TÂRÎH-i BEYHAKĪ

TÂRÎH-i BEYHAKĪ, Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī’nin (ö. 470/1077) Gazneliler tarihine dair eseri.

Müellif: Tahsin Yazıcı

Yirmi yıl Gazneliler’e hizmet eden Beyhakī, Mahmûd-ı Verrâk’ın tarihine zeyil mahiyetinde kaleme aldığı eserinde 409-451 (1018-1059) yılları arasındaki olayları nakletmiştir. Câmîʿu’t-tevârîḫ, Câmiʿ fî târîḫ-i Sebük Tegin, Târîḫ-i Âl-i Sebük Tegin, Târîḫ-i Âl-i Maḥmûd, Târîḫ-i Maḥmûdiyyân, Târîḫ-i Nâṣırî, Târîḫ-i Mesʿûdî ve Mücelledât-ı Beyhaḳī gibi adlarla da anılan eserin otuz cilt olduğu rivayet edilir. Dîvân-ı Resâil’de görevli iken eserini yazmayı tasarlayan Beyhakī bu maksatla pek çok resmî belge toplamış, eserin yazımı sırasında bir kısmı günümüze ulaşmamış bazı eserlerden ve şifahî rivayetlerden de yararlanmıştır. Kitabın ilk dört cildi Gazneli hânedanının kurucusu Sebük Tegin ile Mahmûd-ı Gaznevî dönemi hakkındadır. V-X. ciltler Mes‘ûd b. Mahmûd devrini, XI-XXX. ciltler ise Muhammed b. Mahmûd’un ikinci hükümdarlığından İbrâhim b. Mes‘ûd’un tahta çıkışına kadar (19 Safer 451/6 Nisan 1059) meydana gelen olayları içermektedir. Ancak eserin zamanımıza sadece, Sultan Mahmûd-ı Gaznevî’nin ölümünden (421/1030) başlayıp Sultan Mesud’un Dandanakan yenilgisinden sonra Hindistan’a iltica ettiği yıla (432/1041) kadar gelen bölümü intikal etmiştir. VI ve VII. ciltlerden ibaret olan bu bölümün dışında V ve X. ciltlerin bazı parçaları da günümüze ulaşmıştır. Ali b. Zeyd el-Beyhakī (İbn Funduk) eserin bazı ciltlerini Serahs Kütüphanesi’yle Mehd-i Irâk Hatun’un kütüphanesinde, bazı ciltlerini de muhtelif şahısların evlerinde gördüğünü, fakat takım halinde hiçbir yerde bulamadığını kaydeder (Târîḫ, s. 303). Eserin ilk dört cildinden Ṭabaḳāt-ı Nâṣırî müellifi Cûzcânî, Mecmaʿu’l-ensâb müellifi Şebânkâreî ve Zübdetü’t-Tevârîḫ müellifi Hâfız-ı Ebrû iktibaslarda bulunmuştur. Beyhakī, Sebük Tegin ve Sultan Mahmud’un saltanatının ilk devresine ait bilgileri Mahmûd-ı Verrâk’ın kaybolmuş olan tarihi ile (yazılışı 450/1058) Muhammed b. Abdülcebbâr el-Utbî’nin (ö. 427/1036) Târîḫu’l-Yemînî’sinden, X. cildin sonunda Me’mûnîler hakkındaki bilgileri Bîrûnî’nin Kitâbü’l-Müsâmere min aḫbâri’l-Ḫârizm’inden faydalanarak vermiştir. Sultan Mesud’un şehzadelik yıllarına dair bilgileri, adı geçen hükümdarın uzun yıllar beraberinde bulunan Ebû Saîd Abdülgaffâr’dan şifahî olarak elde etmiştir.

