SEMERKANDÎ, Ebü’l-Kāsım

Ebü’l-Kāsım b. Ebî Bekr el-Leysî es-Semerkandî (ö. 888/1483’ten sonra)

Ferâʾidü’l-fevâʾid adlı eseriyle tanınan Arap dili ve edebiyatı âlimi.

Müellif:

Kaynaklarda hayatına dair bilgi bulunmadığı gibi Ebü’l-Kāsım ile Ebû Bekir’in künye mi isim mi olduğuna dair kayıt yoktur. Ancak ona nisbet edilen eserlerde, özellikle er-Risâletü’l-ferîde’nin gerek İstanbul gerekse Kahire baskılarında ve bununla ilgili birçok eserin yazma nüshalarında Ebü’l-Kāsım b. Ebû Bekir ve Ebü’l-Kāsım Ali b. Ebû Bekir, bazı yazma eserlerde Ebü’l-Kāsım Muhammed b. Ebû Bekir ismi geçmektedir. Bunlardan hareketle adının Ali veya Muhammed, künyesinin Ebü’l-Kāsım olduğunu söylemek mümkündür. Ancak Ziriklî’nin ayrı kişi olarak kaydettiği Ebü’l-Kāsım İbrâhim b. Muhammed es-Semerkandî el-Leysî el-Hanefî’nin de aynı kişi olması ihtimali söz konusudur. Sadrüşşerîf diye anılan, Hanefî fakihi ve kıraat âlimi diye nitelenen bu kişiye nisbet edilen Müstaḫlaṣü’l-ḥaḳāʾiḳ fî şerḥi Kenzi’d-deḳāʾiḳ ile Ḥâşiye ʿalâ Envâri’t-tenzîl li’l-Beyżâvî adlı eserler Ebü’l-Kāsım es-Semerkandî’ye de izâfe edilmektedir. Ebü’l-Kāsım es-Semerkandî’nin vefatıyla ilgili olarak kaynaklarda, Şerḥu’r-Risâleti’l-ʿAḍudiyye fi’l-vażʿ adlı eserinin bitiriliş tarihi olan 4 Şâban 888 (7 Eylül 1483) esas alınıp, “Bu tarihten sonra vefat etti”; “Bu tarihte hayattaydı” gibi kayıtlara yer verilmiştir. İbrâhim es-Semerkandî’nin ölümüyle ilgili olarak da Müstaḫlaṣü’l-ḥaḳāʾiḳ’i bitirme tarihi olan Receb 907 (Ocak 1502) esas alınıp, “Bu tarihten sonra vefat etti” denilmiştir (Ziriklî, I, 65). Buna göre müellifin tam adının Ebü’l-Kāsım İbrâhim b. Ebû Bekir Muhammed el-Leysî es-Semerkandî şeklinde olması mümkündür. Abdurrahman b. Abdullah el-Cüllî, el-Ḫâdim fî ḥalli elfâżi Ebi’l-Ḳāsım adlı er-Risâletü’l-ferîde şerhinde (s. 74-75) “eskilerin ve yenilerin ilimlerini kendisinde toplayan, müteahhirînin efdali, mütebahhirînin imamı” şeklinde nitelediği müellifi Ebü’l-Kāsım el-Leysî es-Semerkandî ismiyle anmakta ve 888 (1483) yılında hayatta olduğunu belirtmektedir. İsim zincirinde yer alan Leysî nisbesi Hanefî fakihi Ebü’l-Leys es-Semerkandî ile (ö. 373/983) ilgili olmalıdır.

Eserleri. 1. Ferâʾidü’l-fevâʾid (ʿavâʾid) li-taḥḳīḳı meʿâni’l-istiʿârât. Semerkandî’nin şöhretini sağlayan eser er-Risâletü’l-ferîde, el-Ferîde, el-Ferâʾid, Risâletü’l-İstiʿârât, er-Risâletü’t-terşîḥiyye, er-Risâletü’s-Semerḳandiyye gibi isimlerle de anılır. Eserin önsözünde Semerkandî istiarenin tanımı, çeşitleri ve alâkalarına dair belâgat kitaplarında anlaşılmasını güçleştirecek biçimde ayrıntılara yer verildiğini, bu sebeple eskilerin ve yenilerin eserlerinde konuyla ilgili bilgileri özlü biçimde ortaya koyduğunu ifade etmektedir. Risâle “ıkd” (gerdanlık) adı verilen üç bölüm içinde “ferîde” (tek taş, pırlanta) ismiyle on beş kısımdan oluşur. Birinci bölüm mecaz ve istiare türlerine, ikinci bölüm istiâre-i mekniyyeye dair ihtilâflara, üçüncü bölüm istiarede karîne ve terşîhle ilgili meselelere ayrılmış, burada müellif özellikle terşîh meselesini ayrıntılı biçimde ele aldığı ve özgün bir yaklaşım ortaya koyduğu için esere er-Risâletü’t-terşîḥiyye adını verenler de olmuştur. Risâlenin müstakil olarak veya bir mecmua içinde çok sayıda neşri dışında (İstanbul 1274, 1276, 1288, 1290, 1291, 1292, 1308; Kahire 1276, 1295, 1297, 1303, 1304, 1306; Cezayir 1905) birçok şerh ve hâşiyeyle birlikte basımı gerçekleştirilmiştir. Eserin Abdürrezzâk el-Eşref (Abderrezzak Lacheref), La Samarkandya: Petite traité de rhétorique arabe adıyla Fransızca tercümesi ve Arapça metniyle birlikte yayımlamıştır (Alger 1905). Risâle üzerine çok sayıda şerh, bu şerhlere hâşiye, bazı hâşiyelere de takrir ve hâşiye olarak eserler yazılmış, ayrıca ihtisar edilmiş ve nazma çekilmiştir. Otuz kadar şerhten en eskisi Mes‘ûd b. Hüseyin eş-Şirvânî’ye (ö. 905/1499) aittir (yazma nüshası için bk. Brockelmann, GAL Suppl., II, 259). Zaman itibariyle ikinci sırada yer alan İsâmüddin el-İsferâyînî şerhi yoğun ilgi görerek üzerine elliye yakın hâşiye yazılmış, şerhin müstakil veya hâşiyeleriyle birlikte çok sayıda baskısı gerçekleştirilmiştir (İstanbul 1276; Tunus 1283; Kahire 1276, 1286). Şerhin hâşiyelerinden basılanlar şunlardır: Şârihin torunu Ali b. İsmâil el-İsferâyînî el-İsâmî (Kahire 1321), Hasan ez-Zîbârî (İstanbul 1276), Muhammed el-Behûtî (Kahire 1315), Yûsuf el-Hafnâvî (el-Hifnî, Kahire 1298), Sabbân (Kahire 1282, 1286, 1299, 1303), Müftîzâde Muhammed b. Sâdık el-Erzincânî (Kahire 1254, 1275; İstanbul 1253, 1279), Muhammed el-İsnevî (Kahire 1328), Bâcûrî (Bulak 1282, 1302; Kahire 1303, 1315, 1324, 1344), Halil Fevzi Efendi (İstanbul 1282, 1287, 1305, 1308; diğer hâşiye ve takrirler için bk. Brockelmann, GAL, II, 247-248; Suppl., II, 259-260; Abdullah Muhammed el-Habeşî, I, 61-72). Halil Fevzi Efendi’nin 1000 sayfa tutarında iki ciltlik el-Ḥâşiyetü’l-cedîde ʿalâ Şerḥi’l-ʿİṣâm li’l-Ferîde adlı eseri Arap dilinin gramerinde, belâgat ve edebiyatında bir hazine konumundadır. II. Mahmud ve Abdülmecid zamanlarında yirmi üç yıl kadar huzur derslerine muhatap ve mukarrir sıfatıyla katılmış olan Halil Fevzi, hâşiyeyi Kayseri’de ahkâm-ı şer‘iyye hâkimi iken öğrencilerin el-Ferîde’yi ʿİṣâm şerhiyle birlikte kendisinden okuma talebi üzerine kaleme almıştır. Hâşiyede yer yer Türkçe açıklamalara da yer verilmiştir. el-Ferîde’nin yoğun ilgi gören şerhlerinden ikincisi, Ahmed b. Abdülfettâh el-Mollâvî’nin ʿİḳdü’d-düreri’l-behiyye fî şerḥi’r-Risâleti’s-Semerḳandiyye’siyle (eş-Şerḥu’l-kebîr) Muḫtaṣaru ʿİḳdi’d-düreri’l-behiyye (eş-Şerḥu’ṣ-ṣaġīr) olarak anılan eserleridir. Adnân Ömer el-Hatîb önce eş-Şerḥu’ṣ-ṣaġīr’i er-Risâletü’s-Semerḳandiyye ile birlikte neşretmiş (Dımaşk 1425/2005), daha sonra risâleyi ʿİṣâm şerhi ve Mollavî’nin eş-Şerḥu’l-kebîr’i ile beraber yayımlamıştır (Dımaşk 1426/2006). Mollavî’nin medrese öğrencileri tarafından çok ilgi gören eş-Şerḥu’ṣ-ṣaġīr’i üzerine on beş kadar hâşiye yazılmıştır (Brockelmann, GAL, II, 247-248; Suppl., II, 259-260; Abdullah Muhammed el-Habeşî, I, 61-72). Semerkandî risâlesini Muhammed b. İsâm Bulûġu’l-ereb, Ahmed ed-Derdîr Tuḥfetü’l-iḫvân (Kahire, ts.) adıyla ihtisar edip yine kendisi bu sonuncusuna şerh yazmıştır. Ali b. Hüseyin el-Bûlâkī Tibyânü’l-beyân (Kahire 1308), Ahmed es-Sadrâvî et-Taḳrîrât adıyla bu şerhe hâşiye kaleme almıştır. Mahmûd b. Haydar el-Hakkârî de risâleyi ihtisar edip şerhetmiştir. Semerkandî risâlesi İbn Allân, Yûsuf b. Sâlim, Ahmed el-Mollâvî, Ahmed es-Sücâî, Ali Mentalâ ed-Dimyâtî, Muhammed b. Ahmed es-Sicilmâsî, Mansûr et-Tablâvî tarafından nazma çekilmiştir (Abdullah b. Muhammed el-Habeşî, I, 71-72). 2. Ḥâşiye ʿale’ş-Şerḥi’l-Muṭavvel (Tahran 1304; İstanbul 1307). Bu esere İsâmüddin el-İsferâyînî hâşiye yazmıştır. 3. Şerḥu’r-Risâleti’l-ʿAḍudiyye. Adudüddin el-Îcî’nin vaz‘ konusundaki risâlesinin şerhidir (İstanbul 1267; Kahire 1295, 1329). 4. Şerḥu’r-Risâleti’l-velediyye. Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin mantığa dair risâlesinin şerhidir (yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., II, 259-260). 5. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’l-ḳısmi’s̱-s̱âlis̱ mine’l-Miftâḥ (Köprülü Ktp., nr. 502; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 1812). Teftâzânî’nin Sekkâkî’ye ait Miftâḥu’l-ʿulûm’un belâgat kısmına yaptığı şerhin hâşiyesidir. 6. Şerḥu Telḫîṣi’l-Miftâḥ (yazmaları için bk. Akseki Ktp., nr. 293; Tekeli Ktp., nr. 856; bk. Muʿcemü’l-maḫṭûṭât, I, 43). 7. Keşfü me’ştebehe ʿale’s-sâmîʿîn mine’l-âyi ve’l-aḫbâr (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3142). 8. Ḥâşiye ʿalâ Envâri’t-tenzîl li’l-Beyżâvî. Molla Hüsrev’in hâşiyesine hâşiyedir (yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 738). 9. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi Ṭavâliʿi’l-envâr. Beyzâvî’nin kelâm ilmine dair eserine Mahmûd b. Abdurrahman el-İsfahânî’nin yazdığı şerhe hâşiyedir (yazmaları için bk. a.g.e., I, 743). 10. Müstaḫlaṣü’l-ḥaḳāʾiḳ fî şerḥi Kenzi’d-deḳāʾiḳ. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin Hanefî fıkhına dair eserinin şerhidir (Delhi 1870, 1882, 1884, 1313; Leknev 1870, 1874, 1877, 1882, 1884; Kanpûr 1882; Bombay 1294, 1299; Kahire 1309, 1311, 1329; İstanbul 1267). Bu şerhin müellifi olarak Ebü’l-Kāsım Sadrüşşerîf İbrâhim b. Muhammed el-Leysî es-Semerkandî’nin adı da geçmektedir. Semerkandî ayrıca Şerḥu ebyâti Müstaḫlaṣi’l-ḥaḳāʾiḳ adıyla Farsça bir şerh yazmıştır (Peşâver 1292).

BİBLİYOGRAFYA

Ebü’l-Kāsım es-Semerkandî, er-Risâletü’s-Semerḳandiyye (İsâmüddin el-İsferâyînî, Şerḥu’r-Risâleti’s-Semerḳandiyye içinde), s. 11-16; İsâmüddin el-İsferâyînî, Şerḥu’r-Risâleti’s-Semerḳandiyye fi’l-istiʿârât (nşr. Adnân Ömer el-Hatîb), Dımaşk 1426/2006, neşredenin girişi, s. 5-8, 31-45; Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 475, 845, 853, 898; II, 1938; Ebü’l-Abbas Ahmed b. Abdülfettâh el-Mollavî, ʿİḳdü’d-düreri’l-behiyye fî şerḥi’r-Risâleti’s-Semerḳandiyye: eş-Şerḥu’l-kebîr (nşr. Adnân Ömer el-Hatîb), Dımaşk 1426/2006, tür.yer., ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 117-123; a.mlf., Muḫtaṣaru ʿİḳdi’d-dürer: eş-Şerḥu’ṣ-ṣaġīr (nşr. Adnân Ömer el-Hatîb), Dımaşk 1425/2005, s. 10-12; Sabbân, el-Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’l-ʿİṣâm el-İsferâyînî li’r-Risâleti’s-Semerḳandiyye, Kahire 1321, s. 51, 57-58, 97-99, 108; Bâcûrî, Ḥâşiye ʿalâ Metni’s-Semerḳandî, Kahire 1293, tür.yer.; Abdurrahman el-Cüllî, el-Ḫâdim fî ḥalli elfâẓi Ebi’l-Ḳāsım (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, el-Mevrid, XX/1 [Bağdad 1412/1992] içinde), s. 74-116; Halil Fevzi Efendi, el-Ḥâşiyetü’l-cedîde ʿalâ Şerḥi’l-ʿİṣâm li’l-Ferîde, İstanbul 1287; Serkîs, Muʿcem, I, 474, 509, 1044-1045; II, 1195, 1331, 1337, 1458-1459; Brockelmann, GAL, II, 247-248; Suppl., I, 738, 741, 743; II, 247-248, 259-260, 288; Ziriklî, el-Aʿlâm, I, 65; V, 173; Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiʿu’ş-şürûḥ ve’l-ḥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, I, 61-72; Muʿcemü’l-maḫṭûṭâti’l-mevcûde fî mektebâti İstânbûl ve Ânâṭûlî (haz. Ali Rıza Karabulut), [baskı yeri ve tarihi yok], I, 43-44, 82.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2009 yılında İstanbul’da basılan 36. cildinde, 472-473 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment