düşüncesi, Panslavist tahriklerle birleşince 1875 de Hersek isyanı çıktı. Buna 1876 Bulgar isyanı da eklenince bölge tam anlamıyla birbirine girdi. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonunda imzalanan Ayastefanos Antlaşmasıyla Bulgaristan’a verilen Makedonya topraklarının Berlin Antlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğuna geri verilmesi, Balkan sorununu Makedonya sorununa dönüştürdü. Bulgaristan, Ayastefanos’la kendisine verilen Makedonya’yı topraklarına katmak için girişimlere başladı. İlk aşamada Doğu Rumeli topraklarını ilhak etti. 1890′ da Sofya’da Makedonya’dan gelen muhacirlere yardım amacıyla “Merkezi Edirne- Madekonya Komite”ni 1893 de de daha sonraları adından sıkça söz ettirilecek olan “Makedonya Komitesi” kurdu. Bu komiteler, Konsoloshaneler ve Ruhani önderler tarafından yönlendirilerek Makedonya’da Bulgar etkinliğini arttırmaya çalıştılar.Bulgarların bu faaliyetleri Rum, Sırp, Ulah v.s. gibi diğer bölge unsurlarının tepkisine yol açtı. Onlarda çeteler kurarak Makedonya’da etnografik demografik ve siyasal üstünlüğü ele geçirme mücadelesine giriştiler. Makedonya ‘nın bu durumu karşısında Sultan II. Abdülhamit, farklı unsurlar, arasında dengeyi sağlayarak Balkan topraklarını koruma yolunu seçti. II. Meşrutiyet’in ilanı günlerinde çeteler ile Osmanlı İmparatorluğu arasında büyük bir banş havası esmeye başladı. Anayasal düzenin getirdiği özgürlükçü ortamdan yararlanan çeteler adlarını “Meşrutiyet Kulübleri” ne çevirerek, yasal nitelik kazandılar. Ancak bu barış havası kısa sürdü. Hükümetin girişimiyle çıkarılan “Çeteler Kanunu” Babıali ile Meşrutiyet Kulübleri arasında havayı gerginleştirdi. Çünkü çeteler meşrutiyet’in ilanıyla silahlarını hükümete değil, kendi örgütlerine teslim etmişlerdi. Bu nedenle 1908 sonrasında Makedonya sorunu büyük bir ivme kazandı. Osmanlı İmparatorluğu’nun uygulamaya koyduğu reformlar, Balkanlı ulusları tatmin etmiyor ve onlar bu girişimleri bağımsızlığa giden yolda engel olarak görüyorlardı. Bu nedenle her reform girişiminden sonra Avrupa müdahalesi ve bu müdahalenin arkasından oda çete faaliyetleri artmaktaydı. Bu sırada Osmanlı İmparatorluğu Meşruti sistemle yönetiliyordu. Seçimler yapılmış Osmanlı Meclis-i Mebusanı açılmıştı. Hükümet Makedonya sorununun Meclis- i Mebusuna taşıdı. Bölge Mebuslarıyla birlikte çeşitli yönleriyle Makedonya sorunu tartışılarak: “Kilise ve Okullar Kanunu” adıyla yeni bir kanun çıkarıldı. Bu kanun ile Balkanlı ulusların o zamana kadar birbirleriyle mücadelelerine neden olan sorun da ortadan kaldırılmış oldu. 1910 yılma kadar birbirleriyle kıyasıya mücadele eden Balkanlı uluslar arasındaki anlaşmazlık büyük ölçüde Kilise ve Okulların paylaştınlmasıyla giderildi ve Osmanlı İmparatorluğuna karşı aralarında dayanışmanın tohumlan atıldı. Nitekim Rusya’nın yönlendirmesiyle Balkanlı Devletler birbirleriyle Osmanlı İmparatorluğuna karşı ikili anlaşmalar yaptılar. Trablusgarp savaşının yarattığı ortamdan da yararlarak Osmanlı İmparatorluğuna karşı topluca saldınya geçtiler. Makedonya’yı kendi aralannda paylaştılar ve Osmanlı Devletini Edirne’nin doğusuna kadar geri çekilmek zorunda bıraktılar. Fakat Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan Makedonya’nın paylaşımından kendilerine düşen paydan memnun olmadılar ve kendi aralannda yeni bir savaşa giriştiler. Fırsattan yararlanan Osmanlı ordusu ileri harekete geçerek Edirne’yi kurtardı. Banş Avrupa devletlerinin araya girmesiyle gerçekleşti ve Makedonya topraklan Balkanlı devletler arasında paylaştınldı. Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardaki son topraklannı da kaybetti. Günümüzde ise Balkanlardaki kanşıklığın temelinde geçmişten kaynaklanan ihtiraslar yatmatadır. İşte bu ihtiraslardan vazgeçilmediği sürece Balkanlara barış gelmeyecektir.
ABSTRACT In the future wide bored occurences followed the undertakings of Turkish raiders, who intended to enter into Balkans from the 15th century. The fact that there were economic, political and religious conflicts in Balkans enabled Turkish groups to penetrate into the area without being hindered. After 1371 Sultan Murat turned towards Balkans. Resulting from the conquests of Monastir, and Philippe in 1386, Sofia in 1385 and Nicopolis in 1386 Ottoman Empire began to dominate nearly all over the Macedonia. The conquest of Macedonia formed a step for the conquest of the rest of Balkan peninsula. The egalitarian politics followed in the conquered areas caused local people bring near the Ottoman Empire. The religious, commercial, and territorial freedom vitalized the economic situation of the area. For this reason the nations in Balkans were pleased and they strengthened their dependence to the Ottoman Empire during this period. In Europe from the middle of the 15th century to the end of the 16th century the last traces of the Middle Ages were wiped. Geographic, economic, intellectual, religious and political changes happened. With the force of developing commercial bourgeoisie the transition period from the Empire to the national government began. While Europe was in such a great development period Ottoman Empire was beginning to regress because of inner and outer causes from the 16th century. In order to stop this bad conduct of the government ‘improvements = reforms’ were undertaken from the 17th century. But it wasn’t successful. Although real reforms were realised in the 18th century the collapse couldn’t be stopped. One of its reasons was the fact that the nationalism idea resulting from French Revolution drew attention densely in Balkans. The ethical, religious, and politic provacation of European big countries, which advanced in technical and economic terms after the industrial revolutions, in Balkans lead into a real chaos. When the Russian idea of ‘either autonomy or anatomy’ united with Pan-Slovak provocations, the Bosnia-Herzegovina rebellion started in 1875. When the Bulgarian revolt was added to it the region became completely disordered. The fact that the return of Macedonian land, which had been given to Bulgaria with San Stefanos contract signed after Ottoman-Russian war to Ottoman Empire with the Berlin contract transformed Balkan Questions to the Macedonian question. In order to annex the Macedonian land, which was given to it with the San- Stefanos contract, Bulgaria began to endeavour. In the first step it annexed East Roumelian land and then it formed the Central Adrianople-Macedonian Committee in order to help the refugees in Sofia who came from Macedonia. After that ‘The Macedonian Committee’, which would be talked about continuosly, was found in Salonicain 1893. These committees tried to increase the Bulgarian efficiency in the area by orientations of consulates and spiritual leaders. This Bulgarian activity caused reaction of the other components in the area such as Byzantine Greek, Serbian, and Wallachian components. They also began to try to get control of ethnographical, demographic and political superiority by establishingb bands of brigands. In thissituation of Macedonia Sultan Abdulhamid II preferred to keep Balkans by providing balance between different components at first. The peace spirit began to be felt between Ottoman Empire and bands of brigands during the days the 2nd Constitutional Period was announced. The bands of brigands got legal identities by changing their names into constitutional clubs by making use of the liberal atmosphere resulting from constitutional order. But it continued for a very short time. ‘The Law of Bands of Brigands’ legalized by the initiative of the government changed the peace spiritual between the Ottoman Government and constitutional clubs, and caused tension because the bands of brigands had delivered their guns not to the government but to their organizations. For this reason the speed of Macedonian problem increased after 1908. The reforms of Ottoman Empire to hinder the European interference did not satisfy nations in Balkans and they accepted these initiatives as an obstacle on the road to the freedom. Because of this, after every reform undertaking, the European interference increased and, the activities of bands of brigands followed. In this period The Ottoman Empire was governed by the constitutional system The elections were made and the Ottoman Parliament was opened. The government brought the Macedonian question to the Parliament. A new law called Church and Schools Law was promulgated after the discussions about Macedonian question in different terms between local members of Parliament. With this law promulgated after long discussions, the question which caused the struggle of the nations in Balkans with each other was abolished. The disagreement between the nations in Balkans, which had fought mercilessly each other until 1910, was eliminated by the share of church and schools. So the seeds of mutual aid towards the Ottoman Empire were scattered. Thus, the governments in Balkans signed bilateral agreements among them against the Ottoman Empire by the help of Russian direction. Then, they began to attack the Ottoman Empire collectively using the atmosphere created by Tripoli War. The nations in Balkans shared Macedonia among them by making use of the bad situation of the Ottoman Army. The Ottoman Empire had to withdraw until the East of Adrianople. However, Greece, Serbia and Bulgaria were not pleased about their shares of Macedonia. This time they began to fight with each other. The Ottoman Empire rescued Adrianople by seizing this opportunity. Peace was realized by the help of European states. The land of Macedonia was shared among the governments in Balkans. So, the Ottoman Empire lost its last lands in Balkans. In today’s world, the base of the tumult in Balkans is the greeds resulting from the past. Unless these greeds are given up, the realization of the peace in Balkans will be difficult.

Download: Click here