Beyhakī daha önce yazılan tarih kitaplarından farklı bir yol tuttuğunu, eserinin galipleri ve mağlûpları anlatan bir kitap olmadığını, gördüğü ve yaşadığı olayları ayrıntılarıyla anlatmaya çalıştığını belirtir. Bu yönüyle eser bir hâtırat şeklinde de değerlendirilebilir. Eserin rahatça okunmasını sağlamak için tarihî fıkralara, Arapça ve Farsça şiirlere yer veren Beyhakī hiç kimse için övgü ifadeleri kullanmamış, ele aldığı konular ve kişiler hakkında gerçekçi ve tarafsız kalmaya çalışmıştır. Beyhakī’nin Sâmânîler, Saffârîler, Karahanlılar, Hârizmşahlar, Sultan Mesud’un Hindistan’a gidişine kadarki Gazneliler tarihi ve Büyük Selçuklular’ın ilk devirleri hakkında verdiği bilgiler çok mühimdir. Bunların yanında eser İran edebiyatı, coğrafyası, sosyal yapısı ve gelenekleriyle ilgili önemli kayıtlar içermektedir. Gazneli sarayında önemli görevlerde bulunması dolayısıyla devlet idare ve teşkilâtı, saray hayatı ve entrikalarına dair geniş bilgi ve tecrübe sahibi olan Beyhakī, hükümdara yaranmak için başvurulan yolları ve yabancı devletlere yazılan mektuplarda kullanılan ifade özelliklerini anlatır. Eseri yazarken belgelerin tamamına ulaşamadığını, saltanat makamına büyük saygısına rağmen hükümdarın kusurlarını gizlemeye çalışmadığını, eski hasımları ve rakipleriyle olan düşmanlıklarını bir yana bırakarak Gazneli sarayında olup bitenleri tarafsız bir gözle aktardığını söyler. Beyhakī, eserini uzun yıllar idarî görevde bulunduktan sonra kaleme alması dolayısıyla İbnü’l-Kalânisî, Kādî el-Fâzıl ve İmâdüddin el-İsfahânî’ye benzetilir. Arapça’nın resmî dil olarak kullanıldığı, Arap kültür ve edebiyatının hâkim bulunduğu bir dönemde Farsça yazılan Târîḫ-i Beyhaḳī’de Arapça’nın etkisi açıkça görülür. Arapça şiirler, atasözleri, kelime ve deyimlerin yanında bazan cümle yapıları bile Arapça’nın gramer özelliklerini taşır.

Târîḫ-i Beyhaḳī’nin günümüze ulaşan bölümleri ilk defa W. H. Morley ve W. N. Lees tarafından İngilizce başlıkla yayımlanmış (The Tarikh-i Beyhaki Containing the Life of Masoud, Son of Sultan Mahmud of Ghaznin, Being the 7th, 8th, 9th, and the Part of the 6th and 10th, Vols of the Tarikh-i Al-i Saboktakeen [Calcutta 1862]), bunu Seyyid Ahmed Edîb-i Pîşâverî (Tahran 1305), Saîd-i Nefîsî (I-III, Tahran 1319-1332 hş.), Kāsım Ganî ve Ali Ekber Feyyâz (Tahran 1324 hş./1945), Ali Ekber Feyyâz (Meşhed 1350 hş./1970, 2. bs., 1355 hş./1976’da M. Ca‘fer Yâhakkī’nin lugatçe ilâvesiyle), A. İhsânî (Tahran 1358 hş./1980), Halîl Hatîb Rehber (I-III, Tahran 1368 hş.) ve Menûçihr Dânişpejûh’un (I-II, Tahran 1376 hş.) ilmî neşirleri takip etmiştir. Eserin bazı bölümleri ayrıca yayımlanmıştır (Ḥasenek Vezīr ez-Târîḫ-i Beyhaḳī, Tahran 1364/1985; Güzîde-i Târîḫ-i Beyhaḳī [nşr. Nergîs Revânpûr], Tahran 1365 hş./1986). Saîd-i Nefîsî, sonraki dönemlerde yaşayan tarihçilerin Târîḫ-i Beyhaḳī’den yaptıkları nakil ve iktibasları derleyip iki cilt halinde yayımlamıştır (Der Pîrâmûn-i Târîḫ-i Beyhaḳī, Tahran 1342 hş.). Eserin geniş bir özeti, Albin de Biberstein Kazimirski tarafından neşredilen Menûçihrî’nin divanının girişinde verilmiştir (Menoutchehri, poète persan du onzième siècle, Paris 1886, s. 17-131). Târîḫ-i Beyhaḳī’nin bazı bölümlerini J. A. B. Dorn Almanca’ya (Muhammedanische Quellen zur Geschichte der südlichen Küstenländer des Kaspischen Meeres, I-IV, St. Petersburg 1850-58); Elliot ve Dowson İngilizce’ye (History of India, Delhi 1866-1867, 1900, II, 53-154) çevirmiştir. Eser Yahyâ el-Haşşâb ve Sâdık Neş’et tarafından Târîḫu’l-Beyhaḳī adıyla Arapça’ya tercüme edilmiş (Kahire 1376/1956; Beyrut 1982), A. K. Areuds’in Rusça tercümesi Istoria Masuda (1030-1041) adıyla yayımlanmıştır (Taşkent 1962; Moskova 1969). Necati Lugal’in Türk Tarih Kurumu adına yaptığı Türkçe tercüme henüz basılmamıştır. Bazı araştırmacılar, Beyhakī’nin Maḳāmât-ı Maḥmûdî adlı bir eserinden bahsederken bunun Târîḫ-i Beyhaḳī’nin Sultan Mahmud dönemiyle ilgili bir parçası olduğunu ileri sürmüşlerdir (EIr., III, 890).

BİBLİYOGRAFYA

Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī, Târîḫ (nşr. Halîl Hatîb Rehber), Tahran 1368 hş., neşredenin girişi, I, 13-39; a.e. (nşr. Kāsım Ganî – Ali Ekber Feyyâz), Tahran 1375 hş., neşredenlerin girişi, s. h-yû; a.e. (nşr. Menûçihr Dânişpejûh), Tahran 1376 hş., neşredenin girişi, I, 7-32; a.e. (trc. Yahyâ el-Haşşâb – Sâdık Neş’et), Beyrut 1982, tercüme edenin girişi, s. 5-39.
Beyhakī, Târîḫ (Hüseynî), s. 303.
Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye (Lugal), s. 50-55.
Rieu, Catalogue, I, 158 vd.
Storey, Persian Literature, I, 252-254.
Bahâr, Sebkşinâsî yâ Târîḫ-i Teṭavvür-i Nes̱r-i Fârsî, Tahran 1337 hş., II, 62-95, 114.
Safâ, Edebiyyât, II, 890-892.
Mujtaba Minovi, “The Persian Historian Bayhakī”, Historians of the Middle East (ed. B. Lewis – P. M. Holt), London 1964, s. 138-140.
Rypka, HIL, s. 442.
Nasser Akhlagui, Ebu’l-Fazl Beyhakî, Tarihi ve Tarihinin Dili ve Edebî Değeri (doktora tezi, 1978), İÜ Ed.Fak.
Şâkir Mustafa, et-Târîḫu’l-ʿArabî ve’l-müʾerriḫûn, Beyrut 1980, II, 386-388.
Mecmûʿa-i Maḳālât-ı ʿAbbâs İḳbâl-i Âştiyânî (nşr. M. Debîrsiyâkī), Tahran 1369 hş., s. 68-85, 430-440.
V. V. Barthold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan (haz. Hakkı Dursun Yıldız), Ankara 1990, s. 23-25.
a.mlf., “Beyhakî”, İA, II, 582-584.
Güller Nuhoğlu, Beyhaki Tarihine Göre Gaznelilerde Devlet Teşkilâtı ve Kültür (doktora tezi, 1995), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Rızâzâde-i Şafak, “Ebü’l-Fażl Beyhaḳī ve Târîḫ-i Beyhaḳī”, Armaġān, XI/12-13, Tahran 1317 hş.
C. E. Bosworth, “Early Sources for the History of the First Ghaznavid Sultans”, IQ, VII (1963), s. 10-14.
a.mlf., “Notes on Some Turkish Names in Abu’l-Fadl Bayhaqī’s Tārīkh-i Mas‘ūdī”, Oriens, XXXVI (2001), s. 299-313.
Said Naficy, “Bayhaḳī, Abu’l-Faḍl”, EI2 (İng.), I, 1130-1131.
G.-H. Yūsofī, “Bayhaqī, Abu’l-Fażl”, EIr., III, 889-891.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2011 yılında İstanbul’da basılan 40. cildinde, 74-75 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment